Ürünüdür traduction Espagnol
185 traduction parallèle
Mücadelemizin ürünüdür!
¡ La cosecha es nuestro reto!
Bu filmde anlatılan hikaye, tüm isimler, karakterler ve olaylar... hayal ürünüdür.
La historia, los nombres, los personajes e incidentes mostrados... en esta película, son ficticios.
"Bir hayvanın fiziksel özelliklerini alabilir mi?" diye soruyorsan hayır bu hayal ürünüdür.
Si puede tener las características físicas del animal. Yo diría que no, es una fantasía.
Bu filmde anlatılan olaylar ve karakterler, 9 ay sürmüş tarihi ve trajik, Nazi işgalinden esinlenilmiş olsa da tamamıyla hayal ürünüdür.
Los hechos y personajes de esta película, si bien se inspiran en la heroica y trágica crónica de nueve meses de ocupación nazi, son imaginarios.
Buldukları yalnızca kendi emeğinin değil, o 999 adamın da alınterinin ürünüdür.
Su hallazgo representa no sólo su trabajo, sino también el de los otros 999.
Bu filmdeki sahneler ve olaylar hayal ürünüdür.
Los hechos aquí representados son ficticios.
Aşk, sevgili Gigi bir güzellik ürünüdür. Sanat eseri gibi.
El amor, querida Gigi es algo hermoso, como una obra de arte.
Geçen senenin ürünüdür. Ama şanslısınız. Cumartesi günü yeni konserve yapılacak.
Son mis últimos tarros, pero por suerte haremos más el sábado entre las mujeres de la ciudad.
Ekrandaki hayali yaşam, bu gerçek ihtiyacın bir ürünüdür.
La vida imaginaria en la pantalla es el producto de esta necesidad real.
Her bir mobilya, her bir süs İtalya, İspanya ve Fransa'dan bir ustanın ürünüdür.
Cada mueble y cada detalle decorativo es el trabajo de un artesano maestro de Italia, España o Francia.
Bana soracak olursanız, duymuş olduğum her şey korkunun bir ürünüdür.
En mi opinión, todo lo que he oído ha sido generado por el miedo.
Tıpkı gri ve kahverengi doğal deriler gibi, yıllar süren bir işçiliğin ürünüdür. Tam da aradığınız şey bana göre.
Es un tapado muy juvenil, más adaptado a sus necesidades.
Ama yine de estetik etki hayal ürünüdür.
Pero el efecto estético es imaginario.
Doğal olduğunu kim söylüyor? Belki bir mühendislik ürünüdür?
¿ Quién dice que es natural?
Bay Mattei, gazetedeki bilgiler bir araştırmanın ürünüdür.
Sr. Mattei. Este descubrimiento es el resultado de estudios de experimentos hechos un grupo completo de técnicos.
Belki de parmağıyla işaret etmesi sizin hayalgücünüzün bir ürünüdür.
Quizás el dedo señalando sea parte de tu imaginación.
Karakterler ve olaylar hayal ürünüdür.
Los personajes y eventos son ficticios.
Düzgün bir Romalı birleşmesinin güzel bir ürünüdür bu.
Y éste es el hermoso resultado de una unión romana.
Bu öyküde anlatılanlar hayal ürünüdür, gerçek kişi ve olaylarla ilgisi yoktur.
La siguiente historia es ficción y no representa a ninguna persona o evento real.
Ama sen demiştin ki,'Bölge', bir üst uygarlığın ürünüdür.
Pero tu dijiste que La Zona era el producto de una civilización superior...
Bu filmdeki tüm karakterler ve olaylar hayal ürünüdür.
LOS PERSONAJES Y HECHOS DE ESTA PELÍCULA SON FICTICIOS.
Bu filmdeki tüm karakterler hayal ürünüdür ama gerçekte olan olaylar genel bir durum içinde sunulmaktadır.
Todos los personajes son producto de la imaginación de sus autores, pero fueron ubicados en el marco de acontecimientos reales.
Umarım belgeseliniz hayal ürünüdür.
Al documental. Espero que sea ficción.
Bilimsel keşifler, hayal gücünün bir ürünüdür.
Los grandes descubrimientos científicos salen de la fantasía.
Bu filmde gösterilen bütün kişiler ve olaylar hayal ürünüdür. Ve gerçek hayatla olan tüm benzerlikler kaza eseridir.
