Ünlü traduction Espagnol
9,122 traduction parallèle
Bu kızlarda bütün şehrin dedikodusu var ya! Kim kiminle yatmış, ünlü bir koç gizli eşcinselmiş...
Estas chicas saben todos los chismes de la ciudad... quién lo hace con quién, qué conocido entrenador está en decaída...
En ünlü cadıysa Eleanor Young'dı.
La bruja más famosa fue Eleanor Young.
Ben de ünlü bir rapçi olurum o zaman.
Si es así, yo podría ser una rapera famosa.
Olay birkaç dakika öncesinde Lower Manhattan mahkemesinde oldu ünlü aşçı Judy King vergi kaçakçılığından suçlandı. Resmi mercilere göre...
Esto se vivió hace unos minutos afuera de un tribunal del Bajo Manhattan, donde la estrella culinaria Judy King fue procesada por evasión fiscal.
Muhtemelen burada olmak yerine çok ünlü bir artist olurdun.
Seguramente ahora serías una artista famosa y no estarías aquí.
Evet, ben ünlü olmak istiyorsam ismimi değiştirmem gerekir diye düşündüm.
Sí, yo... Pensé que si quería ser famoso, tenía que cambiar mi nombre.
"Krabowski" adında pek fazla ünlü yok.
No hay muchas estrellas por ahí llamadas Krabowski.
Ve sen de, bu ünlülerle ilgili bir marka olduğundan, bir ünlü tarafından yönetilmesi gerektiğini düşünmüyor musun?
¿ Y no crees, que siendo ya una marca famosa, - debería ser dirigida por una celebridad? - No, no lo creo.
Bu adam ünlü biri.
Esto es... Él... Este tipo es una celebridad.
Mughal-E-Azam filminden ünlü bir replik.
¿ Me engendraste para poder gobernar esta vida que es mía?
Beni ünlü yapacaksın.
Tú me harás famoso.
Serge De Bolotoff, ünlü pilot.
Serge De Bolotoff, el famoso aviador.
Ben ünlü bir liberalim, tamam mı?
Soy liberal, ¿ vale?
Veya bazen ünlü sınırını aşıp yanıma geliyorsunuz, bu ülkeyi gururlandırdığımda nerede olduğunuzdan bahsediyorsunuz.
O a veces sin importar que sea una celebridad, se me acercan, me cuentan dónde estaban el día que honré a este país.
Madem önemli kapak fotosuna çıkarabilecekleri en ünlü kişi neden bir molekül?
Si es una revista tan importante, ¿ por qué la celebridad más grande que pudieron conseguir para poner en la tapa, es una molécula?
Başlangıç için epey iyi bir yayın seçmişsin. Wil'in bir çok ünlü konuğu olur.
Pues has elegido uno bueno para empezar.
Bilmem, bir film çeker, zengin ve ünlü olur Oscar, Altın Küre ödüllerini alır ve son derece harika bir hayat sürebilirim.
No sé, haré una película, seré rica y famosa, ganaré un Oscar, un Globo de oro y viviré una vida maravillosa.
Bak, Leonard'ın annesi ünlü bir psikiyatrist ve bilim kadını.
Escucha, la mamá de Leonard es una psiquiatra renombrada y una mujer de ciencia.
Evet, kaşarlanmış diliyle ünlü diken kraliçesi.
Sí. La famosa lengua mordaz de la Reina de las Espinas.
Karşısında da kaşarlığıyla ünlü Kraliçe Cersei.
Y la famosa zorra Reina Cersei.
Şu anda dünyanın en ünlü kişisi sen olmalısın.
Deberías ser la más famosa del mundo. ¡ Cielo santo!
Bir gün, Beatles'tan daha ünlü olacak.
Algún día, va a ser más famoso que Los Beatles.
Oğlum ünlü olduğunu düşünüyor.
Mi hijo cree que es famoso.
15 yıl boyunca yanlış bir sav üzerine çalışsaydı, bu kadar ünlü olur muydu yani?
Si hubiera estado 15 años trabajando en la tesis errónea, ¿ habría sido tan famoso?
Bir kadın, dünyadaki en ünlü otelin mirasçısını öldürmekle suçlanıyor...
En el centro está una supuesta viuda negra, una mujer acusada de matar al heredero de una de los hoteles más famosos del mundo...
Demek şu ünlü Van Damme sensin.
Así que este es el famoso Van Damme.
