Ürünü traduction Espagnol
2,228 traduction parallèle
Bu teşhir ürünü.
Es un modelo de muestra.
Hayır, ama hayal ürünü artık bizim için de belli oldu.
No, es fantástico, pero no para nosotros ahora mismo.
Karthik'in hayal ürünü.
Karthik el " que llama es imaginario.
Bakın! Kabul ediyorum Harika bir ürünü var
Miren, yo admitiré que él tiene un gran producto.
O, hayal ürünü bir kedi.
El gato es un invento.
En iyi gelir getirecek ürünü saptamaya çalışıyorum.
lntento ver cuál sería la cosecha más rentable.
Tanrıların umurunda mıyız değil miyiz, yoksa hepsi hayal gücümüzün bir ürünü mü
Es difícil saber si los dioses se preocupan de nosotros o no, o si lo único que hacen es satisfacer
Departmanın halka açıklama yapmak istemesi, hayal ürünü sayılmaz.
No es la imagen que el departamento quiere dar a conocer al público.
İhmal ve unutulmanın ürünü berbat bir yaşamın ne kötü olduğunu göster.
Una vida desperdiciada, descuidada, olvidada... y tan fea.
Tamam, yani bu olanlar psikolojik tepkimelerin ürünü.
Entonces esto podría ser una clase de reacción psicótica.
Ama bu yabancı teknolojinin ürünü olan bir silah. Daha önce hiç böyle birşey kullanmadım.
Pero se trata de armamento alienígena nunca se ha usado una arma parecida.
Ayrıca, işe dahil olduğu an stoklar iki katına çıktı ki daha ürünü piyasaya sürmediler bile.
Luego él se involucra y las acciones se duplican y... Todavía ni siquiera sacaron el producto.
Gerilemeye uğramayan tek ürünü biliyorsun?
¿ Conoces el único producto no afectado por la recesión?
Bu acımasız, yavaş çekim gülüşmeler sadece hayal gücümün bir ürünü.
La cruel risa en camara lenta es solo tu imaginacion.
Demek ki hayal ürünü bir kitap olacak.
Así que será un libro de ficción.
bu işi beceriyorlardı devasa bir prog rock ürünü gibiydi Bir yolculuğa çıkmış gibiydim ve albüm kapağında sadece üç kişi vardı değişik giysiler giyiyorlardı.
Me impactó inmediatamente, miré la tapa del disco y vi que solo tenía tres integrantes, y que estaban vestidos de una manera extravagante.
Aslında kitapların çoğu Castle'ın fazla aktif olan hayal gücünün ürünü.
La mayoría de ese libro es resultado de la imaginación hiperactiva de Castle.
Mevcut piyasada bu cihaz... teknolojinin son ürünü...
Tiene una precisión de un milímetro. Característica imbatible en el actual contexto tecnológico actual...
Koca dairedeki hayvan ürünü tek şey o.
Es la única cosa en todo el departamento. Que esta hecho de animales.
Yetiştirebileceğimiz en iyi, doğal açıdan en temiz ürünü yetiştirmek istiyoruz ama kirli havada soluyup hastalık yapabilecek bir su içersen bu kızların içine ne girecek, bu ineklerden ne çıkacak.
Podemos producir la carne la plus sana posible. Pero a fuerza de respirer un aire contaminado y de tomar un agua sucia, vaya a saber qué ingieren las vacas.
Ben ürünü tedarik ederim, sen ve adamların hünerinizi konuşturursunuz.
Suministro el producto, tú y tu gente trabajan tu magia.
Ona meleklerin İncil ya da çocukların kitaplarındaki şekilleriyle hayal ürünü kelimeler dışında var olmadığını söylerdim.
Bueno, le diría que los ángeles no existen, excepto, por supuesto en libros de ficción, tales como la Biblia y libros infantiles.
Saadece kayıd olduğumuz markanın bir ürünü mü diye bakıyordum.
Sólo estoy mirando a ver si es la misma empresa que pedimos.
Süper kahramanların gücünü emme yeteneği ile donatılmış son teknoloji ürünü siber bir android.
Un avanzado androide cibernético que absorbe el poder de los súper humanos.
Çevirisi, deli manyak hükümet ürünü!
traduccion loco producto del gobierno
Pete Gilroy'un ekibi benzer bir çalışma yürütüyor... ancak şirket sadece bir ürünü piyasaya sürecek.
El equipo de Pete está trabajando en un sistema similar, y la compañía utilizará sólo uno.
Pete'in ürünü çocuklar tarafından test edilecek.
Asi que el producto de Pete va a ser probado por niños.
Kocaayak hayal ürünü değildir.
El hombre de las nieves no es ficción.
Genetik mühendisliği ürünü bir virüsü test ediyorduk. Tüm grip türlerine karşı tedavi sağlayacaktı.
