English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ Â ] / Âşıklar

Âşıklar traduction Espagnol

272 traduction parallèle
Eski bir motor tamircisi ve araba yarışçısı. Âşıklar kavgasında sevgilisini öldürmüş.
Antes era mecánico y corredor profesional de automóviles... mató a su enamorada en una pelea de amantes.
Konuşmadan sessizce sevişen âşıkların olduğu, diğerlerinin ise basit, sıradan kelimeler kullandıkları bir dünyayı düşünüyordum.
Por ejemplo, pienso que en todo el mundo existen enamorados que se aman sin decir nada, o que expresan su amor con palabras sencillas, palabras cotidianas.
# Âşıklar kol kola yürür Güler geçer giderler gece vakti #
Los amantes pasean abrazados, ríen y flirtean en la oscuridad,
Fakir âşıklar için.
Por los amantes pobres.
Çok basit, herkes âşıkları sever.
Es muy sencillo. A todo el mundo le gustan los amantes,
Tüm âşıkların acı tecrübesidir bu, Marianne.
Es la triste experiencia de todos los amantes, Marianne.
- Fotoğraf çektirmek isteyen âşıklar!
Por aquí parejita, vengan a retratarse.
İlk gezmelerinde âşıkların üstüne yağmur yağarsa sonsuza kadar birbirlerini sever derler.
Dicen que los enamorados que reciben un buen chaparrón durante su primer paseo, se amarán hasta la muerte.
Sadece gerçek âşıklar bunu duyabilir.
Sólo los auténticos enamorados las oyen.
- Eski âşıklarınızdan biri mi, Bay Fowler?
¿ Algún antiguo amor, Sr. Fowler?
Birbirlerine âşıklar!
Están enamorados.
Âşıklar için her şeyi mahvederler.
Lo destruyen todo para los amantes.
Nereye gitti küçük âşıklar?
¿ Adònde fueron, los pequeños amantes?
Nasıl da âşıklar, gördün mü?
Stè, ¿ has visto qué ameno?
Âşıklar... Gerçek hayatta, bu ikisi karı kocadır.
Los amantes... en la vida real, son marido y mujer.
Onlar genç ve âşıklar. Ve biz de ay ışığı altındaki ölü balıklarız.
Son jóvenes, están enamorados... y nosotros somos arenques bajo la luz de la luna.
Birbirlerine âşıklar diyorum, Del.
¡ Te digo que están enamorados, Del! Vuelve a dormirte, cariño.
Aptal âşıklarından biri yok karşında, şımarık.
Yo no soy como esos pretendientes tuyos que te rondan y te llenan de atenciones.
Âşıklarına olan nefretini, jestlerini, hummalı geliş gidişlerini biliyordu. Annem sonunda onu kabullendi.
Sabía muy bien que mamá, a pesar de todos sus intentos, sus amantes, sus viajes y sus retornos imprevistos, habría acabado capitulando.
Birbirlerine âşıklar ve aileleri de izin verdi. Evlenmelerine izin veriyor musunuz?
Sus padres están de acuerdo. ¿ Tienen el vuestro para poder casarse?
Âşıklar ruhlarını çok daha azı için satar canım.
Hay amantes que vendieron sus almas por menos, querida.
Lütfen bana âşıklarından söz etme.
Por favor, no me hables de tus amantes.
Birbirlerine sarılan âşıklar mavimsi bir ışık saçar : Orgon aydınlığı astronotların uzay boşluğunda gördükleri ışığın bir benzeri.
Los amantes abrazados irradian una luz azulada... una iluminación de orgone... el mismo tipo de luz que los astronautas vieron en el espacio exterior.
Âşıklar aldı sazı eline, telleri tıngırdatıp durdular.
Hay trovadores que no son malos, tocando una y otra vez.
Hakkında duyduğu her şeyi hatırlıyordu. Buradan geçen ve kocasıyla kavga eden tüm âşıklarını.
Se acordó de todo lo que había oído hablar acerca de ella, todos los amantes que habían pasado por aquí y se peleó con el marido de ella.
- Selam âşıklar.
