Üç gündür traduction Espagnol
536 traduction parallèle
Tam üç gündür bir lokma bile yemedik.
No hemos probado ningún alimento en tres días.
Evet, efendim, fakat üç gündür kahvaltıda sadece bir bardak çay içiyorsunuz. Sağlığınız!
Sí, señor, pero hace tres días que sólo desayuna con una taza de té. ¡ Su salud!
İki tayfamızı ormanda hayvan kovalamakla öyle meşgul etti ki üç gündür onları görmüyoruz.
Ha mantenido tan ocupados a nuestros dos marineros investigando la flora y la fauna del bosque que hace tres días que no los vemos.
Bize kızın üç gündür kıpırdamaksızın burada durduğunu söylüyor.
Nos responde que desde hace tres días la niña está ahí sin moverse.
- Bir ay üç gündür.
- Un mes y tres días.
Ama üç gündür içerideler.
Llevan allí tres días.
Tam üç gündür yanıyor.
Lleva así tres días.
Sizi üç gündür izleyen bir adam.
Uno que los está observando desde hace 3 días.
O kanat ucu üç gündür kaburgama batıyor.
Esa punta del ala me ha estado haciendo cosquillas 3 días.
Neredeyse üç gündür açlık çekiyoruz ama bu pahalı oteli isteyen sendin.
Tres días pasando hambre, pero tú querías este hotel tan caro.
Neredeyse üç gündür buradaydı ve bir haftalık da peşin ödemişti.
Lleva tres días aquí y ha pagado toda una semana.
Biz onu üç gündür neredeyse hiç görmedik.
No se le ve hace tres días.
Ve neredeyse üç gündür onunla hiç konuşmadın.
Y en tres días, no le has dirigido casi la palabra.
Binbaşı üç gündür hiç uyumadı.
El Mayor no ha dormido en tres días.
Sen, bizim Lacey'i üç gündür cezaevinde tuttuğumuzu unutuyorsun.
Te olvidas de que tuvimos a Lacey en prisión tres días.
Açtım, üç gündür yemek yemedim.
Tenía hambre, no había comido nada en tres días.
Bu adamı üç gündür gören olmadı.
Nadie lo ha visto en tres días.
Bay Starbuck, üç gündür Moby Dick'in peşindeyiz.
Sr. Starbuck, Moby Dick nos lleva tres días de ventaja.
Son üç gündür kırılan parçaları siz düşünün.
Imagine las que les habrán roto los últimos tres días.
Çöp kutusu üç gündür boşaltılmamış.
¡ El cubo de basura no se ha vaciado en tres días!
Yağmur üç gündür dinmek bilmedi!
Ya han pasado tres días.
Çocuğun ateşi üç gündür inip çıkıyordu, şimdi bir şeyi kalmadı.
La temperatura de ese muchacho ha oscilado... entre los 38 y 39 grados durante tres días, así que nada de eso.
Rahibem, üç gündür klinikteyim...
Madre, en los tres días que me he quedado en el hospital...
Gerçeği söylemek gerekirse, üç gündür limanda kalıyorum.
A decir verdad, solo lleva en el puerto 3 días.
- İki ya da üç gündür. Siz neredeydiniz?
- Dos o tres días. - ¿ Dos o tres días?
Adamlarının üç gündür yemediği yiyecekler için endişeleniyor.
Le molesta la comida que sus hombres no han tenido los últimos tres días.
Tipi, üç gündür ara vermemişti.
La ventisca nos abatió durante tres días.
Deneme için üç gündür buradasın.
Ha estado aquí tres días de prueba.
Seni korkutmak istemedim, ama üç gündür bizi izliyordu... ve dün motelin önüne park etmişti.
No quería asustarte, pero lleva tres días siguiéndonos... y ayer estaba aparcado fuera del motel.
Onların bazıları yaklaşık üç gündür teknelerde.
que están así.
"Daha sonra, üç gündür kayıp olduğu bildirilen bölüğüne öncülük ederek, düşman hattının gerisine güvenli bir şekilde geçmelerini sağlamıştır."
"Dirigió a su patrulla, a la que se creyó deasaparecida durante tres días, de regreso a través de las líneas enemigas".
Tam üç gündür bunun için hazırlanıyoruz.
Hace tres días que la estoy preparando.
Efendim, tüm saygılarıyla birlikte ifade etmek istiyorlar ki... üç gündür bekliyorlar.
Desean llamar respetuosamente... vuestra atención, Sire, hacia el hecho... de que llevan tres días esperando.
Son üç gündür hiçbir şey sipariş etmedi de. Ne süt, ne yağ, ne de yumurta.
No ha ordenado leche, mantequilla ni huevos en 3 días.
Senin yüzünden üç gündür kafayı çekiyorum, daha yeni kendime geliyorum.
Por tu culpa he estado bebiendo 3 días seguidos y apenas estoy sobrio ahora.
Polisler üç gündür tepemdeler.
Tenemos a la policía criminal sobre nuestros talones.
Hazırlık yapacağım diye üç gündür canım çıktı.
He trabajado como un perro durante tres días preparando todo.
Bürosundan da üç gündür aynı yanıtı alıyorum.
Hace tres días que en su oficina me dicen eso.
Delphine'i üç gündür görmedim.
Tres dias que no vi a Delfina.
Ajanların mekanı üç gündür bildirilmedi.
Posición de los agentes : desconocida en los últimos tres días.
Son üç gündür neredeydin?
¿ Dónde ha estado los últimos tres días?
İki, üç gündür yatağa giderken bu fikir beni dehşete düşürüyor.
El pensar en irnos a la cama fue una agonía para mí.
Almanlar küçük bir bölgede bizi terk ettiklerinde üç gündür yürütüyorlardı.
- ¿ Tiene alguna foto antigüa? - No, era demasiado feo. Nadie quería sacar mi foto.
Tam üç gündür bana köpek gibi havlıyor.
Lleva tres días hablando como una cotorra.
Son üç gündür Majesteleri kralla görüşmeler yapıyordum.
He estado durante estos tres días en consultas con Su Majestad el Rey.
Efendim, üç gündür süren yargılama boyunca bu mahkeme sabırla size yönelen suçlamalara cevap vermeye tenezzül etmenizi bekledi.
Señor, durante los tres días que ha durado esta vista el tribunal ha esperado pacientemente a que respondiera contra las acusaciones.
Marian üç gündür ortalarda yok.
Marian no viene por aquí desde hace 3 días.
Bizi iki üç gündür takip ediyordun.
Usted nos ha estado siguiendo dos o tres dias.
Tanrı aşkına! Son üç gündür sadece yatıyorsun.
¡ Por dios, pasaron tres dias y todo lo que haces es estar acostada!
Uykudaydım... üç gündür.
, he dormido... tres días.
Bu köpek çok korkmuş. Bilemiyorum, üç dört gündür çok sinirli. İn aşağı, in.
Los perros estuvieron tan nerviosos por los últimos dos ó tres días.