Ödeme traduction Espagnol
9,922 traduction parallèle
İşte sana ödeme yaparken gerçekten üzgün olduklarını bilecekler.
Sólo cuando te pagan sabes que lo sienten.
Sana borcumu ödeme fırsatım olur.
Esta sería mi oportunidad de recompensarte.
Duluth'taki, veri planlaması için baya ödeme yapan birisinin hesap bilgilerini kullanıyorlar.
Están usando la información de cuenta... de un cajero bancario en Duluth... que está pagando demasiado por su plan de datos.
Bir arama cinayetten önce bir arama cinayetten sonra. 20,000 dolar ön ödeme cinayetten sonraki gün off-shore hesabına ulaşmış.
Una llamada justo antes del asesinato, una llamada justo después... y un deposito de 20.000 dólares apareció en una cuenta en el extranjero al día siguiente.
İlk olarak ödeme.
Primero, el pago.
İnsanlara yaptıkları işler için ödeme yapılır değil mi Sally?
A la gente se le paga por su trabajo. ¿ Verdad, Sally?
Hayvanları aldı, ödeme olarak da bir şilin verdi.
Compró las bestias y nos dio un chelín para que siguiéramos sus órdenes.
Belediye başkanından oldukça yüklü bir ödeme aldık ve demirci yöntemlerimize uygun olan bir mahkemeye gönderildi.
El alcalde nos pagó muy generosamente y el herrero fue enviado a juicio, de acuerdo a nuestros métodos.
Şu ana kadarki ödeme ve giderlerin bir listesini çıkardım Yargıç Pike.
Tengo una lista de tarifas y gastos hasta ahora, juez Pike.
Bu insanlara zamanları için ödeme yapmalıyız.
Tal vez deberíamos pagar a estos hombres por su tiempo.
Affedersiniz, size ödeme yapamayacağım.
Lo siento, no puedo pagar. ¿ Tu que?
Üzgünüm. ♪ ♪ Agatha gerçekten bir gün evvel gitmeye mi karar verdi, yoksa Lutece'de bir geceye daha ödeme yapmamak mıydı tek derdin?
Lo siento. ¿ Entonces Agatha decidió irse a casa un día antes, o no querías pagar otra noche en el Lutece?
O ödeme planlarını yaptığın için çok sağ ol.
Gracias por hacer esas composiciones por mí.
Hala tam fiyat ödeme yapıyor.
Él todavía está pagando el precio completo.
Ama evlerin piyasa değerine göre ödeme yapmaları gerekir.
Pero tienen que pagar justos valor de mercado de las casas.
Kâr ve paranın hepsini almadığı için eksik ödeme yaptıklarını hissetti.
Sentía que le habían estafado, al no recibir todos los beneficios y toda la riqueza.
Sana, aile terapi seansı düzenleyesin diye ödeme yapmıyorum.
No te pago para que escenifiques una sesión de terapia de familia.
Sana akrabamı kullan diye de ödeme yapmıyorum.
No te pago para que uses a mis familiares.
- Profesyonel davran diye ödeme yapıyorum.
- Te pago para que seas profesional.
Eminim pahalı avukatı birilerine bunun için ödeme yapmıştır.
Apuesto a que su abogado caro le pagó a alguien para que lo perdiera.
- Onu tanıyor. Kredi kartıyla ödeme yapmış.
Pagó con su American Express.
Garrison Boyd'u öldürünce sessiz kalması için ona büyük bir ödeme sözü vermiş olmalısın.
Un vez que mató a Garrison Boyd, debió haberle prometido una... suma bastante grande para tenerle callado.
Ayrıca ödeme gününüzün geçtiği düşünülürse onu bulduğumuzda konuşacağına bahse girerim.
Y dado que su sueldo va a desaparecer... es una apuesta segura que cuando lo hagamos, hablará.
'Merhaba. Bu, ödeme koruma sigorta poliçenizle ilgili çok önemli bir mesaj...'
" Hola este es un mensaje importante sobre su Póliza de Seguro de Protección de Pagos Hipotecarios...
'Bu, ödeme koruma sigorta poliçenizle ilgili...'... çok önemli bir mesaj...'
