Zın traduction Espagnol
731,240 traduction parallèle
Size söylemiştim. Kızınızla bir anlaşma yaptım.
Se lo dije, hice un pacto con su hija.
Telefon kulübesindeyim. Kızın için geri gelmen lazım. Bir haftadan fazla oldu.
No puedo, la KGB ha destapado mi romance con Raymond, lo que significa que la Inteligencia Estadounidense lo sabe también.
- Dünyadaki tüm insanlardan - kızını korumak için sizi seçti.
De acuerdo, pare. ¿ Le mencionó Kat que soy un estafador?
Bunca yıldan sonra kızın hayatına öylece giremezsin. Bu bir hata.
En el instante que atravieses esa puerta, el daño se habrá hecho.
Görüşmemiz ve konuşmamızın zamanı geldi. Hayır, Raymond.
Recibí una bala en la cabeza, pero recuerdo lo que me enseñó mi padre.
- Çalışmalarınızın farkındayım.
Sí, veo que se revientan el trasero.
Kuşatmasını nasıl kırmamızı öneriyorsunuz?
¿ Cómo propones que rompamos su bloqueo?
Bu onların güçlerinin bölünmesine ve bizim de kaçmamızı sağlar.
Eso debería dividir sus fuerzas y permitir que todos escapemos.
Tüm kanatlar, proton bombalarınızı hazırlayın ve beni takip edin.
A todas las alas, armen las bombas de protón y síganme.
Böyle yaparsak Thrawn'ın eline düşeriz ve o da yapmaya çalıştığımız her şeyi ortadan kaldırır.
Eso sería seguirle el juego a Thrawn, y él podría destruir todo lo que hemos trabajado para construir.
Referanslarınız olağanüstü.
Sus referencias son excelentes.
Dolayısıyla Çocuk Gelişimi'nde Yüksek Lisans yaptınız.
Además de un máster en Desarrollo Infantil.
Sen ve Masha elinizden geldiğince bana katılacaksınız.
Usted y Masha se unirán a mí cuando puedan.
Ben nasılsam ona karşı sen de öyle alacaksın... yalnız bir istisna var.
Será lo que soy para ella... con una excepción.
Bir çocuğun bu ebedi bağlılığınızı kazanmak için ne yapması gerekir?
¿ Qué debe hacer un niño para ganarse su eterna devoción?
Sizin yapacağınız işin...
Tienes que estar de...
Üzgünüm efendim. Kapalıyız. Yarın tekrar gelmelisiniz.
Me perdí la comparecencia ante el tribunal porque falleció mi padre.
Katarina'nın ani ayrılmasından sonra, uzaktaki kızı izlemek için bir sorumluluk hissettim.
He suministrado ayuda económica para ella y Sam.
Tanrı'nın inayetiyle, Katarina'nın kızı sessiz bir cesaretle yaşayacak.
Pero si alguien averigua su identidad, el único modo que tengo de frenar que emerja una amenaza es surgir como una amenaza mucho mayor que todos ellos.
Memur hanım, açıklayabilirim. Aracınızı aradıktan sonra bunu yapmak için bir şansınız olacak.
¿ Está negándose a que registre su vehículo?
Aracınızı arama isteğimi ret mi ediyorsunuz?
Espero que haya dormido porque va a ser una noche muy larga.
Sürekli otel odası gibi hücrenden çıkış kaydını yapamayız.
No podemos mantenerte fuera de la celda de retención como si fuera una habitación de hotel.
Günaydın. Akşam için sabırsızım!
¡ NO PUEDO ESPERAR HASTA ESTA NOCHE!
Devam etmekte olan bir soruşturmanın parçası olarak bazı sorularımız var.
Tenemos unas preguntas que forman parte de una investigación en curso.
Chase siz olmalısınız.
Usted debe ser Chase.
Dikkatli olmalısın, hepimiz olmalıyız.
Mira, necesitas ser cauta, todos lo somos.
Muhtemelen kız arkadaşının, onun mahvolmasının nedeni olabileceğini hiç düşünmedi.
Bueno, probablemente nunca imaginó que su novia sería la razón de caería.
Hayali muhasebe firmalarınızı tasarlıyorsunuz.
Están eligiendo sus firmas de contadores imaginarios.
- Cidden kaldırımda yattınız, ha?
De verdad duermes sobre la acera, ¿ no? Sí.
Bu genelde beraber yaptığınız bir şey ve ben içine edeceksem gelmek zorunda değilim yani.
Esto es algo que ustedes hacen juntos, y si yo lo arruino, no tengo que ir.
Siz çocuklar geldiğimi duyasınız diye boynuma çan bağlayacağım artık.
De verdad debería ponerme una campana alrededor del cuello para que puedan escucharme venir.
Bunların cevabını bulacağız.
Eso es lo que tenemos que averiguar.
Kafanızı boşaltın ve mümkünse dinlenin, sabaha yenilenmiş olarak başlayacağız.
Despejad la mente, descansad si podéis y empezaremos por la mañana.
Ama Putin hükümetindeki yolsuzluğa en çok karşı çıkanlardandınız.
Pero usted era uno de los mayores críticos con la corrupción del gobierno de Putin.
Beni içerde tutamazsınız!
¡ No puedo estar encerrada!
- Yemeği nereden aldınız?
¿ Y dónde compró el almuerzo?
Fotoğrafını polise verip sokakları tarayacağız.
Está bien, difundamos su foto a la policía Metropolitana y salgamos.
Şimdi ise mezun olabilmek için her hafta sonu buraya gelmek ve bu ipsiz sapsız, suçlularla beraber takılmak zorundasın.
Ahora vas a venir aquí cada sábado por el resto del año... Sólo para que puedas graduarte. Con todos estos otros raros y criminales.
Ben de mesajınızı okudum, nerede bunlar diye düşünüyordum.
Recibí tu mensaje de texto y yo estaba como ; "¿ Dónde están?"
Kesinlikle bir televizyon programı yapmalıyız, çok çılgın bir iş olurdu.
Deberíamos ir a un programa de televisión. Eso habría sido tan loco.
Siz de mi hayatta olduğunuza şaşırıp, evden uçarak çıktınız?
¿ Ustedes despertaron sorprendidos de estar vivos y saltar sobre una casa? ¡ Sí!
N'aber çatlak kız?
¿ Qué hay chica loca?
Canınızı yakmaz ama deneyip göreceğiz.
No debería doler, pero vamos a ver.
Sizler Güç Koruyucularısınız.
Ustedes son los Power Rangers.
- Onu durdurmalısınız.
- Debe ser detenida.
Kişisel amaçlarınız için güçlerini kullanamazsın.
Nunca se deben usar sus poderes para beneficio personal.
- Sizler yeni savaşçılar olacaksınız.
Deben de convertirse en esos guerreros.
Yaptığınız şeye odaklanın millet!
¡ Concéntrense todo el mundo, solo concéntrense!
Angel Grove'un altın hırsızı katili hala kayıp.
Lo que ahora es llamado el asesino de oro de Angel Grove's todavía está suelto.
Bu duvarın arkasında bulacağınız şey hayatınızı sonsuza dek değiştirecek.
Lo que van a encontrar más allá de este muro cambiará para siempre su vida.
Bugün, sizin koruyucular olacağınız gün.
¡ Hoy es el día que se convierten en Rangers!