Ölürdü traduction Espagnol
366 traduction parallèle
Eğer birinin ölmesini isteseydi o ölürdü.
Si quería la muerte de alguien lo conseguía.
Seni yer ve zehirlenip ölürdü.
Podría comerte y morir envevenado!
Hasta oksijen yerine karbon dioksit almış olsaydı oksijen yetersizliğinden ölürdü.
Bueno, el paciente estaría recibiendo carbono dióxido en vez de oxigeno. Y bueno, él murió de falta de oxigeno.
Eğer dünya altından yapılmış bile olsaydı...... muhtemelen insanlar bir avuç pislik için ölürdü.
Si la tierra fuese de oro, Los hombres morirían por un puñado de polvo.
Bütün fabrika çalışanları erken ölürdü.
Todos los hombres en la fábrica de municiones lo hicieron.
Ben öleceğim için o da ölürdü. Nedeni bu muydu?
Porque si yo muero, él muere también. ¿ Es esa la razón?
Bir adam hiç ev bulmadan açlıktan ölürdü.
Me moriré de hambre antes de encontrar a alguien.
George'un karşısında silahına dokunamadan ölürdü.
Si tuviera que hacer frente a George Estaría muerto antes siquiera tocar el arma!
Böye bir yarayı bir beyaz adam, alsaydı hemen ölürdü
¡ Ponerle estiércol en unas heridas como esas! Un hombre blanco estaría muerto.
Bu Melisande... o kadar güzel, saçları o kadar uzun ve kıvırcıktı ki... kral ne zaman baksa... yere yuvarlanır ve ölürdü.
Esa Melisenda... ella era tan hermosa, y su cabello era tan largo y rizado... que cada vez que la contemplaba... caía rendido a sus pies.
Yemeğini bitirip Abilene'in bu yakasındaki herkesi ziyaret edinceye kadar bütün sürü ihtiyarlayıp ölürdü.
En el momento en que hubiera terminado de comer y visitar a todos... las vacas se habrían muerto de vejez.
O haliyle bir mil bile yürüyemeden ölürdü.
De hecho, morirá antes de haber andado ni una milla.
Eğer ben olmasaydım, ölürlerdi. Hepsi ölürdü.
Todos estarían muertos, todos muertos, si no fuera por mí.
İnsanlardan fazlası ölürdü.
Entonces moriría más gente.
Bir zamanlar, efsaneydi, hatta bazıları onun için ölürdü.
En otros tiempos, cuenta la leyenda que algunos hombres incluso morían por él.
Bir zamanlar beyni dağıldı mı insan ölürdü ve iş orada biterdi.
En el pasado, cuando le sacaban los sesos, un hombre moría y se acabó.
Koca filarmoni orkestrasını getirsek bile yine de ölürdü.
Aunque hubiera venido la orquesta, se habría muerto.
Eğer ben de kolera olsam ailem açlıktan ölürdü.
Decían que si yo me enfermaba toda la familia moriría de hambre.
Çöl gibi görünmeyen bu tehlikeli çölde, bir başkası birkaç gün içinde susuzluktan ölürdü ama o, aylar boyunca mütemadiyen hayatta kalabilir.
Cualquiera moriría de sed en días en este desierto traicionero que no lo parece pero él puede sobrevivir durante meses.
Borowiecki olmasaydı onun üzerine hafifçe basardık, hemencecik ölürdü.
Si se tratara de otra persona, .. bastaría pisarle un poco los talones y se hundiría en seguida.
Bak, bir yetişkinin başına gelseydi orada ölürdü.
Digo, un adulto habríia muerto.
Bir sürü masum insan ölürdü.
Mucha gente inocente moriría.
- Antibiyotikler olmasaydı ölürdü.
Bien, sin los antibióticos, se habría muerto.
Doğru yapılırsa kötü ruh ağzından çıkıp uçar, öylece ölürdü.
el espiritu del monstruo sale por su boca y muere.
