Çörek traduction Espagnol
2,626 traduction parallèle
Bu çörek gibi bir şey.
Es como una especie de pastel.
Çörek nasıl olmuş?
¿ Cómo está la tarta?
Aslında ben bir parça daha çörek alabilirim.
De hecho, yo podría ir a por otro trocito de tarta.
Birisi "çörek" dedi ve bütün kalkma bahanemiz pencereden uçup gitti.
Alguien mencionó la palabra "tarta", y toda la estrategia de escape se fue por la ventana.
Neyse çörek de yapacağız en azından. Tanrım.
Que bueno que habra pastel Oh, Dios.
Bir topuz tavuk çörek istiyorum!
Quiero un bollo relleno.
İki çörek
Dos bollos.
Çörek
Bollos...
Onlara çörek ver
¡ Sirve los bollos!
Kontrollü dönüş sanatı çörek olarak da bilinir.
El arte del derrape controlado, tambien conocido como el donut.
Çörek, sen arabayı döndürürken arka tekerlere patinaj yaptırarak ve arka tarafın kaymasını sağlayarak yapılır.
Un donut se consigue haciendo derrapar las ruedas traseras y permitiendo que la parte de atrás deslize mientras el coche gira en círculos.
Kurallar basitti. Huni daireleri içinde yapabildiğin kadar çok çörek yap.
Las reglas eran simples haz tantos donuts como puedas dentro del círculo de conos.
Rutledge çörek oyunu kazandı.
Rutledge ganó la prueba de donuts.
Dolapta reçelli çörek olacak onları getirsene.
Hay unas donas rellenas en el aparador, tráemelas.
Bol bol çörek var.
Sólo tenían basura.
Kırmızı fasulye ezmeli ekmek, tereyağlı ekmek ve çörek yapmayı öğreniyorum.
Estoy aprendiendo a hacer pan de pasta de frijol rojo, pan de mantequilla, y croissants.
Kahve ve çörek!
... y donas!
Ona biraz peynirli pasta ve çörek getir.
Consigue algunos donas y pastel de queso, también.
Çörek ikram etmeyi denedim.
Traté cocinándoles bollitos.
Çocuklara bir araba dolusu çörek aldım.
Traigo el coche lleno de rosquillas para los niños.
- Çörek, çörek, çörek, çörek!
- ¡ Dónut! ¡ Dónut, dónut, dónut!
Eğer birine öğüt vermek istiyorsan, git Tatlı Çörek'e söyle motoru çalıştırsın.
Si quieres darle un sermón a alguien, dile a Nalgas Lindas que arranque.
Tüketebileceğimizden çok daha fazla çörek var.
Más donuts de los que podrían ser consumidos.
Her sabah cilalı ayakkabılar, sıcak kahve, yanında çörek.
¡ Quiero mis zapatos lustrados cada mañana mi café caliente, con torta danesa a un lado.
O çörek polisi gibi.
Al igual que la policía donut.
Evet, elinde hiç çörek göremiyorum.
Sí. Yo no estoy viendo los donuts.
Pardon, çörek alabilir miyim?
Disculpe, ¿ tiene panquecas?
Adı ballı çörek gibidir.
- Su nombre es como un pastelillo meloso.
Şuna bak! Sana çörek vermiş.
Mire, le dio un panecillo.
- Çörek.
- Bollos.
- Ya da çörek, her neyse.
Bollos, lo que queraís.
Çörek, erişte and... meyveli börek.
Strudel, nudel y... knödel.
En iyi savunma aletiniz jöleli çörek olabilir.
Su mejor defensa puede ser... una dona rellena de jalea.
Evinizin önünde 7 / 24 park halinde çörek götüren ekipler var.
Policías apostados afuera de su casa todo el día comiendo rosquillas.
- Annene çörek almamız lazım.
- Debemos ir por bagels para tu mamá.
Gezi için kahvaltı hazırlar mısın derken birkaç bayat çörek, biraz kahve kastetmiştim.
Cuando dije que te encargaras del desayuno hablaba de donas duras, algo de café.
Ton balıklı üzümlü çörek.
Atún en pan con pasas.
Ve şimdi çörek evine gidiyoruz.
Y ahora podemos ir a la casa del pastel...
Doğru, git kendine bir çörek filan al.
Sí, claro, ve a coger un donut.
O çiti muhtemelen çörek dükkanından kadını uzak tutabilmek için kurmuşlardır.
Probablemente han puesto esa alambrada - para que no entre en la pastelería.
Sana çörek aldım.
Te he traído un bagel.
İkinci olarak, hangi toplantıda çörek filan olmaz?
Vale, para empezar, ese es un nombre ridículo. Y lo segundo, ¿ qué clase de reunión no tiene rosquillas o algo?
Çörek isteyen var mı?
¿ Alguien necesita un donut?
Çörek göbeğinden kurtulmaya çalışıyorum.
Maldición. Estoy intentando perder este exceso.
Ama şu an çoğu ofislerin açık bile olmadığını biliyorsun bir tatlı çörek pastanesinde stajyerlik yapmıyorsun?
Te das cuenta que la mayoría de oficinas ni siquiera abren tan temprano. ¿ A menos que vayas a hacer tus prácticas en una tienda de donas?
Bi'kaç çörek alır, arkama yaslanır bu eğlencenin keyfini sürerim.
Cogí unos dónuts, sentaos y disfrutad del espectáculo.
Bi'kutu daha çörek aldım, isteyen...
Compré una segunda caja de dónuts, si alguien...
Hayır! Çörek savaşlarını kaydediyordum.
Estaba grabando Cupcake Wars.
Krem peynirli ve füme balıklı çörek ve kahve aldım.
Vale, tengo bagels con crema de queso y salmón y café.
Şurada kayısılı çörek yemiştim.
Toda una hazaña. Estoy loco por tí. Luego comí buñuelos de damasco.
- Çörek.
Bollos.