Âşkı traduction Espagnol
166 traduction parallèle
Bu âşkımın bir kanıtı.
Es una prueba de amor.
Ona olan âşkı hayatının en sağlıklı şeyiydi.
Su amor por ella era lo más sano en su vida.
Tanrı âşkına halime bak.
Dios, ¿ qué hago yo aquí?
Ama izniniz olursa süsleyip püslemeden anlatayım âşkımın hikayesini : Madem büyücülükle suçlanıyorum anlatayım hangi ilaç, hangi sihir, hangi efsun, hangi büyüyle kızının kalbini kazandığımı.
Sin embargo, si me otorgáis licencia os daré cuenta breve y sucinta, en términos sencillos del logro de mi amor con cuáles drogas con cuáles sortilegios y conjuros de poderosa magia pues me acusan de usar tales artes... gané a su hija.
Hıristiyanlık âşkına durdurun şu vahşi kavgayı.
Si sois cristianos, poned al punto freno a vuestro enojo bárbaro.
Bak, âşkım kalkmamış olsaydı.
A mi amada despertó el tumulto.
Ruhu âşkına öyle zincirli ki Desdemona ona ne istese yaptırır veya bozdurur ona duyduğu istek zayıf iradesini keyfince yönetir.
Desdémona le tiene de tal suerte encadenada el alma con su amor que puede llevarle adonde quiera y le maneja a su antojo. Su capricho es hoy el dios que manda en su flaqueza.
Derhal yok etmek âşkı da kıskançlığı da.
y adquirida hay que acabar, o con el amor, o con los celos.
Alçak adam, kanıtla âşkımın fahişe olduğunu!
Villano, pruébame que es adúltera mi amada.
"Tatlı Desdemona, dikkatli olalım, âşkımızı saklayalım."
"Mi Desdémona, seamos cautos, nuestro amor encubre".
Düşüncede veya davranışta ihanet ettiysem âşkına veya gözlerim, kulaklarım ya da başka bir duyu organım bir başkasından hoşlandıysa beni silkeleyerek attığı halde onu hâlâ sevmiyorsam, hep sevmemişsem ve hep sevmeyeceksem huzur terk etsin beni!
Si alguna vez faltó a su amor mi pecho en pensamiento o en obra si hallaron estos ojos, estos oídos o mis sentidos deleite en otro cuerpo que en el suyo si no le quiero cual le quise siempre cual siempre le querré por más que ingrato me arroje cual mendiga de su seno huye de mí, consuelo.
Sevgisizlik çok şey yapar ve onun sevgisizliği alabilir canımı ama asla lekeleyemez âşkımı.
Mucho puede el desamor, la falta de cariño. Dureza en él podrá acabar mi vida mas no menguar mi amor.
Buradayım, Tanrı âşkına yardım edin!
¡ Por amor del cielo! ¡ Aquí, favor, aquí!
Tanrı âşkına, mendilimi onun elinde gördüm!
¡ Cielo santo! ¡ Yo mismo vi en sus manos mi pañuelo!
Tone, Tanrı âşkına dostum.
Tone, la puta madre, hombre.
Tone, Tanrı âşkına dostum!
¡ Tone, la puta madre, amigo!
Selam benim küçük âşkım.
Hola, mi pequeña...
Artık aynı kasedi oynatıp durma bana Tanrı âşkına.
Ah, cambia el disco, maldita sea.
İnanıyorum Âşkın getireceklerine hazırım
"que no puedo ocultar" "Creo que estoy preparada..."
- Âşkın, belirli bir amaç güttüğü çok nadirdir, Bayan Flint.
- El amor no tiene intención clara.
Bu nedenle bir kere daha âşkı hissedemeyeceğimizi anladığımızda hayatımıza son vereceğimize yemin ederiz. Ve âşkı bizden çalanları da yanımızda götüreceğiz.
Por lo tanto juramos terminar con nuestras vidas la primera vez que no sentamos el amor y nos llevaremos por delante a todos aquellos que nos privaron de nuestro amor.
- Lütfen sev beni... Ben ki âşkının bir esiri...
- Amame por favor, soy esclavo de tu amor -
Yaşasın âşkımız bırak... Sonsuza değin ve şevkâtli...
y vivamos nuestro amor con futuro y comprensión -
Lütfen, sev beni... Ben ki âşkının bir esiri...
Amame, por favor soy esclavo de tu amor
Ve biliyor musun âşkım?
¿ Y sabés qué, mi amor?
Ve o an, hayatı hissetmenin mucizevi anında, seni gördüm âşkım.