Todos los personajes y los hechos narrados en esta película son ficticios y por tanto, cualquier coincidencia con la realidad es completamente accidental.
Bu operasyondaki başarı tamamıyla dahihane bir planlamanın ürünüdür.
El éxito de esta operación dependió de una hábil planificación.
Büyük fikirler, bir adamın ruhunun bir ürünüdür. Tüm varoluşunu kışkırtır.
Las grandes ideas nacen en el alma del hombre, agitan completamente su ser
Büyük fikirler, bir adamın ruhunun bir ürünüdür. Tüm varoluşunu kışkırtır. Onu bir anda zamanının kara cahilliğinden alır ve geleceği hissetmesini sağlar.
Las grandes ideas nacen en el alma del hombre, agitan su ser y lo alejan del incierto presente para hacerlo sentir el futuro.
Ve banyosu da hayal ürünüdür.
Y el baño es un horror.
Vietnamda korkunç şeyler görmüştüm ama çaresiz bir pumaya böylesine hakaret etmek nasıl bir zihnin ürünüdür bilmiyorum.
Vi cosas horribles en Vietnam. Pero me sorprende la mente que se atreve a profanar un indefenso puma.
Canlı dokuya zararlı olduğu için çok az sayıda tür tarafından kullanılan... bir enerjinin yan ürünüdür.
Un derivado de una fuente de energía muy poco utilizada ya que perjudica los tejidos vivos.
Şey, uh, fasülye İsrail`in en temel ürünüdür. Tamam, kabul ediyoruz.
Fueron un alimento básico de los israelitas.
Bu muhteşem gösteri, uzay boşluğunda gezinirken dünyanın manyetik alanına giren atom altı parçacıkların bir ürünüdür.
Éste espectacular despliegue ocurre cuando partículas subatómicas que atraviesan el espacio ingresan en el campo magnético de la Tierra.
Onlar hayal ürünüdür.
Son sólo cuentos.
Bazı katiller toplumun bir ürünüdür.
Algunos asesinos son producto de la sociedad.
Belki de bunlar hayal gücümün bir ürünüdür.
Quizá estoy dejando correr mi imaginación.
Bu, dünyanın en nadide bilim adamlarının yıllar süren araştırmalarının ürünüdür.
Esto es el producto de años de exploración por algunos de los científicos más notables del mundo.
Bu hassas işçilik ürünüdür.
Está hecho con exactitud.
Elinde tuttuğun ufacık kutunun içindeki şey beş yıllık araştırmanın ve yarım milyon kredinin bir ürünüdür.
Lo que hay en ese contenedor es el logro de 5 años de trabajo... y vale medio millón de créditos.
Gözlerim de hayalgücümün bir ürünüdür.
Mis ojos son un producto de mi imaginación.
"Tanrı" sözcüğünün çağrıştırdıkları Tanrı'yı arayışımızın bir yan ürünüdür.
Lo que percibimos como Dios... es resultado de nuestra búsqueda de Dios.
Rüyalar, çözümlenmemiş duygusal sorunların ürünüdür.
Los sueños son un producto de una emoción sin resolver.
- Çünkü, krema da bir süt ürünüdür.
O sea, la crema es un lácteo... Donna, ¡ no hagas eso!
Bir Asmik-Ace with Kurosawa Productions ürünüdür.
Una producción de Asmik-Acd con Akira Kurosawa Producciones
Modern banka müfettişliği beş düzenleyici adetin ürünüdür.
La banca moderna está basada en 5 tradiciones reguladoras diferentes.
Coşku. Kızlar, ve diğer şeyler coşkunun ürünüdür.
El colocón, las chicas, y todo lo demás relacionado con el colocón.
Bu da bir diğer başarılı temizlik ürünüdür.
Este es otro buen producto de limpieza.
Clint Eastwood 1950'lerin... atom bombası sonrası toplumunun ürünüdür.
El caso de Clint Eastwood es que es un producto de 1950... en una sociedad que ha conocido la bomba atómica.
Bu, Amerika'daki ahlakî yozlaşmanın ürünüdür.
Son una muestra del deterioro moral de nuestro país.
Bu hikaye hayal ürünüdür.
La historia precedente es ficticia.
- Devler hayal ürünüdür.
- Los gigantes son imaginarios.