Tüm saygımla söylüyorum ki, Kuzey Kore Rus mafyası ve dünyanın en ünlü bombacısıyla birleşiyor.
Con todo el respeto, si los norcoreanos están formando equipo con la mafia rusa y con el más famoso constructor de bombas del mundo...
Ablan ölü bir bebekmişim gibi kıçıma tekmeyi vurduğundan beri görüşmedik. Şimdi ünlü bir komedyen olmuşsun.
No te había visto desde que tu hermana me tiró a la basura como un bebé muerto, pero he visto que ahora eres un cómico de éxito, ¿ no?
Çok ünlü bir komedyen lan Sammy!
Este tipo es un gran cómico, Sammy.
Kazanıp kazanmamaları sikimde değil. Knicks maçına gidiyoruz, Dünya'nın en ünlü salonuna. Süper olacak.
Siempre me importa una mierda si ganan o pierden, vamos a un partido de los Knicks, al estadio más famoso del mundo, y estará chulo.
Shia LaBeouf ünlü yani oradan bir şey çıkacağını sanmıyorum... Aynı apartmanda oturuyoruz.
Shia LaBeouf es famoso, por lo que no creo que vayáis a poneros en contacto...
Bu yüzden ünlü bir baba olması gibi bir şey?
UN GRAN PASEO DE PELÍCULA Así que ¿ cómo es el tener a un papá famoso?
- Sence bu ünlü baskın mıdır?
¿ Crees que esta es la famosa redada?
Vatansever Çay Partisi, McKinley'deki en ünlü kulüptür.
El Club de los patriotas de la Fiesta del té es el más popular del McKinley.
Ebeveynlerimiz ilham veren, dünyaca ünlü grup Up with People turnesinde tanışmışlar.
Nuestros padres se conocieron en un tour con el internacionalmente famoso e inspirador coro
Rayna Jaymes'in olamayacağı kadar ünlü olacağım!
¡ Saldré por mi cuenta y seré más grande de lo que Rayna James jamás será!
İnsanlar kim olduğumu bilmek isteyecek, benim hakkımda konuşacaklar, fotoğraflarımı çekecekler, ve ünlü olmama yardımı olacak.
La gente quiere saber quién soy... y entonces, ellos hablarán sobre mí, y me harán fotos... y eso me ayudará a hacerme famosa.
Bryce ünlü, çılgın, tuhaf partilerinden birini veriyor.
Bryce hará una de sus fiestas famosas y locas.
- Hadi ama dünyaca ünlü tavuk ve kurabiyelerinden yapmış.
Venga, está haciendo su mundialmente famoso pollo y galletas.
Ama az önce annemle konuştum ve bana o ünlü empanada böreği tarifini verdi.
Pero acabo de hablar con mi madre y acaba de darme su famosa receta de empanadas.
Herkes ünlü Dr. Thackery olduğunu biliyordu.
Todos sabíamos que usted era el famoso Dr. Thackery.
Ertesi sabah, hepiniz ünlü olacaksınız.
Serán todas famosas el día siguiente.
- Helle Anker epey ünlü biridir. - Öyle mi?
¿ Sabes que Helle Anker fue una suerte de celebridad?
Ama o zamanlar pek ünlü değildi, doğru mu?
- Pero también un poco impopular, ¿ no?
Evet, ama ben ünlü isyankar Harry Bosch'um.
Sí, pero soy el tristemente célebre e insubordinado Harry Bosch.
Ross Poldark, ünlü inzivacı!
¡ Ross Poldark, el afamado ermitaño!
O'Neill o maskeyi taktığında Nina'yı ünlü geçmişimize bağladı.
Cuando O'Neill se puso esa máscara, conectó a Nina a nuestro pasado infame.
İşte Joan Crawford'a dördüncü kocası., Alfred Steele tarafından yıIbaşı hediyesi olarak verilen.. ... dünyaca ünlü platin kaplamalı soda şişesi.
He aquí... la mundialmente famosa botella platinada de refresco dada a Joan Crawford como regalo de navidad por su cuarto esposo, Alfred Steele.
Vaşağın köpek balığını okyanustan kopardığı ünlü videoyu hatırlıyor musun?
¿ Te acuerdas de ese video viral donde el lince saca al tiburón fuera del océano?
" ikonik bronz su samuru heykeli Portland'ın dünyaca ünlü
" Estatua de nutria de bronce icónica robada en Portland, en el mundialmente famoso :
- Şu ünlü dağ manzarası. - Evet.
- La famosa vista de la montaña.