Üstesinden gelirsin traduction Espagnol
108 traduction parallèle
İşin üstesinden gelirsin.
Lo hará muy bien.
Her zaman üstesinden gelirsin.
Siempre estarás bien.
- Eminim üstesinden gelirsin?
Estoy seguro de que tomarás algo para eso, ¿ no?
Merak etme, üstesinden gelirsin.
Si te enfrentas a ello, todo irá bien.
Yüceliğinin bütün uluslara korku salmasını sağlayacağım. Her şeyin üstesinden gelirsin... kendi kibirin hariç. Kuşkusuz, kuşkusuz.
Haré que su grandeza sea temido por las naciones.
Belki üstesinden gelirsin.
Puede que lo supere.
Ve hatta, kar getirmeyen bir rüyaydı diyerek üstesinden gelirsin. Bu rüyadan uyandığın için sevinirsin bile.
Rechazarás su recuerdo como el de un sueño poco rentable del que te alegrarás haber despertado.
Seni severim. Umarım üstesinden gelirsin.
Te aprecio mucho y me gustaría que salieras adelante.
Bunun üstesinden gelirsin.
Te las arreglarás de maravillas.
Evet. Bunun üstesinden gelirsin.
Lo puedes hacer...
- Cole, sen her pistin üstesinden gelirsin.
- Cole, estas bailando por toda la pista.
Yapacağın bolca omlet, üstesinden gelirsin.
Serán tú y una cocina llena de huevos revueltos.
Ama sanırım bunun üstesinden gelirsin.
Creo que eso se volvió en mi contra.
Sen üstesinden gelirsin.
Te aguantas.
Sorununla ilgili konuştuk. Ve eğer fille bir araya gelirsen, eğer onu tanırsan, belki üstesinden gelirsin... korkunun.
Y pensamos que si conocías al elefante, si llegabas a conocerlo, tal vez podrías acabar con tu... fobia.
Birkaç sene içinde üstesinden gelirsin.
Diría que en un año o dos podrás superarlo.
- Doğru üstesinden gelirsin.
- Sí, te encargarás.
Umarım üstesinden gelirsin, ne gerekiyorsa yap.
Ojalá nos pueda ayudar.
Şey, eğer varsa, eminim zorluğun üstesinden gelirsin.
Bueno, si los hay, estoy segura de que estás a la altura del desafío.
Eminim zorluğun üstesinden gelirsin.
"Estoy segura de que estás a la altura del desafío."
İşte geldi sevgili Nancy... biraz fazla olduğunu görüyorum ama eminim sen üstesinden gelirsin.
Ahora si, Nancy querida... Sé que parece demasiado pero podrás con ello.
Biriyle uzun süredir ilişki içindeysen ve problemlerin varsa, üstesinden gelirsin, haksız mıyım?
¿ No pasa eso cuando estás en una relación por mucho tiempo? Tienes dificultades, y las enfrentas, ¿ cierto?
Sen her türlü zorluğun üstesinden gelirsin, Gabrielle.
Te superas en cada ocasión, Gabrielle.
Bence sen üstesinden gelirsin.
Creo que usted puede hacerlo.
Bence her şeyin üstesinden gelirsin.
Creo que puedes con lo que sea.
Evet, eee, bunun üstesinden gelirsin.
Se te pasará.
- Bence bunun üstesinden gelirsin.
- Pienso que vivirás. - Oh, Luke.
Belki sen de siktiğim kardeşinin yaptığını yapıp, üstesinden gelirsin.
¡ Quizás deberías hacer lo que tu maldito hermano hizo y salir de eso!
Sorununla ilgili konuştuk. Ve eğer fille bir araya gelirsen, eğer onu tanırsan, belki üstesinden gelirsin... korkunun.
Y pensamos que si conocias al elefante, si llegabas a conocerlo, tal vez podrías acabar con tu... fobia.
Ah tatlım sen buranın üstesinden gelirsin.
Estás toda saturada de este lugar.
Sen üstesinden gelirsin.
Tú puedes hacerlo.
Bir gün üstesinden gelirsin.
Algun dia saldras de todo eso.
Her zaman üstesinden gelirsin böyle şeylerin.
Ya descubrirás una manera. Siempre lo haces.
Sen bu işin üstesinden gelirsin. Şimdi, git.
Te irá bien.
Tamam, Sabrina, üstesinden gelirsin, zaman senin zamanın.
Bueno, Sabrina, desde el principio, a tu ritmo.
İşte böyle üstesinden gelirsin.
Así manejas a la gente.
Öyle olmayana kadar her şey yolundadır. Ve vakti gelince bunun üstesinden gelirsin.
Todo está bien hasta que no lo está, y entonces te enfrentas a ello.
Ama üstesinden gelirsin.
Pero lo superarás.
Dedi ki, "Sen tecrübeli bir terapistsin, üstesinden gelirsin."
Ha dicho : "Eres un terapeuta experimentado, sólo afróntalo".
Bunun üstesinden gelirsen herşeyin üstesinden gelirsin.
Si te sobrepones a esto, podrás con cualquier otra cosa.
Nasıl üstesinden gelirsin bilemiyorum.
Yo no sé cómo hacerle frente.
Böyle bir şeyin nasıl üstesinden gelirsin?
¿ Cómo trabajas eso con algo así?
- Merak etme, üstesinden gelirsin.
- No, le irá muy bien.
- İyi o zaman, üstesinden gelirsin artık.
- Sí, resuélvelo.
Bunu şimdi duymak istemiyorsun biliyorum ama üstesinden gelirsin.
Sé que no quieres que te lo diga ahora pero te recuperarás.
Normalde bu tür korkakça duyguların üstesinden gelirsin, ama bu durum karşısında elin kolun bağlı.
Normalmente superas esas emociones. Pero en este caso, tus manos están atadas.
Bunun üstesinden gelirsin, değil mi?
Lo tendrás en cuenta, ¿ verdad?
Çingene gibi düşünen birinin üstesinden nasıl gelirsin?
¿ Cómo te entiendes con alguien que piensa como Gitano?
Daha önce yaptığın gibi üstesinden gelirsin
Te las arreglarás Siempre has podido
Bir olayın üstesinden ya kolay yoldan ya da zor yoldan gelirsin.
"O arrojas una piedra, o recibes un maldito disparo".
Evden 70.000 ışık yılı uzağa fırlatıldık bir düzineden fazla mürettebatı kaybettik ama üstesinden geldim, sende gelirsin.
Fuimos a parar a 70.000 años luz de casa, perdimos más de una docena de miembros de la tripulación... pero lo superé, y también lo harán ustedes.