Estabamos probando un virus diseñado genéticamente que proveería una sola cura para todos los tipos de gripe.
Şimdiye kadar sadece fazla mesai ve çiğ deniz ürünü tüketimi var.
Por ahora, solo exceso de trabajo y consumo de mariscos crudos.
Nikki'nin kurgu ürünü olduğunun farkında değil mi bu?
¿ Sabe que es un personaje de ficción y no alguien real?
Yaş olarak 12 mi yoksa çok fazla süt ürünü tükettiğinden 12 yaşında memeleri çıkan 12 mi?
De acuerdo. ¿ Como una joven de 12 años o de las que "come muchos productos lácteos así que le salieron las tetas antes"?
Bu da Büyük Hadron Çarpıştırıcısı. İsviçre, CERN'de bulunuyor. On yılların planlaması ve inşaatının bir ürünü.
Este es el Gran Acelerador de Hadron en el CERN de Suiza, el producto de décadas de planeación y construcción.
Sonunda benden beş bin deneme ürünü istediler ve eğer satılırsa daha büyük bir sipariş olacaktı.
Por último, me hizo un encargo de 5.000 camisas y si las camisas se vendían tendríamos un pedido mayor
Yüzündeki yaralar hayal ürünü değildi.
Las marcas en su cara, no eran fantasías.
Anna söylediğinde, hayal ürünü sanmıştım.
Cuando Anna me lo contó, creía que lo había soñado.
Diğer yandan, modern kayropraktik, 50 yıllık bir bilimsel çalışmanın ürünü.
La quiropraxia moderna, por otro lado está basada en 50 años de ciencia sólida.
Diğer yandan, modern kayropraktik, 50 yıllık bir bilimsel çalışmanın ürünü.
La quiropráctica moderna por otro lado, se basa en más de 50 años de ciencia sólida.
Bütün ürünü almak bize kaça mal olur?
¿ Cuánto nos costaría comprar todo el producto?
25 yıldan fazla bir süredir kendimizi adadığımız ve iyi çalışmaların önemsiz olduğu bu ürünü satma işi bitince rahatladım.
Y estoy aliviado. Por más de 25 años, nos esforzamos en vender un producto para el cual un buen trabajo es irrelevante porque la gente no puede dejar de comprarlos.
Demek istediğim, ben bu ürünü kullandım. Bence bunu sürüp aynaya bakma deneyimi üzerinde durmalıyız.
Todo lo que intentaba decir es que he usado esa cosa y creo que se trata de la experiencia de ponértelo y mirarte en el espejo.
Her şey son teknoloji ürünü olup hava geçirmeyecek şekilde kapatılmıştır.
Todo está aceitado y herméticamente sellado.
İyi bir iş kadını elindeki ürünü iyi tanır ki şu durumda ürün sensin. Derdi davası bize ders vermek.
Una buena empresaria conoce su producto, que en este caso eres tu, y ella sólo quería dar una conferencia.
Bence bu kitabı sen uydurdun, tamamen hayal ürünü Çünkü senin uyuşturucu problemin var.
Creo que usted hizo este libro de puro mal, este libro fantástico, porque usted tiene un problema con drogas.
Peynir de süt ürünü değil mi?
El queso es lácteo no?
Çikolata Fabrikası dergisi tarafından, dalında en iyi seçilen yeni, devasa, süper çikolatalarımız Walpert Çikolata'nın uzun zamandır süren ödüllü imalatlar geleneğinin son ürünü.
Nombradas "Las mejores de todas" por La gaceta del chocolatero nuestras nuevas tabletas de chocolate "gigantescamente" ricas son las más recientes en la larga tradición de Chocolates Walpert de crear dulces premiados y galardonados.
Hey. Çftlerimizi durdurup Prolong adlı ürünü daha önce duyup duymadıklarını soruyoruz.
Estoy parando algunas parejas para ver si han escuchado de un producto llamado Prolong.
Birinden hayal ürünü bir şeye inanmasını istemek ne kadar rahatlatıcı olsa da ahlaki açıdan doğru bir hareket değildir.
Pedirle a alguien que crea en una fantasía... aunque sea reconfortante... no es algo moral.
Ya büyük mali kâr ve olası davalara rağmen ürünü çekmeye karar verip doğru şeyi yapmak istediyse?
¿ Y si quería hacer lo correcto y retirar el producto aunque implicara un golpe financiero y posibles juicios?
Hayal gücümün bir ürünü olduğu için bildiğim her şeyi o da bilirdi.
Por supuesto que lo sabría. Sabría todo lo que yo sé. Porque surge de mi imaginación.
Bir ürünü geri çekme duyurusu ile ilgiliydi.
Iba a anunciar que retirarían el producto.