Üçüz traduction Espagnol
47 traduction parallèle
Ne yani bire karşı üçüz.
¿ Qué, cuando hay tres contra uno?
# Sonsuza dek üçüz kalacağız, belli.
Y como ven seremos siempre tres para A,
İkiz ya da üçüz olabilir.
En realidad hasta pueden ser gemelos.
Anne üçüz doğurdu
COMPITEN SINDICATOS PARA GANAR LA EMULACION.
Morgan diyor ki, abaküs Yunan Dor tapınaklarının sütün pervazının friz bölümündeki üçüz yivler arasında bulunur.
Este dice que el ábaco está entre los tríglifos... del friso del entablamiento de los templos de orden dórico.
Muazzam muhteşem ve merhametli majesteleri ey kainatın efendisi, uysalların koruyucusu ey burnunu karıştırmaya layık olmadığımız ey dışkısı kısıtlanmamış bir zevk olan ve ey tavus kuşlarının gürültülü çiftleşmeleri bizi gece boyunca uyanık tutan. Yalvarırız, bu hizmetkarlarınıza klasik bir Dor sütun pervazının friz bölümündeki üçüz yivler arasındaki bölümün adını söyleyiniz.
Magnífica y Graciosa Majestad, amo del universo... protector de los mansos que somos indignos de sonarte... tú que cuando cagas no hueles mal... tú que no nos dejas dormir criando pavos que follan de noche... haz el favor de decir a tus esclavos... cómo se llama la parte del entablamiento... que está entre los tríglifos del friso de un templo dórico.
Sonra mahalledeki bir kadın üçüz doğurdu.
Una señora del edificio tuvo trillizos.
Bunlar üçüz.
Son trillizos.
- Burada üçüz bebekler var.
- ¡ Hay trillizos!
Seninle ve üçüz bebekleri olan 2-A grubundaki... kız ile röportaj yapmak istiyorum.
Quiero entrevistarte a ti y a esa chica que tuvo trillizos.
Sen dördüncü üçüz müsün?
¿ Eres la cuarta trilliza?
Umarım üçüz değillerdir.
Espero que no sean trillizos.
Büyükanne, gebe kaldığıma çok seviniyorum... umarım üçüz doğururum.
Abuela, estoy tan contenta de estar embarazada... que deseo tener trillizos.
Niye dert ediyorsunuz ki, canına okuyalım. Bire karşı üçüz.
Somos tres contra uno.
Bakın bayan, karım az önce üçüz doğurdu.
Mire, señora, mi esposa acaba de dar a luz a trillizos.
Hayır, üçüz. Harika!
- No, trillizos.
- İki çift ikiz ve üçüz.
- Dos pares de gemelos y un trillizo.
Eğer üçüz olsaydılar sorun olmazdı.
Dudo que hayan sido trillizos.
- Hiç üçüz doğurdun mu? - Hayır, ne yazık ki.
- ¿ Ha tenido trillizos?
- Frank üniversiteyi bıraktı çünkü aşırı-verimli ablası üçüz doğuruyor.
Frank no podrá estudiar porque su fértil hermana tendrá trillizos.
16 takım ikiz, 7 takım üçüz ve 4 takım dördüz.
16 de gemelos, 7 de trillizos y 4 de cuatrillizos.
Onlar üçüz biliyor musun?
Son trillizas, ¿ lo sabía?
İlginç, ne zaman "üçüz" desen, üç tane seksi 19 yaşında sarışın geliyor aklıma.
Cuando dices "grupo de tres" pienso en tres rubias sensuales de 19 años.
Acaba Beyaz Saray'da hiç üçüz var mıydı?
Me pregunto si alguna vez ha habido trillizos en la Casa Blanca...
Sizin üçüz olduğunuzu düşünüyorum ve bu yüzden onun gömleğinin içine girip,
Dije que son trillizos. Necesitas meterte en su camisa y ser trillizos.
- üçüz olacaksınız.
- Podemos hacer eso.
- ikiz ummuştum, üçüz değil.
Me esperaba gemelos, no trillizos.
Ya üçüz olursa?
¿ Qué tal trillizos?
Bu orospu çocuğuyla üçüz bebekler bile yapabilirim.
Podría hacer trillizos con este hijo de puta.
Eğer istersen hemen üçüz doğurabilirsin, Leslie.
Honestamente, si quisieras podrías tener trillizos ahora mismo, Leslie.
Kısa süre önce, üçüz olarak doğduklarını öğrendiler.
Se enteraron recientemente de que una vez fueron dos tercios de trillizos unidos.
Erken doğum ağrısı çeken üçüz çocuk doğuracak olan bir anne hastam var.
Sí. Tengo una madre... con trillizos, en parto prematuro.
Kendinden üçüz çoğaltabilirsin.
Puedes criar amantes pequeños trillizos.
Evet de üçüz doğuracağım ben.
Sí, bueno, estoy embarazada de trillizos...
Hiçbirimiz kariyerlerimizde üçüz doğurtmadık.
En todas nuestras carreras, nunca hemos ayudado a nacer a trillizos.
Sadece sen ve Stacy üçüz sahip hakkında konuşmak lazım.
Solo tienes que hablar usted y Stacy tener trillizos.
Büyükannem üçüz doğurduktan hemen sonra, büyükbabamın odun yararken, baltayla kendisini kestiğini söylediler bana.
Justo cuando la Abuela tuvo trillizos, me han dicho que mi abuelo se dio con un hacha en la cabeza al cortar leña.
Aslında onlar üçüz, yani tek sayılırlar.
En realidad, son trillizos. Cuenta como uno.
O yaz bizim caddenin karşısına üçüz bebeklerin taşındığını unutmuştum.
Me acuerdo que hubo unos trillizos que se mudaron en frente nuestra ese verano.
Yani üçüz huriler ve deri kıyafetler nerede?
Quiero decir, ¿ dónde están las trillizas y el látex? Vamos, un hombre tiene necesidades.
Tamam, böylece üçe üçüz.
Bueno, quedamos tres a tres.
Çok hevesli bir şekilde üçüz bekliyorduk, ama, isimlere henüz karar verdik.
Iba a tener trillizos y de capricho decidimos nombrarlos
Üçe üçüz.
Que sean tres contra tres.
- Tanrım, üçüz müsünüz?
- " ¡ Dios mío!
Biz üçüz doğmuşuz, ama iki gün sonra, diğerlerinden farkım anlaşılmış.
.. tres hermanas, pero a los dos días de incubadora, yo era distinta...
Ve bir sürü ikiz ve ücüz kuIIandık... ... ve hepsini aynı giydirdik. Kimse fark etti mi biImiyorum.
Así que buscamos muchos gemelos y trillizos idénticos para vestirlos iguales y no sé si la gente lo notó pero pensamos que fue buena idea.
Tebrikler anne, üçüz demek.
Trillizos. Necesito verlos!