English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ Ç ] / Çıktım

Çıktım traduction Espagnol

22,606 traduction parallèle
ve de haklı çıktım.
Y tenía razón.
Sizin, onun hakkındaki düşüncelerinizi biliyorum... Bu sabah ilişkimi bitirmek için dışarı çıktım.
Mira, sé bien lo que piensan de él, pero salí esta mañana para terminarlo finalmente.
Dışarı çıktım ama burada beklememi söylediler.
Antes salí para ver si alguien me podía explicar algo, pero me dijeron que tenía que esperar acá.
Tam güneş battığında çıktım da.
Salí después del ocaso.
Cezaevinden 9 ay kadar önce çıktım ve gerçek bir işe giremiyorum.
Y acabo de salir de la cárcel, como, hace nueve meses. Y yo, no puedo conseguir un trabajo real.
- Dışarı çıktım.
Salí.
Ayrıca rehabilitasyona girip çıktım.
Además, he estado yendo y viniendo de rehabilitación.
Yaptıklarımın cezasını çekmekte her zaman kötü oldum, o yüzden bildiğim tek şekilde başa çıktım ben de.
Siempre fui malo afrontando las consecuencias, así que lidio con ellas de la única forma que sé.
Binayı kontrol etmek için arabadan çıktım.
Estoy fuera del auto, revisando los alrededores.
Onbir yıl boyunca çıktım.
Estuve durante 11 años.
Oyundan çıktım artık.
Estoy fuera del puto negocio.
Zaten çıktılarını almıştı belki burda bir yerde aradığım cevaplara ulaşabilirim.
Ya las había impreso y pensé que quizás encontraría aquí algunas respuestas,
Yangın mı çıktı?
¿ Dónde está el fuego?
- Sorun çıkarmandan bıktım artık.
- Estoy cansada de que crees problemas.
Bugün hiç dışarı çıktın mı?
¿ Has estado afuera hoy?
Ben de aracın kayıtlarına baktım ve sahibi olarak bu adamın ismi çıktı.
Así que busqué la matrícula y el nombre que apareció como propietario era...
Ne aradığımızı bilince bariz bir düzen ortaya çıktı.
Cuando supimos lo que buscábamos, el patrón fue algo obvio.
Buradan çıktığımda tek bir polis görürsem hepimizi yakarım.
Si salgo de aquí y veo un policía, haré estallar a todo el mundo.
O kadar farklı isimle eskortluk yaptım ki iş çığırından çıktı.
Quiero decir, yo fui scort bajo diferentes nombres um, sólo que perdí la cuenta
Umarım sizin için de öyledir. Düşündüğün kadar sorun çıktı mı?
¿ Tuviste problemas cómo lo habías dicho?
Bugün şehir turuna çıktığım için pişman olmaya başladım.
Estoy empezando a arrepentirme de haber hecho el tour de la ciudad hoy.
Panikledim ve şimdide onlar Rus model Svetlana ile çıktığımı sanıyorlar.
Me entró el pánico, y ahora piensan que salgo con una modelo rusa llamada Svetlana.
Çıktığımızda haber ver, yöneticiyi geberteceğim.
Recuérdame que golpee a ese gerente... cuando salgamos de aquí.
Avazın çıktığı kadar bağırmak mı?
¿ Gritar un poco más?
Buradan çıktığımızda şükran günü hindisinin tümünü tek başıma yiyeceğim.
Dios, cuando salgamos de aquí... voy a comer todo el pavo de Acción de Gracias. Para mi sola.
Ben ise huzurunuza çıktığım için kendimi üstün görüyordum.
Me considero más avanzado estando ante su presencia.
Monty, kameradan ya da cep telefonundan bir şey çıktı mı?
Monty, ¿ algo en el móvil y la cámara que encontramos?
En son ne zaman bir tırpanla tarlaya çıktınız söyleyin bayım.
¿ Recuérdeme cuando fue la última vez que fue en el campo con una guadaña, señor?
