Zevki traduction Espagnol
1,462 traduction parallèle
Yapma. Gelmek istediğini biliyorsun. Güçlü kadın simgesi inanılmaz bir moda zevki var.
Sé que lo quieres mujer poderosa con gran sentido de la moda.
Sokaktaki sersem bu zevki hiç tatmayacak çünkü siz erken alarak ondan on kat fazla kazanmış olacaksınız.
El vecino no va a conocer la dicha que usted conoce porque al comprar temprano ganará 10 veces lo que él ganó.
Bu zevki arkadaşına tattırmak istemedim ama güvenlik konusunda haklıydı.
No quería darle la satisfacción a tu amigo pero tenía razón en lo de la seguridad.
- Müzik zevki nasıl?
- ¿ Qué música escucha?
Onlara her bakışında, o zevki tekrar tadıyor.
Cada vez que los mira revive la emoción.
Ve o zevki tekrar tatmak için saçtan bir tutam almış.
Y se llevó un mechón para recordar el momento.
- Bu zevki bozalım mı?
- ¿ Y arruinar la diversión?
Boğazını sıkmamı istedi, zevki doruğa...
Me pidió que la ahorcara para aumentar el...
Ona o zevki vermem.
No le daría esa satisfacción.
Hyde, kız arkadaşımın zevki kötü.
Hyde, mi novia tiene mal gusto.
Biliyor musun, belki de zevki kötü olan sensin.
Usted sabe, tal vez tú eres el que tiene un de mal gusto.
Alison kendi zevki ve tarzı olan klas bir kadın.
Hola a todos.
Sonra mükemmel bir zevki olan bir oda arkadaşım olduğunu hatırladım.
Luego recordé que tengo una nueva compañera de habitación con excelente gusto.
Burada başka memeliler de var. Damak zevki farklı olanlar.
Pero hay otros mamíferos con gustos diferentes.
İşle zevki karıştırabilir?
Mezcla el negocio con el placer.
Tadını çıkaramazsan, istediğin her şeyi sana vermenin zevki kalmıyor.
No tiene gracia tener lo que quieres si no vas a aprovecharlo.
- Bu hakarettir! Dostum, yalnız sana bu zevki tattırmam, benim...
No dejaré que me trates así, sólo porque resulta que soy...
Zevki koklayabiliyor musun?
¿ Puedes oler la indulgencia?
Bu zevki neye borçluyum?
¿ A qué debo este placer?
Yaşayamadıkları zevki elde etmek için.
Lo que les falta.
Bu zevki ona verme.
No le des la satisfacción.
1. bölüm kadınlara, seksten aldıkları zevki, aşkla bağdaştırmamaları için erkeklerden tamamen sakınmaları gerektiğini öğretiyor.
El nivel 1 pide abstenerse de hombres totalmente para que ya no piensen que el placer del acto sexual está relacionado con el amor.
Böylece bunu seyircilerde ararım ve Bu bana gerçek zevki verir.
Así que busco a alguien en el público, y eso es lo que me da satisfacción.
Sence iş ile zevki birbirine mi karıştırıyor?
¿ Crees que está mezclando los negocios con el placer?
Northfork'un çalışkan halkı çok daha fazla ihtiyaçları olan gücü bu su miktarının eğlence zevki sağlandığı sürece alabilecekler.
Los trabajadores ciudadanos de Northfork podrán tener su tan necesitado poder... como también... el placer de la recreación que este equipo de agua... proveerá.
Bu zevki yaşamak sadece sizin hakkınız değil elbette.
Pero no que usted deba disfrutar, desde luego.
Sonra Teyzem Yolanda vardı Bize daima yaşama zevki aşıladı aksi taktirde ölümün eşikte duracağını söylerdi.
Siempre intentando inyectar vida... a una existencia que de otro modo sería fatal.
Görme zevki için yaşayın.
En vivo y en directo para ustedes.
Ama sana bu zevki vermeyeceğim.
No te daré ese placer.
"Mastürbasyon ve erkekler için seksin zevki"
Masturbación y placer sexual en el hombre.
"SEKS HAYATI" Kadınların mastürbasyon zevki "
vida SEXUAL. El placer de la masturbación femenina.
* Rununu hazırla ve rahatla! Bir ömür boyu almadığın zevki tadacaksın *
Crea el ambiente y prepárate para vivir toda una vida en un instante.
Başka kadınlarlayken zevki artırmak için birçok teknik kullanırdım.
con otras mujeres suelo usar muchas tecnicas para maximizar el placer.
Ona bu zevki tattırmayacağım.
No le daré el placer.
Zevki kaçtı yani.
Eso ya me gusta menos.
Jesus Cardenas ve Jason Kent'in ziyaretçi zevki aynıymış.
Jesus Cardenas y Jason Kent eran dos prisioneros con el mismo gusto en visitantes.
Angelo'nun araba zevki iyiymiş.
Angelo tiene lindo gusto en autos.
Annemle babam harkadır yanlış anlama. Ama annem başarısız olduğumu görmeye can atıyor. Ona bu zevki tattıramam.
Mis padres son estupendos pero mi madre deseaba que me fuera mal y no quiero darle esa satisfacción.
Daha pek çok zevki bıraktık.
Llena de buen placer
Zevki iki katına çıkar ki eğlence de iki katına çıksın.
- Doble dosis... - Doble diversión.
Bu zevki neye borçluyuz?
¿ A qué debemos el honor?
Liseden beri çoğu kadının giysi, saç ve yiyecek zevki gelişti.
Desde entonces, las mujeres que conozco... mejoraron su gusto en ropa, peinados y comida.
Peki ya erkek konusunda zevki?
? Pero, y en cuanto a hombres? siempre TE QUERRÉ
Çok güzel. Güzel bir zevki varmış.
Muy lindo cuarto.
Bunun zevki arttırması mı gerekli?
¿ Eso aumenta el placer? ¿ Para quién?
Bay Forman'ın size göre, zevki biraz genç işi ama kadınlar ve erkekler, daha önce hiç yapmadığımız şeyleri yaparlar, değil mi?
Quiero decir, Forman parece un joven poco para ti... Pero, uh, los hombres y las mujeres están haciendo todo tipo de cosas que nunca solía hacer, ¿ eh?
Komşular olmadan ne zevki kalır ki?
Quiero pasármelo bien con mis vecinos.
Ama Lindsay'in garip bir zevki var.
Pero Lindsay tiene un gusto tan raro.
İşle zevki birbirine karıştırmazdı.
No mezclaba el placer con la pasta.
Kusursuz bir zevki, çok yüksek standartları var.
Tu madre es la mujer más exigente para la que jamás he trabajado.
O zaman ne zevki kalacaktı?
Eso no habría tenido gracia.