Çekic traduction Espagnol
1,358 traduction parallèle
- Sadece çekic ve tahta.
- Es sólo un martillo y un palo.
Sağ köşede, Çekiç.
¡ A mi derecha, el Martillo!
Şuna bakın. Çekiç ona oldukça zor anlar yaşatıyor.
¡ Miren como "El martillo" le complica la vida!
Çekiç bu gecenin şampiyonu.
"El martillo" es nuestro campeón de la noche.
Ben de çekiç sallayamaz mıydım?
¿ No sé usar el martillo?
Bu bir çekiç başı.
Un martillo.
O çekiç mükemmel bir dengeye sahiptir.
Ese martillo, esta perfectamente equilibrado.
Bu sadece üç çekiç ve üç saldırgan varsa olur.
Lo es si había tres martillos y tres agresores.
Ben üç kişi arıyorum ama senin elinde sadece bir çekiç var.
Yo busco a tres chicos, ¿ pero ustedes solo encontraron un martillo con sangre?
Tırnağıma çekiç gelmişti.
Me corté la uña.
Morluklar hilal şeklinde. Yanı çekiç belli bir açıyla çarpmış. Aşağıdan yukarıya olabilir.
Hematomas con formas de media luna significa que el martillo pudo venir de un ángulo desde abajo.
Çivi sökerken çekiç yüzüme çarptı.
Estaba sacando un clavo y me golpee con mi... con mi martillo.
Henüz merdiven ya da çekiç bulamadım.
Todavía no encontré una escalera ni un martillo.
Yani kazayla baldırlarına çekiç vurdun ve kazayla devrildiniz.
Así que ¿ accidentalmente le martillaste sus pantorrillas y tu caíste accidentalmente? Bien.
Çekiç darbelerimiz onu yerinden oynatmış olmalı.
El martilleo debe haber aflojado el seguro del carro.
- Elim çekiç tutar Kaptan.
- Soy hábil con el martillo, capitán.
Masamda bir çekiç var.
Tengo un martillo en el cajón.
Büyük bir çekiç mi?
¿ Un mazo enorme?
Bu ödülü bana bir tarafı çekiç diğer tarafı tornavida olan icadım için vermiş olmalılar.
¡ El Premio Nobel!
Planı çekiç kullanmaktı.
El planeaba usar un martillo.
Çekiç getiriyorum ben.
Traeré un martillo.
Sanki sabahlara kadar çekiç salladım.
Me siento como si hubiera luchado con el poderoso Thor.
Sonra bir çekiç alın.
Luego consigues un martillo...
Çekiç Hank ya da Koca Sızı gibi.
Ya sabes, ¿ "El Martillo Hank" o "El Gran Dolor"?
"Taşınabilir bir göğüs röntgen aleti, steril bir domuz tırnağı çekiç, 10 mg napalm ( ateş bombalarında kullanılıyor ) " ve her serum damlası için nitrogliserin, ve bir kaşık dolusu şeker "İlacın aşağıya inebilmesi için..."
Un rayo mortífero portátil, un martillo estéril, 10 mg. de napalm y nitroglicerina en suero y 1 cucharada de azúcar para digerirlo.
"Taşınabilir sandıkta ölümcül ışın, steril bir çatal-çekiç, 10 mg napalm. " her bir tuzlu damlaya nitrogliserin ve kaşıkla şeker. "İlaçların inmesine yardımcı olmak üzere..."
Un rayo de muerte portátil, un martillo de carpintero estéril, 10 miligramos de Napalm y nitroglicerina en el gotero de insulina, y una cucharada de azúcar para ayudar a que baje la medicina...
Benim elimdeki de bir çekiç.
Y yo tengo un garrote.
- Bir buharlı çekiç.
- Un martillo de vapor.
- Çekiç mi?
- ¿ Un martillo?
Çekiç ve silahla?
¿ Con martillos y armas?
Çekiç kullan!
¡ Utiliza un martillo!
Çekiç kullanıyorken yaraladım.
Me lastimé utilizando un martillo.
Çekiç mi? Böcekleri öldürmek için mi?
¿ Ahora matas cucarachas a martillazos?
9 yaşımda, ilk defa ellerime çekiç verdi.
Cuando tenía 9, puso un martillo en mi mano por primera vez.
Tek bildiğim, artık çekiç kullanmak istemediğim. Ve 10 dakika önce, tek düşündüğüm buydu.
Todo lo que sé es que no tengo más ganas de agarrar un martillo y hace 10 minutos eso era lo único en que podía pensar.
Seni çekiç manyağı.
Eres una asesina.
Çekiç!
El martillo, Ahi.
Gelseydim bile balta, çekiç ve testere alırdım.
Y si fuera, compraría un hacha, un martillo y una sierra.
Çekiç.
Martillo.
Oh, öldür beni. Al bir çekiç ve öldür beni.
0h, esto me esta matando.
Kocaman bir çekiç vardı.
Tenían un martillo gigantesco...
O halde git alet çantamdan bana demir saplı bir çekiç getir.
Pues tráeme un martillo pilón de mi caja de herramientas.
- Çekiç ile aran nasıl
¿ Qué tan hábil eres con el martillo?
- Çocukluğumdan beri çekiç sallarım ben
He martillado desde que era un niño. En verdad.
Çekiç tarafından tokmaklandın.
Te golpeó el martillo.
Elimde çekiç vardı kafamı kaldırdım, Peder Moore bana gülümsüyordu o an tek düşündüğüm çekiçle kafasına vurmaktı.
Tenía un martillo en la mano... Y mira hacia arriba y el Padre me sonreía... y lo único que pensaba era reventarle la cabeza.
Ben çekiç falan kırmadım!
¡ No rompí el puto mazo!
Ben çekiç mekiç kırmadım.
¡ No rompí el puto mazo!
Ve o çekiç aşağı inmek üzere.
El martillo va a caer.
Bir çekiç ve çivi arıyordum.
Solo busco un clavo y un martillo.
Çekiç var mı?
¿ Tienes un martillo?