Zirvesi traduction Espagnol
372 traduction parallèle
Geçidin zirvesi.
La cima del paso.
{ \ 1c00FFFF } Ve nihayet, aşiretler yüz yüze geldiler { \ 1c00FFFF } en korkunç düşmanlarıyla... { \ 1c00FFFF } kaya, kar ve buz içinde meydan okuyan şiddetli eski Zağros Dağlarının zirvesi olan Zardeh Kuh, 12000 feet yükseklikte.
Y finalmente, las tribus se encuentran cara a cara con el enemigo más temible de todos... el feroz Zardeh Kuh, 12000 pies de roca, nieve e hielo.
Billy, Chicago'daki Cumhuriyetçi Zirvesi'ni boşver ve şunu yaz : " Ringo Kid Lordsburg'de Ana Cadde'de bu gece öldürüldü.
Billy, quita el artículo sobre la Convención Republicana de Chicago. Y pon esto en su lugar. " Ringo Kid fue muerto en la calle Main Street...
Whitney Dağı, Amerika'nın en yüksek zirvesi.
El Whitney, el pico más alto de EE. UU.
Tedbirin zirvesi, saldırılması en son akla gelecek yerlerde savunmayı çoğaltmakla olur. - Evet... - Beni mi istediniz?
La Restauración redujo su pensión, y se le prohibía lucir la Legión de Honor.
Scartaris, volkanın yanındaki bir dağın zirvesi.
- Un pico cercano al volcán.
Bu gizlenmenin zirvesi.
Es un excelente disfraz.
İşte Empire State Binası'nın zirvesi : Zeminden yüz iki kat yüksekte.
Aquí, en lo alto del Empire State Building, se encuentran en la planta cientodos sobre el nivel del mar.
İşte! "15. döneminde, ahşap işlerinde türünün zirvesi".
¡ Aquí está! . A los 15 años, fue el primero de la clase en trabajos manuales.
Bu Brüksel'deki Ortak Pazar Zirvesi'yle ilgili.
- Oye, es a propósito de la Europa de los seis, la Europa agrícola en Bruselas.
Bu tamamıyla ironik. insanlığı kurtarmak için, yok edebilecek bir şey. yaratılışın zirvesi.
Lo que es irónico es que lo que quizá termine salvando a la humanidad,... en el pináculo de la creación es una auténticamente simple y primitiva bacteria.
Cinsel gücümün zirvesi 10 yıl önceydi.
Mi mejor momento sexual fue hace diez años.
Her neyse, bugünkü haliyle evlilik en iğrenç yalan. Bencilliğin zirvesi.
El matrimonio hoy en día es la más odiosa mentira, la forma suprema del egoísmo.
Ancak Churchill'in Roosevelt'le Eylül 1941'de gerçekleştirdiği Atlantik zirvesi sonrası, Amerika, hangi uyruktan olursa olsun, kendi kıyı şeridi ve İzlanda'daki gemileri koruyacağını ilan etti.
Pero después de la reunión entre Churchill y Roosevelt, en septiembre de 1941, los EE.UU. anunció que proteger los buques de cualquier nacionalidad que navegan entre el la espalda e Islandia.
Dağ zirvesi dağ zirvesidir. Neydi askerin ismi?
Un pico de montaña es un pico de montaña. ¿ Cómo se llama?
25 yüzyıl önce burada Samos adası ve çevresinde Akdeniz bölgesinde uyanan kültürel yükselişin zirvesi yaşanıyordu.
Hace 25 siglos, aquí en la isla de Samos y en otras colonias griegas que crecieron en el animado mar Egeo hubo un glorioso despertar.
Dünyanın zirvesi anne.
En la cima del mundo, Ma.
22 saat sonra Hartford Zirvesi bitmiş olacak.
En 22 horas, la junta internacional en Hartford se habrá terminado.
Ne Hartford Zirvesi kalır ne de Snake Plissken.
Ya no habrá junta en Hartford, ni Víbora Plissken.
Hayır Watson, korkarım bu dağın yalnızca zirvesi.
No, Watson, me temo que sea sólo la punta del iceberg.
Beyefendinin, bir berberin karla kaplı zirvesi olan saç kesmeyi takdir etmek için zaman ayıracağını umuyorum.