Elbette ; yoksa tohumlar ölürdü.
Claro, para que no se mueran las simientes.
Eskiden nehire atarlardı, bütün balıklar ölürdü.
Solían arrojarlos al río, pero los peces se morían.
İnsanlar açlıktan ölürdü.
Se morían de desnutrición.
Bunu yapsaydım, annem şok geçirip ölürdü.
Si alguna vez lo hiciera, mi madre moriría de un ataque.
Dendiğine göre ona meydan okuyan ölürdü.
Se decía que quien le desafiara, moriría.
Aktarmak için eğer çocuklar olmasaydı, Talmud da insanlar yaşlandığında ölürdü.
Sin hijos a los que enseñárselo, el Talmud morirá cuando mueran los viejos.
Bebek doğursaydı, ölürdü.
Si ella tuviera un bebé, la mataría.
Sabahları grubumuzdan bizi dışarı çağırdıklarında, en azında dört ya da beşimiz ölürdü.
Cuando nos llamaron, descubrimos que en nuestro grupo, 4 ó 5 habían muerto.
Demek istediğim, başka biri olsaydı, çoktan ölürdü.
Cualquier hombre normal habría estirado la pata.
Ne yazık ki pezevenk hayatta değil... çünkü bunu duysa kahrından ölürdü.
Qué pena que ese desgraciado no esté vivo porque... le mataría oír eso.
Bebek ölürdü.
Se moría.
Orta doğunun bütün fanatiklerini sorguya çekseydim.. nüfusun yarısı ölürdü.
Si juzgara a cada fanático del Medio Oriente, la mitad de la población debería morir.
Mahkum bitkin düşer.. ve ölürdü.
La muerte llega... por agotamiento.
Pandu'nun, çocukları olmasını ne kadar derinden arzuladığını biliyorlardı, ve biliyorlardı ki eşlerinden herhangi biriyle aşk yapacak olursa ölürdü.
Sabían que Pandu anhelaba tener hijos. También sabían que si hacia el amor con sus esposas moriría.
- Tetiği çekseydim Sybok ölürdü.
- Sybok hubiera muerto.
Annen geçen geceki olayı bilse üzüntüden ölürdü.
Si tu madre supiera lo de la otra noche, te mataría.
Eğer o olmasaydı herkes... 48'deki büyük kar fırtınasında ölürdü
Sin él, los colonos hubieran muerto en la Gran Nevada del'48.
Sudan sebeplerle birbirlerine girerler, ne oluyor demeden içlerinden biri ölürdü.
Si dos se peleaban por una tontería, en menos de nada uno estaba muerto.
İçeriye girseydi 2 yaşındaki, 4 yaşındaki ve 6 yaşındaki kızım ölürdü.
Si hubiera entrado,...... mis niños de dos y de cuatro años y mi hija de seis habrían....
Utancından ölürdü.
Se moriría de vergüenza.
Ama mucize eseri yumurtlasaydın, yumurtadan bir çocuğun çıksaydı ve onu emzirmeye çalışsaydın, çocuk açlıktan ölürdü.
Y si por algún milagro pones un huevo Y entonces incubas a un niño y se intenta para darlo de mamar, El niño se moriría de hambre.
İnsanlar ölürdü.
La gente moría.
Ama zekice bir fikrim olsaydı, yalnızlıktan ölürdü.
Si tuviera un idea inteligente, no sabría como llevarla a cabo,
Onunki kadar yüksek tansiyonu olan birisi ölürdü ve sorunlar biterdi.
Con la presión sanguínea que tiene él, se acabó el problema.
Oğlunun salaklığını görseydi ölürdü.
Si viera el hijo tan estúpido que tuvo, se moría.
90 saniye daha geçse ölürdü.
- ¡ 90 segundos más y se moría!
Yoksa ölürdü.
- ¿ Cuándo puede hablar?