Zorlamıyorum traduction Espagnol
153 traduction parallèle
Hayır, sizi zorlamıyorum leydim.
Yo nunca forzaría vuestra voluntad.
Sorun değil. Seni zorlamıyorum.
De acuerdo, no voy a presionarla.
Sizi zorlamıyorum.
No voy a insistir.
Çok naziksiniz, Doktor Watson, sizi fazla zorlamıyorum herhalde...
Gracias, Dr. Watson, Si no es una molestia para Vd...
Gitmen için seni zorlamıyorum.
No lo estoy forzando a que se vaya
Seni zorlamıyorum.
No te obligo a nada.
Sizi zorlamıyorum.
Yo no la desafío.
Beni sevmeye zorlamıyorum seni.
No intento forzarte para que me quieras
Hey, hey, ben seni zorlamıyorum adamım.
No te entiendo, viejo.
Seni zorlamıyorum.
No lo estoy obligando.
Kimseyi satmaya zorlamıyorum.
Nadie tiene por qué vender.
Seni zorlamıyorum.
No te estoy forzando.
Zorlamıyorum.
No estoy interfiriendo.
- Zorlamıyorum.
- No lo hago.
Seni zorlamıyorum ki.
No te estoy forzando.
Seni hiçbir şey için zorlamıyorum.
No quiero obligarte a nada.
Seni zorlamıyorum.
No te digo más, pero...
Seni benimle gelmeye zorlamıyorum.
Oye, no te obligo a acompañarme.
Yanlış anlama, seni zorlamıyorum.
Oye, no te obligo.
Hey, kabul edesin diye seni zorlamıyorum.
No te estoy obligando a nada.
Biliyorsun, hiçbir şey için zorlamıyorum.
No me he pasado de la raya.
- Zorlamıyorum.
- Yo no me degrado.
- Zorlamıyorum!
- ¡ No le fuerzo!
- Sizi zorlamıyorum.
- No las estoy obligando.
Seni zorlamıyorum. - Evet.
Yo no te atosigo.
Biliyorsun seni zorlamıyorum.
No quiero obligarte.
Seni zorlamıyorum.
No le fuerzo.
Zorlamıyorum.
No te aprieto.
- Zorlamıyorum.
- Sin presión ni nada.
Dövüşmen için seni zorlamıyorum.
No te estoy forzando a pelear.
- Hayır, zorlamıyorum. Zihnim hiç bu kadar açık olmamıştı.
- No, nunca he estado mejor.
Seni zorlamıyorum tamam mı?
No te obligo.
Hıh! Seni zorlamıyorum.
No te estoy incitando.
Beni buna dahil olmaya zorluyorsun. - Zorlamıyorum!
Me estás forzando a que me involucre.
Ben onu zorlamıyorum. O, kararlarını doğru veriyor.
Si no lo obligo, él toma la decisión correcta.
Zorlamıyorum. Gittiğimiz son maçı hatırlıyor musun?
Recuerdas la última vez que fuimos en 1986?
Seni zorlamıyorum ki. Hayır, "zevk" dedim.
- ¡ Claro que tengo cosas que hacer!
Ben hiç kimseyi ayaklarıma kapansın diye zorlamıyorum, saygıdan yapıyorlar.
No obligo a nadie a que me toque los pies, Sr. Aryan. Lo hacen por respeto.
İnan bana, zorlamıyorum.
Creeme, no lo hago.
Fazla zorlamıyorum, 2 dakika zorlamadır.
No es cierto, con 2 minutos me estaría arriesgando.
- Kimseyi zorlamıyorum.
- No obligo a nadie.
Ben seni hiçbir şey olmaya zorlamıyorum!
- ¿ Por qué tienes tanto miedo?
- Zorlamıyorum.
- No lo soy.
- Şey... yani... Eğer istersen. Mümkün tabii ama seni zorlamıyorum kesinlikle.
eh, digo... si tú quieres, si estás dispuesta... no voy a forzarte.
Biliyorsun, bu deyimi asla anlamadım,... fakat, hayır, seni zorlamıyorum.
Ya lo sabes, nunca he entendido esa expresión, pero no, no te estoy "cagando".
Hiç kimseyi peşimden gelmeye zorlamıyorum, Corto Maltese.
No fuerzo a nadie a seguirme, Corto Maltés.
Seni zorlamıyorum.
No te estoy obligando.
Sabırlıyım, zorlamıyorum, delirmedim.
No estoy loco.
- Seni zorlamıyorum, baba.
- No te empujo, papá.
İnanıyorum ki Devlin Bowman Sırların Efendisi olmaya daha fazla zorlamıştır dünyadaki en nadide hazineleri çalmak için.
Yo creo que Devlin Bowman forzó a mi papá a volverse un maestro del disfraz otra vez para robar tesoros extraordinarios de todo el mundo.
- Zorlamıyorum.
No estoy forzando nada.