Kan testi, vücudunda NZT olduğunu onayladı ama tam bir kontrol yaptım ve bir şey daha çıktı.
Su análisis de sangre confirmó que tenía NZT en el sistema, pero hice una serie de pruebas y también surgió algo más.
Son çıktığım çocukla ilişkimizin bitiş şekli aklıma geldi.
Me recuerda cómo terminó mi última cita.
Senatör Morra'nın ceketinde yaptırdığım kan tersi NZT'ye negatif çıktı.
Y la sangre que analicé del abrigo del senador Morra, dio negativo para NZT.
Fotoğrafım çıktı.
Mi rostro está allí afuera.
11.40'da çıktı ve ertesi sabaha kadar onu gören olmadı.
Se fue a las 11 : 40 p.m. Y nadie lo volvió a ver hasta la mañana siguiente.
Az önce çıktığım ameliyat yüzünden kafam güzel oldu.
Estoy tan zumbaban de la cirugía Yo sólo ayudé en.
Yaptım, tomografi temiz çıktı.
Hice. CONNECTICUT. regresó limpia.
Yaptığımız tahlil sonuçlarında bir şey çıktı.
Nos enteramos de algunas cosas de las pruebas que hemos estado corriendo.
Senelerdir birçok fırsatım oldu ama bu kaliteli malı taşıma fırsatı karşıma çıktığımda "Yeteneklerini konuşturma vakti geldi." dedim kendime.
He tenido muchas oportunidades a lo largo de los años, pero la situación se presentó sola de mover este producto de calidad. Bueno... ¿ Sí? Pensé, "es mi momento de poner mis habilidades en acción".
Oraya çıktığım zamanlarda içmem.
Y no bebo cuando estoy arriba.
Dışarı çıktığımda aldığımı sanıyordum ama daha öncesinde içmiş olmalıyım. Hiç biramız yok.
No tenemos cervezas.
Bu, eve çıktığımızdan beri ilk partimiz.
Es nuestra primera fiesta desde que empezamos a vivir juntos...
Bu odadan çıktığımızı anlarlar.
Sabrán que salimos de esta habitación.
Çıktığım adam itfaiyeci, onun sayesinde oldu.
El chico con el que salgo es bombero, me ha metido en esto.
Kendisi buna karşı mı çıktı?
¿ Pero él ha hecho tal objeción?
Şimdi İş Verme ve Yardım Ödenekleri başvuru formunun çıktısını alıyorum.
Imprimimos tu solicitud para la ayuda a desempleados que buscan empleo.
Daisy'nin babasının gerçekten özel biri olduğunu sanmıştım. Öyle olmadığı ortaya çıktı.
Yo pensaba que el padre de Daisy era una persona muy especial pero resultó que no lo era.
- Olur. Son şarkına bayıldım. Nereden çıktı?
Me encantó esa canción. ¿ De qué es?
Desteklerini o zaman alamamıştım, ama şimdi alacağım, çünkü Harvey'inin..... korunaklısı şirketten kelepçeli çıktı.
No tenía su apoyo en ese momento, pero ahora así, porque al protegido de Harvey lo acaban de arrestar públicamente en este bufete.
Jack, genelde kahve almak için dışarıya çıkmam. Ama çıktığım zaman, biraz yalnız vakit geçirmeye ihtiyacım var demektir.
Jack, casi nunca salgo por mi café, pero cuando lo hago, es porque siento la necesidad de estar sola.
Robert ve ben, kızımızla evlenecek olan adamı kucaklamaya hazırken o adam bir yalancı çıktı.
Robert y yo estábamos listos para aceptar al hombre que iba a casarse con nuestra hija y resulta que ese hombre es un mentiroso.
Çünkü yola çıktığımızdan beri bir şey söylemedin.
Debido a que usted no dijo nada en el camino.
Korkarım iki ölümcül düşmanı bir araya getirmek için ortaya çıktı.
Y me temo que ha reaparecido para unir a dos enemigos muy letales.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]