Y allí, en ese milagro de sentirme aún viva, te me apareciste vos, mi dulce, y tus ojos y tu calor
Haley, sen ve Nathan'ın büyük bir âşk yaşadığınızın farkındayım ve benim de lisede böyle bir âşk yaşadığımı biliyorsun ama kimi zaman âşk solar ve bunu tüm kalbimle istiyorum ki, dilerim senin âşkın solmaz.
Haley, yo sé que Nathan y tú están enamorados y tú sabes que yo también estuve enamorada en la secundaria. Pero a veces el amor se marchita y espero de todo corazón que no te pase eso.
Senin âşkına ihtiyacım yok.
No necesito que me ames.
Belki de hayatımızın geri kalanında birlikte olmayacağız ama şu an hayatımda ilk kez âşkı hissediyorum ve bundan 20 sene sonra bu dövmeye baktığımda bana bugün nasıl hissettiğimi hatırlatacak ve sanırım bu benim için iyi bir şey.
Tal vez no vamos a estar juntos para el resto de nuestras vidas, pero ahora mismo estoy enamorada por primera vez y si miro este tatuaje dentro de 20 años, y me recuerda cómo siento hoy, pienso que estaré bien con esto
Âşk hakkında söylenen her şey safsatadır.
Toda esta charla sobre el amor no tiene sentido.
Dolayısıyla, âşk ve arzu sonunda kaybolur.
Y entonces, el amor y el deseo desaparecen.
"Âşk için çatışmak." "Batı'nın Gizemleri." "Üç Kafadarın Maceraları."
Matar por amor, Vagabundos del Oeste, La cabalgata de los Tres Amigos.
"Âşk için Çatışmak" ta yaptığımıza benzer bir şey yani.
Es muy parecido a lo que hicimos en Matarpor amor.
Ey âşk, bırak tacını ve tahtını zorba nefrete.
¡ Cede tu trono, amor, el pecho amante y tu corona al déspota del odio!
Dedi ki... "Âşk, güneşi ve yıldızları yerinden oynatır."
Dijo'el amor es el que mueve el sol y las otras estrellas'.
Her işlemi kolaylaştırırım. Âşk dediğiniz şey hariç.
Mejoro cualquier procedimiento menos eso que ustedes llaman "amor".
Biliyorsun, hoca hanımın küçük âşk mektubu, buralara ulaştı özellikle de "Beni dilediğin zaman ara." kısmı.
Ya sabes, la nota de amor de la tutora que hiciste circular antes. La que decía : "Llámame si necesitas cualquier cosa".
"Sanırım âşk beni bu nihaî sonuca sürükledi."
"pienso que el amor me condujo a el último paso"
Ey âşk, benden ne istiyorsun?
¿ Qué quieres de mí, amor?
Düşüncelerdeki âşk ne işe yarar?
¿ De qué vale el amor sólo en el pensamiento?
Madde 2 : Âşk, uğruna ölmeye hazır olduğumuz tek nedendir.
Segundo : el Amor es la única razón por la que estamos dispuestos a morir
Madde 3 : Âşk, uğruna öldüreceğimiz tek nedendir.
Tercero : el Amor es la única razón por la que estaríamos dispuestos a matar
Bana sorarsanız bildiğiniz gibi bundan 20 yıl sonra âşk diye bir şey olmayacak.
De acuerdo, yo creo que... el amor como lo conocemos, en 20 años ya no va a existir.
Düşüncelerdeki âşk ne işe yarar?
Para qué sirve el amor en los pensamientos.
Bazı âşk hikâyeleri böyledir.
¿ Qué se le va a hacer? Así son algunas historias de amor.
Ve bazen küçücük bir çabayla birisi birine âşık olduğunu anlar ve bunun gerçek âşk olduğuna inanır.
Y hay momentos que con un poco de fuerza uno cree ver al otro enamorado, se convence y piensa que eso es amor.
Küçük oyuncağım tüm gün âşk diye ağladı durdu.
Escuchá, escuchá, " mi muñequito llora todo el día de amor.
Seni sıkı sıkı sarmanın içini tutkumla doldurmanın ve el ele tutuşmanın heyecanının tüm âşk acısını dindirdiğini bilmiyordum.
Y no sabía que el dolor podía al mismo tiempo mezclarse con tanta excitación, ¡ Nena! - - con tanto deseo de abrazarte - y meterme en tu cuerpo y llenarte de pasión " -
Âşk bir şekilde yolunu bulur, değil mi?
El corazón decide lo que quiere. ¿ Cierto?
Ve söylemeliyim, bu gece havada çok fazla âşk kokusu alıyorum.
Les puedo decir que hay mucho amor en el aire esta noche.
Çünkü ben Nathan'la seninki gibi bir âşk yaşayamadım.
Porque nunca he estado enamorada de Nathan de la manera que tú lo estás