- Hola, guapa.
Bir milyon odada âşıklar yatar kenetlenmiş yitik ve barış gibi hastalıklı.
Y, en un millón de habitaciones, hay tendidos amantes entrelazados y perdidos y enfermos como la paz.
Arkadaşlar ve âşıklar hakkındaki o deyim neydi?
¿ Qué es eso diciendo sobre los amigos y amantes?
Arkadaşların ve âşıkların olmadan evden çıkma.
Amigos y amantes. No salga de casa sin ellos.
Âşıklar çoğu kez korkak olur.
- Los amantes suelen ser cobardes.
Bu, oradaki tüm âşıklar için.
Ésta va dedicada a todos los enamorados.
"Ve lânetlenmiş âşıklar bir daha buluşamadılar."
"Y los malditos amantes nunca se encontraron de nuevo".
Angeline'in âşıklarını gömdüğü bodrumu görün.
El sótano donde Angeline enterró a sus amantes.
Sen ve kaffir kadın, âşıklar gibi görünüyorsunuz.
Ella y usted, parece que dos amantes.
Âşıklar sokağı.
La calle de los enamorados.
Kimse görmeden, kimse bilmeden. Âşıklar sevgilerinin ayinini kendi güzellikleri ile gerçekleştirmelidir. Ve bu aşkımız...
Los amantes pueden por su derecho al amor... por su propia belleza, o por si el amor... "
Ama işin özü, onlar birbirlerine âşıklar.
Lo importante es que están enamorados.
Başka âşıklar. 100 ya da 200 yıl...
otros amores, después de un siglo o dos.
Hadi bu genç âşıkların evliliğini Chicken Polka ile kutlayalım!
¡ Celebremos a los jóvenes amantes con la Polka del Pollo!
Âşıkların kavgaları çabuk biter.
Las riñas entre enamorados pasan pronto.
Avcı çukurlarında dinsizler olmayabilir, ama bazen âşıklar olabilir.
Quizás no haya ateos en las trincheras pero sí hay, ocasionalmente, amantes.
Her şey, bizi, kış gelmeden önce teknelerin gölgeleri üzerine vuran uykudaki güneşin anîden açmasını sağlayarak, âşıkları dışarı uğratan riyakâr baharın verdiği sözlere inanmaya itiyor.
Todo me hacía pensar que antes del fin del invierno... con las etéreas siluetas de los barcos... y sus súbitas aberturas en el cielo... con los paseos de enamorados en la puesta de sol... y la hipócrita promesa de la primavera...
Hey, bir kadınla erkeğin Âşıklar Yolunda ne yaptığı kimsenin...
Un hombre y una muchacha en el callejón de los amantes es...
Şimdi görelim bakalım, sizi osuruk âşıkları
Los tengo, amantes de pedos.
"Âşıklar birbirleri için rol yaparlar."
Pero si estás enamorada cuando el enamorado y su amada se miran con ojos enfadados
Âşıkların gün ışığına ihtiyacı olmaz.
Los amantes no necesitan luces para brillar
Fakat sonra babamı bir cumartesi günü kapıda annemle nasıl tanıştıklarını âşık oldukları ve ayrıldıklarını anlatırken buldum.
Pero un día te sentaste delante de la puerta y hablaste de cómo la conociste, la amaste y te separaste de ella.
Çünkü onlar âşıklar!
Porque están enamorados.
Aslında bunun bizatihi yanlış bir tarafı yok. Yani sanırım sadece karı kocalar arasında ve bir de âşıklar arasında olursa. Neyse, bir erkek kendisiyle olmak istemeyen bir kadına karşı bu içgüdülerinin peşinden giderse- -
Este instinto, no es malo, entre el marido y la mujer y a veces también entre amantes, claro está pero cuando no es autorizado por un hombre o una mujer es un instinto criminal y un deseo vicioso.
Âşıklar kavga ettiler.
Tuvieron un pleito de enamorados.
Sanki binlere âşık var gibi, ellerinde ışıklar var.
Parece como si cientos de amantes llevaran velas en sus manos, abuela.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]