English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ Ç ] / Çatıda

Çatıda traduction Espagnol

2,714 traduction parallèle
Ve Chuck'ın o çatıda olduğuna dair bile, gerçekten kanıt olmadığı için...
Y ya que no hay ninguna prueba de que Chuck estaba en ese tejado...
Paçozlarla çatıda buluşmam lazım.
Tengo que reunirme con las Skanks en el techo.
Çatıda!
¡ En el techo!
Damdaki Kemancı'da tek kişilik bir performans sergilerken çatıdan düştüm.
Estaba actuando en una versión de un solo hombre de "El Violinista". Había un tejado.
- Galvez, çatıda mısın?
- Galvez, ¿ estás ahí arriba?
Peki ya üçüncüsünü yapsan? Çatıda ve ağır dans edilmemesi gereken hareketli bir müzik eşliğinde?
¿ Y si lo haces una tercera vez en la azotea de un bar al ritmo de una canción animada que no debería ser bailada lenta?
İstersen çatıda haykırayım.
¡ Lo gritaré a los cuatro vientos!
Sevgilin çatıda kırık kiremitleri değiştiriyor.
Tu novio esta arriba en el techo. reemplazando las tejas sueltas.
Hep çatıda çalışırdı.
Siempre estaba trabajando en el techo.
Ne söylersen yapıyor ve çatıda önüne ne atarsan yiyor.
el hace cualquier cosa que le pida y se come cualquier cosa que le aviente al techo.
O anda, siz beni çatıda göreceksiniz.
En ese momento, me verán en la azotea.
Gecenin geç saatlerinde çatıda buşuyorsunuz.
Ustedes en un techo en la noche.
Ben çatıda kutuları toparlıyordum.
Yo estaba en el ático empacando cajas.
- Çatıda.
- Está en el tejado.
Sizden birisi onunla çatıda takıldınız mı?
¿ Alguno de Uds. paso un rato con ella en el tejado?
İşin müdürü dün çatıda sadece bir elemanının olduğunu söyledi. Amy'nin öldürüldüğü saatte.
Bueno, el gerente del trabajo me dijo que sólo tenía... un trabajador en el tejado ayer... en el momento del asesinato de Amy...
Şu Amy'nin okulundaki Smith denen çocuktan ne haber, hani çatıda baş harfleri olan?
¿ Oye, qué pasa con ese chico Smith del colegio de Amy... el único con los iniciales en el tejado?
Çatıda neden kavga ediyordunuz?
¿ Por qué se pelearon en el tejado?
Çatıda unuttuğumuz 6 tane frizbiyi bile almışsın.
Incluso tiene los seis frisbees que perdimos en el tejado.
Noel Baba çatıda!
Santa esta en el techo, todos.
Tıp fakültesi morgunda cinayet bodrumda katil hemşirelerin cadı toplantısı çatıda bakire kurban etmeler.
Asesinato en la Morgue de la Facultad de Medicina, un aquelarre de enfermeras asesinas en el sótano, sacrificios de vírgenes en el tejado.
O çatıda kendiniz bir şey bulmalısınız. Hava desteği olmayacak.
Sr. Hanna, si se encontraran en el tejado, no habrá soporte aéreo.
Çatıda. İnşaat malzemeleri gibi görünüyor.
En una azotea, parecen suministros del edificio.
Çatıda bir kapı varmış.
La puerta-trampa del loft.
- Çatıda!
- ¡ En el tejado!
O elbise sana pek yakışmış, eminim çatı katında yaşamak da yakışıyordur.
Ese vestido te queda bien, igual que vivir en una mansión. Sin duda.
Yani tayfalar birbirleriyle silahlı çatışmadayken bunlar da birbirlerini parçalamışlar.
Entonces esos tíos se hicieron trizas mientras la tripulación estaba en un tiroteo arriba en el puente.
İçlerinden organik bir şey geçince yanarlar. Onları çatılarda otobüs garajlarında ya da yolun ortasında yürürken görebilirsin.
Cuando la materia orgánica pasa a través de ellos, se queman, así que los vemos en los techos y paradas de autobús, caminando al medio del camino.
Sonra da Keçi Yurdu'nun çatısından iple kayarak polislerin üzerinden geçeceğim ve en iyi arkadaşım Alex Moran'in soğuk, titreyen, korkmuş bedeninin yanına ineceğim.
Y entonces me descolgaré desde el tejado de la casa de las cabras, por encima de la poli y aterrizaré a salvo en la cuneta junto al frío, tiritante y asustado cuerpo de mi mejor amigo, Alex Moran.
OYİ Randolpg'un çatısında buldu. Adamın 45'liğinden çıkan kurşunu da içinde.
Estaba en el techo de su edificio con una bala 45 en su estómago.
Santa Monica'da dün saat 14 : 00'da bir çatışma oldu.
Ayer hubo un tiroteo en Santa Monica a las 14 : 00.
Ya çatı... Ya da annemin saçı tutuşmuş.
el pelo de mamá ardió...