Simplemente espero que el señor pueda tomarse un momento de lo que sé que es una agenda muy apretada para apreciar que para mi cortar todos los pelos de la cabeza de un señor representa la cima nevada del oficio de un barbero.
Dome Zirvesi'nin güney tarafındaki radyo vericisinin oradayız.
Estamos junto a la torre de radio en la ladera sur del Dome Peak.
Zirvesi 800 km olan bir yörüngede hareket ediyorlar gibi.
Están girando en una órbita regular con un apogeo de 800 kilómetros.
Hayatın zirvesi!
"Top of the Pops"
Bunun sonucunda, Kruşçev'le Eisenhower arasındaki barış zirvesi başarısız oldu.
El resultado fue que el tratado de paz entre Jruschov y Eisenhower fracasó.
Dünyanın zirvesi!
¡ La cima del mundo!
Ama Tygrus, o sanatımın zirvesi.
Pero Tygrus, es la mejor de mis creaciones.
Sayende her nefes yeni bir acı zirvesi oldu.
- ¿ Quiere envenenar a la gente? ¿ Quién es?
İlk zirvesi demek istedim.
Quiero decir la primera.
Başkan Kennedy'nin de, Amerikan-Alman Zirvesi'ne katılacağı söylentileri var.
Existían rumores de que el Presidente Kennedy asistiría a una conferencia cumbre americano-germana.
Dünyanın zirvesi, anne.
Cima del mundo, mamá.
- Onu çok romantik bir yere götürürdüm, bir dağın zirvesi veya güzel bir köprü ya da onun gibi bir yere ve onu iterdim.
- La llevaría a un sitio muy romántico, como la cima de una montaña, un puente muy bonito o algo así, y la empujaría.
Başkan, Güney Asya Ekonomik Zirvesi'nden 20 saat sonra gelecek.
Se estima que el Presidente regresará en 20 horas.
Reykjavik zirvesi yaklaşıyor.
Tenemos Reykjavik.
Hindistan'a varınca, Himalayalar'a ve Dünya'nın en yüksek... dokuzuncu zirvesi olan Nanga Parbat'a doğru yola çıkacağız.
Llegando a la India, enfilaremos al Himalaya y al 9no. Pico más alto del mundo, el Nanga Parbat.
Ah, bak, çatının zirvesi için, yıldırımı çekecek.
Para el pico del techo. Atraerá al rayo.
Rüzgarın en sert olduğu dünyanın zirvesi insanoğlunun yaşayamayacağı ıssız ve öldürücü bir yerdir.
En el techo del mundo, una cima... sobre la que sopla un viento muy hostil a la vida...
Kendini Güney Zirvesi'ne doğru çekmelisin...
Debes levantarte...
Merak etme şu anda Hükümet Zirvesi var.bütün Polisler havaalanında.
¡ No hay problemas! Todos los policías fueron al aeropuerto.
Matterhorn zirvesi, karın bile tutunamayacağı kadar diktir.
El Monte Cervino, es tan afilado que no puede mantener un campo de nieve.
Medeniyetinizin zirvesi.
La cima de su civilización.
- Yarın, "Yağmur Ormanlarını Kurtarma Zirvesi" için şarkı söyleyecek koroyuz.
Somos el grupo que cantará mañana para ayudar a salvar la selva.
Yüzlerce zengin Amerikalının "Yağmur Ormanlarını Kurtarma Zirvesi" için toplandığı San Jose, Kosta Rika'dan canlı yayındayız.
Estamos aquí en San Jose, Costa Rica, donde cientos de americanos ricos Se han dado cita en el festival Salvemos la selva.
Gel, Birleşmiş Milletler zirvesi yaklaşıyor.
Falta poco para la cumbre de la ONU.
Ya Birleşmiş Milletler zirvesi?
¿ Y la cumbre?
Ama Scafel Zirvesi sadece bin metre yükseklikte.
Pero el pico de Scafel sólo tiene mil metros.
Burası hayatlarının zirvesi.
es el pico de la vida de los atletas.
Lazer Zirvesi berbat.
¿ Por qué? El Laser Dome es un asco.
Bu dans kariyerimin zirvesi olacak.
Bueno, este baile ha sido el punto culminante de mi carrera.
Umarım zirvesi değildir.
Bueno, espero que no sea la cumbre.
Bu bir çeşit mafya zirvesi!
APENAS RECIBIDO DE ASESINO Parece una reunión cumbre de la Mafia.