English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ Ö ] / Öldüğümü

Öldüğümü traduction Espagnol

908 traduction parallèle
Bu yüzden Yargıç, artık neden öldüğümü...
Magistrado, ahora finalmente podemos descubrir la verdad sobre mi muerte...
" Eğer savaşta ölürsem, bu mektupları sırayla her ay yolla. Bu şekilde benim öldüğümü bilmeyecek.
- Si caigo en la batalla, envía una de éstas cartas por mes, en éste orden.
Başım dik bir şekilde öldüğümü söyleyin.
Dígale que morí mirando hacia arriba.
Öldüğümü düşündüler, ama asla ölmeyeceğim!
Pensaron que había muerto, pero yo nunca moriré.
Onların, öldüğümü sanmalarına izin verdim. Sahte bir isim bile edindim.
Verá, me hice pasar por muerto, viví con un nombre falso.
Üzerimi yapraklarla örtün ve anneme adını sayıklarken öldüğümü söyleyin.
Cubridme con hojas y decidle a mi madre que morí con su nombre en los labios.
Onlara öldüğümü söyle.
Digales que me he muerto.
Ona öldüğümü söylemişler.
Le dijeron que estaba muerta.
Ona öldüğümü söyle.
Dígale que he muerto.
Benim öldüğümü düşlediğini söylüyor ama.
Pero dice que sueña que me muero.
Ve onlara aynı sebepten öldüğümü söyleyin.
Ydiles que de lo mismo morí yo
Bir yıl süresince benden haber alamazsanız... öldüğümü anlayacaksınız.
Si no sabe de mí en un año, sabrá que he muerto.
- Biliyorum. Öldüğümü sandın.
- Ya sé, creíste que había muerto.
Ford'lar öldüğümü bir duysun her neredeyseler artık deliklerinden çıkarlar belki.
Cuando los Ford sepan que estoy muerto... quizá salgan de su escondrijo, donde sea que estén.
Öldüğümü mü -?
Habías pensado que..
Alt tarafı, öldüğümü sanıyordun.
Después de todo, tu me creíste muerto.
Sonrasında öldüğümü anladım.
Entonces supe que estaba muerto.
Kayıpsam eğer, kimse öldüğümü bilmez.
Si estoy desaparecido, nadie sabrá que he muerto.
Tek parça halinde öldüğümü düşünür belki.
Mejor que ella piense que he muerto en un solo pedazo.
Hasta olduğumu, öldüğümü söyle.
Dile que estoy enfermo, dile que estoy muerto.
O gece öldüğümü düşündün.
Me disteis por muerto esa noche.
Ben şanslıydım. Almanlar benim öldüğümü sanıp beni orada bıraktılar.
Creyeron que había muerto y me dejaron allí.
Ben de saklanıyorum ki öldüğümü sansınlar.
Se sentirán fatal si creen que estoy muerto.
Eve git, onlara öldüğümü söyle!
Vuelva a Irlanda y diga que he muerto.
Rommel'in öldüğünü görmektense benim öldüğümü görmeyi tercih ederler. Hayır, Tammy.
- Me odian más que a Rommel.
Öldüğümü, bittiğimi söyle ama Tanrı adına onu buraya getir!
Dile que he perdido, lo que sea. ¡ Consigue que venga!
Benim öldüğümü mü sanıyordun?
Pensó que yo estaba muerto? No es así?
Suya atladım ve dibde kaldım. Kara şövalye boğularak öldüğümü düşünmüş olmalı.
Y luego, Majestad, me zambullí en el agua... hasta que el Caballero Negro pensó que me había ahogado.
- Demek, öldüğümü falan düşünüyorlar, öyle mi?
Así que creen que estoy muerto, ¿ no?
Bak ne diyeceğim : öldüğümü düşünseydi seni aramak için içeri girerdi.
Si cree que estoy muerto, igual viene a buscarte a ti.
Rüyamda öldüğümü gördüm.
Soñé que me moría.
Sonra bir ara, öldüğümü düşündüm.
Y todo tan de repente. Pense que ya estaba muerto
Öldüğümü düşündüğümde korkunç hayallerle eziyet çektim.
Cuando pensaba que estaba muerto, me atormentaban sueños fantasmales.
Ne kadar uzun süre ayrı kalırsam kalayım öldüğümü düşünmeyin.
Por mucho tiempo que pase fuera, no penséis que me he muerto.
Öldüğümü zannetti.
Pensó que estaba muerta y se fue.
Öldüğümü görmek isteyecek bir sürü suçlu tutukladım.
Puedo pensar en más de uno que desearía verme muerto.
Ne uğrunda öldüğümü görmek istiyorum.
Quiero ver por qué estoy muriendo.
Öldüğümü sanmak istiyor. Nevers'den uzakta bir yerde öldüğümü.
Me hacen pasar por muerta, muerta lejos de Nevers...
"Anne, eğer gerçekten bana iyilik yapmak istiyorsan gerçek bir anneysen beni bulmaya çalışma benim öldüğümü veya hiç doğmadığımı varsay bu benim hayatım ve ben bu hayatı kendi yolumda yaşamaya gidiyorum."
'Mamá, si quieres ser buena conmigo, ser una madre de verdad no intentes encontrarme. Piensa que he muerto o que nunca nací. Es mi vida y la voy a vivir a mi manera.
Öldüğümü görmeyi ne kadar ister anlatamam.
Le encantaría que me muriera, le aseguro.
Öldüğümü sandım.
Pensé que era hombre muerto.
Öldüğümü sanmış.
Creía que había muerto.
Öldüğümü farz etmeni istiyorum.
Quiero que pienses que he muerto.
Belki de benim öldüğümü düşünmüştür.
Quizá piensa que me he muerto.
Öldüğümü görmek istiyorsun değil mi, öyle değil mi?
¿ Verdad? - ¿ Verdad?
Çığlık atarak uyanır ve rüyasında öldüğümü gördüğünü söylerdi.
Se despertaba gritando y decía que soñaba que me moría.
Doktor geliyor ve beni inceliyor ve öldüğümü söylüyor. Ama ben aslında sağım.
El doctor viene, me examina y me declaro muerto cuando, por supuesto, estoy vivo.
Bekliyor. - Ona öldüğümü söyle.
Ni conmigo.
Uzunca süren o karanlık boyunca öldüğümü sanmıştım.
Durante la oscuridad parecía que había muerto.
Öldüğümü sanıyorlar ama ölmedim.
Creen que he muerto, ¡ pero no estoy muerto!
- Umarım öldügümü sanmıyordunuz.
- No creería que yo también estaba muerto, verdad? - María!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]