Este es un mensaje importante
Aldığım uydunun parasını ödedim, geri ödeme yapılamıyor.
Ya pagamos el satélite y no hay reembolsos.
Satıştan yüklü bir ödeme alacağımı sandığında ağladığından haberin var mı?
¿ Sabes que lloró cuando pensó que tendría este tipo de paga por la venta?
Hademeye ödeme yapmak için 50 bin yetmiyor mu?
¿ 50.000 dólares no son suficientes para pagar a un manitas?
Şu hesaba ödeme yapmamızı istedi.
Hace que le envíe los pagos a esta cuenta.
Hava polisine ne için ödeme yaptınız Bay Dietrich?
- ¿ Para qué le pagó, Sr. Dietrich?
Artık ödeme yapmayacağım...
No voy a pagar por nada más...
Bana göstermem için ödeme yaptın. elinden tutmam için değil. dostum.
Me has pagado por enseñarte, no para echarte una mano, amigo.
- İnternetten ödeme yapmak için hesap.
- Una cuenta de PayPal.
İHA pilotu, Danny Gentry'e ödeme yapmak için o kullanılmış.
Fue utilizado para pagar a un piloto de avión no tripulado, Danny Gentry.
Geri ödeme yok.
No hay devoluciones.
Ödeme şartlarımız çok yumuşak ve Yunanistanın iflasını önlemeye yönelik.
Nuestros plazos de amortización son muy indulgentes, permitiendo a Grecia evitar la bancarrota.
Şirketleriniz terörislere savaşması için ödeme yapar.
Sus grandes compañías pagan a los terroristas para hacer la guerra.
Kaliforniyalı Oğlanlar'ın ekstrenizde görünmesini istemezseniz hediyelerle de ödeme yapabilirsiniz. İstek listem videonun altındaki linkte.
Si quieres pagarme con regalos de California Boyz no aparecerá en tus extractos de la tarjeta de crédito, hay un enlace a mi lista de deseos debajo de este vídeo.
Üstsüz ve altsız için ödeme yaptığını sanıyordu bende ona kuralları açıklamak zorunda kaldım.
Sí, señora, pensó que habían pagado de topless y sin fondo, - así que tuve que explicarle las reglas.
Yarı ödeme zaten yaptım, ve sana Agri-Kulelerinin bütün kodlarını verdim.
Te pagué la mitad y te di los códigos de todas las agritorres.
Ödeme Samar'ın banka hesabına yapılmış.
El pago inicial salió de la cuenta bancaria de Samar.
Sanırım geri ödeme istiyorum.
¿ Estás tratando de estafarme?
- Geri ödeme? - Evet.
Creo que quiero un reembolso.
Konuşma dün gece kaydedilmişti, biz de tüm makbuzlara baktık ve Leo Andropov diye birinin iki kişilik geç yemek için ödeme yaptığını bulduk.
La conversación se grabó anoche, así que hemos obtenido todos los recibos y encontrado una cena tardía para dos pagada por un tal Leo Andropov.
- Tüm makbuzlara baktık ve Leo Andropov diye birinin iki kişilik geç yemek için ödeme yaptığını bulduk.
- Obtuvimos todos los recibos y encontramos una cena tardía para dos pagada por Leo Andropov.
- Tabii ki öyle de bazılarımız kirayı kafasına estiğinde ödeme ya da hiç ödememe lüksüne sahip değil.
Pero no todos tenemos el lujo de pagar simplemente el alquiler cuando nos plazca o, nunca.
Aslında ödeme değil, hediye sayılır.
Un regalo no pagado, aparentemente.
- O Abbas'a ödeme yaptı.
- Así que pagó a Abbas.
Sanırım korumalığın için sana ödeme yapmam gerek.
Debería ponerte en la nómina como guardaespaldas.
Yaptığın saçmalıklardan vazgeçerler ve bunun için ödeme yapmazsın.
No pueden dar una paliza y no pagar por ello.
Çabuk, acısız ve işbaşındayken olurdu, yani ödeme devasa olurdu.
Sí, es rápido, sin dolor, y si estabas trabajando, la indemnización tiene que ser enorme.