Zorlaşıyor traduction Espagnol
571 traduction parallèle
Biliyor musun, ikinci bölüğü bulmak gittikçe zorlaşıyor.
Esta compañía es difícil de hallar.
Seyahat etmek gittikçe zorlaşıyor, değil mi?
Viajar se está volviendo muy complicado.
Evde üç aç adam varken geçinmek her geçen gün daha zorlaşıyor.
Se está haciendo cada vez más difícil con tres hombres que padecen hambre en la casa.
Gittikçe zorlaşıyor.
Esto es demasiado difíicil...
Cal, nefes almak zorlaşıyor.
Cal... Empieza a ser difícil respirar.
Neden bir anda bu kadar zorlaşıyor ki?
¿ Por qué es tan difícil de repente?
Hayat giderek zorlaşıyor.
- Ganarse la vida cuesta. - Ya está.
Her seferinde daha da zorlaşıyor.
Cada vez se hace mas dificil.
Nefes alıp vermek zorlaşıyor, gözler beyaza dönüyor.
Respira débilmente y se le cierran los ojos
Her seferinde daha da zorlaşıyor.
Cada vez es más difícil.
Kaliforniya'ya ulaşmak gittikçe zorlaşıyor gibi.
Parece que cada vez se hace más y más duro llegar a California.
Malları almak gittikçe zorlaşıyor.
Hoy en día es muy difícil conseguir las cosas. No es como antes.
Onun ötesi, tabi ki daha zorlaşıyor.
Pues hay que intentar ser conocido. Es menos cómodo.
Seni anlamak gitgide zorlaşıyor Melissa.
No lo entiendo, Melissa.
Aslında erkekleri severim ama bir kere gerçeği görünce, her şey zorlaşıyor.
No, en realidad me gustan mucho, Pero cuando llegas a cierto punto, se vuelven imposibles.
İşler giderek zorlaşıyor.
Bueno, las cosas cada vez se ponen más duras.
Gittikçe zorlaşıyor.
La cosa se pondrá difícil.
Giderek zorlaşıyor.
Esto va a ser difícil.
Çok zorlaşıyor.
Muy difícil.
Sonuç olarak, tanınmaları zorlaşıyor.
Por tanto, son difíciles de reconocer.
- İşler gittikçe zorlaşıyor.
- El trabajo es cada vez más difícil.
Para bulmak zorlaşıyor.
Es difícil encontrar dinero.
Almak gitgide daha da zorlaşıyor şimdi de döviz bürosu sorular sormaya başladı.
Cada vez es más difícil conseguirlas y la oficina de cambio está empezando a hacer preguntas.
Bu kolay değil, giderek daha da zorlaşıyor.
No es tan fácil, y cada vez se pone más difícil.
Bu gençler ara sıra kendi başlarının çaresine bakmak zorunda kalıyor. Fakat yorgunlukları arttıkça tek başlarına ayakta durmaları da zorlaşıyor.
Pero con lo cansados que están, es más duro mantenerse en pie solo.
Katili bulmak gittikçe zorlaşıyor.
Ni una señal.
Burda yaşamak gittikçe daha da zorlaşıyor.
Solo sé que se hace más difícil vivir aquí.
İnsanların bu kadar acımasız olduğunu gördükçe herhangi bir şey için umut etmek zorlaşıyor
Es complicado guardar la esperanza cuando vemos hasta que punto la gente pueden llegar a ser inhumanos.
Adam sayısı arttıkça kontrol etmesi zorlaşıyor.
Mientras más tiene, menos puede controlarlos.
Gittikçe zorlaşıyor.
Va a ser difícil.
Şey bilet bulmak git gide daha da zorlaşıyor.
Los boletos estarán cada vez más escasos a partir de ahora.
İnsan yaşlandıkça bunu söylemesi zorlaşıyor.
Cuando te haces viejo, resulta difícil decir algo así.
Her maç daha da zorlaşıyor.
Cada juego se pone más difícil.
Bu Kızılderili bölgesi ilerledikçe daha da zorlaşıyor.
Cuanto más nos adentremos en la reserva... más duro será.
Bazen konuşmak zorlaşıyor.
Es difícil hablar a veces.
Oysa gittikçe onlarla bağlantı kurmam zorlaşıyor.
Lo encuentro... Cada vez más difícil... Seguir en contacto.
Hayat devamlı zorlaşıyor.
La vida se pone más dura todo el tiempo.
Bu şeylerden bulmak gittikçe zorlaşıyor.
Cada vez cuesta más encontrar estos jarrones.
Kasabadan buraya gelmek her hafta zorlaşıyor.
El paseo a la ciudad se me hace más largo cada semana.
Nefes almak zorlaşıyor, değil mi?
Se hace difícil respirar, ¿ no es así?
Bundan sonra hesaplar daha da zorlaşıyor.
El número estimado se hace arduo.
Uzaklardan haberleşen balinaların işi giderek zorlaşıyor olmalı.
La comunicación a través del océano experimenta dificultades cada vez mayores.
İçindekileri tutmak zorlaşıyor.
- ¿ Y cuánta gastas reprimiéndote?
Hesaplamak ve rekabet etmek git gide zorlaşıyor.
Cada vez se calcula peor y es más difícil llegar al nivel de la competencia.
Hatta, ceket giydiğim zaman işler iyice zorlaşıyor.
Si tengo la chaqueta puesta es mucho más difícil.
Yani işler giderek daha da zorlaşıyor.
La situación es un poco desesperada.
Çorba yapmak için sebze lazımdır... ama sebze bulmak gittikçe zorlaşıyor.
Se necesitan vegetales en la sopa... pero cada vez es más difícil encontrar vegetales.
Gittikçe zorlaşıyor değil mi?
Ahora está quedando bien, ¿ no?
Git gide zorlaşıyor.
Esto se complica.
Demek istediğim yaşlandıkça insanların ölülerin....... tekrar yaşayamayacağına inanması zorlaşıyor.
- ¢ Entonces? Quiero decir que es dificil, cuando envejecemos no creer que los muertos regresan a la vida.
Senin için çok zorlaşıyor, değil mi?
Es... demasiado difícil para ti ahora.