İkinci olarak da, evlendiğimiz zaman hepsi çatı katına çıkar, dolaba senin kıyafetlerini koyarız.
Y... en segundo lugar, cuando nos casemos, todos van a parar al ático para que puedas tener ese armario para la ropa.
- Çatı da gerçek sazdan.
Tejado de paja real.
Kartel çatışması da bitti.
La disputa del territorio del cartel se terminó.
O da, insanların iç çatışmasını ve içlerindeki ateşi yansıtmaz, Ozu gibi.
Como en Ozu, en sus películas no hay caos ni luchas internas.
Deponun çatı katındaki pencereyi zorla da olsa açmayı başardım ve göz ucuyla adamlardan birinin koşarak...
Me las arreglé para abrir la claraboya del almacén y por el rabillo del ojo vi a uno de los tipos corriendo...
Birkaç çürüğe neden olacak ; ancak gerçek bir zarar veremeyecek kadar baskı uygulayabilirler. Bu da gerçek bir çatışmaya bunlarla girecek olursanız elinizin boş olacağı anlamına gelir.
Provocan un buen impacto, pero no están diseñados para hacer un daño real más allá de una roncha y algunos moratones, lo que significa que si son todo lo que tienes en un tiroteo, no tienes mucho.
Telesekretere düşerse eğer ya bir araba takibindeyimdir ya da silahlı çatışmada.
Si salta el contestador, probablemente esté en mitad de una persecución en coche o de un tiroteo.
Fakat bizim şimdi konuştuğumuz şey evli bazı aileler anne babalarıyla birlikte ve aynı çatı altında yaşarlar... anne babası evli olmayan bazı çocuklar da farkı çatılar altında yaşar.
Pero de lo que estamos hablando ahora es que algunas familias tienen madres y padres que están casados y viven bajo el mismo techo... Y algunos niños tienen padres que no están casados y viven bajo techos diferentes.
Ayrıca şu çatının da aşağıdaki Küba restoranına ait olduğuna adım gibi eminim.
La cual estoy segura de que estaba cubriendo el el restaurante Cubano de la otra calle.
Diğeri kadar olmasa da başınızın üstünde çatı olur ayrıca istediğiniz kadar kalmakta özgürsünüz.
No es tan lujoso como el otro sitio, pero es un techo encima de tu cabeza y eres bienvenida el tiempo que necesites.
Çatıda olduğunu söylemiştim.
Te dije que estaba en el tejado.
ABD kuvvetleri, aynı anda otuz bin askerle büyük süpürme harekâtları da dahil yüzlerce "Ara ve Yok et" operasyonu düzenlemesine rağmen başarılı olamıyordu. Kuzey Vietnamlılar ve Viet Kong çok kurnazdı. Çatışmalarda kilitlenip kalmaktansa geri çekilmeyi seçiyorlardı.
Pese a que las fuerzas estadounidenses realizan cientos de operaciones "Busqueda y Destruccion", incluyendo ataques masivos que incluyen hasta 30000 soldados a la vez, los soldados norvietnamitas y del VC son esquivos y se niegan a trabarse en combates cerrados y prolongados.
En çok da ceset torbası... 23 Kasım 1967 günü, acı veren beş günlük çatışma sonrası Çavuş Charles Brown'un bölüğüyle birlikte ABD kuvvetleri nihayet Tepe 875'i ele geçirdi.
Muchas. El 23 de Noviembre de 1967, tras cinco dias de un combate cerrado y aterrador Las fuerzas estadounidenses incluyendo al sargento Charles Brown y su compañia.
Buraya gelip çatışmaları çekebilmek için patronlarımın başının etini yedim. Buraya geldim geleli VK çok da ciddi bir tehdit gibi görünmedi.
Les rogué a mis jefes hasta el cansancio para llegar aquí y cubrir este conflicto, pero ahora que estoy aquí, el Viet Cong realmente no parece ser una gran amenaza.
Devam eden iki gün boyunca da Ia Drang vadisinde daha fazla KVO ile temas ve ilave çatışmalar yaşandı.
Durante los dos días siguientes, batallas adicionales se librarán en el valle de Ia Drang donde participaran aún más soldados norvietnamitas.
Madam. Bir çatışma olursa kurtulamayacağınızı anlamanız gerek.
Señora. ¿ Se da cuenta que si hay un tiroteo usted no se salvará?
Dışarıda, bambu ağaçlarında arabalarda, çatılarda çünkü erkekler beni sever.
Usualmente en techos, automóviles, exteriores, etc. Porque eso es lo que le gusta a los hombres.
Yakutia'da hava o kadar soğuk ki nefesiniz anında donar ve çatırdama sesine "yıldızların fısıltısı" denir.
En Sajá hace tanto frío, que el aliento se congela instantáneamente con un crujido que ellos llaman "el susurro de las estrellas".
Programda, Stevens'ın Kandahar'da bir çatışmada hayatını kurtardığı Çavuş Robert Alvarez de yer alacak.
También en la transmisión del Ejército, el Sargento Roberto Álvarez,... salvado por el Capitán Stevens en un tiroteo en las afueras de Kandahar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]