Issız traduction Espagnol
10,865 traduction parallèle
Buranın ıssız bir ormana göre oldukça yoğun bir insan trafiği var.
Para un bosque aislado, este lugar seguro que tiene una gran cantidad de tráfico a pie.
Değişeceğime inanmıyorsan neden beni ıssız bucaksız bir yere getirip tüm gününü benimle harcıyorsun ki?
Si no crees que sea capaz de cambiar, ¿ por qué pasar un día entero conmigo trayéndome aquí al medio de la nada?
Bölge çok ıssız.
- La zona está aislada.
Amma çok tatile çıkmışsınız sizde.
Tío, tenéis muchas vacaciones.
- Manhattan'dan yardım almışsınız.
- Obtuvo ayuda de Manhattan.
"Umarım rahatsızlığınız katılmanıza engel olmaz" diye yazmışsın.
Has escrito : "Esperamos que vuestra reciente enfermedad no impida vuestra asistencia".
Hepiniz elinizden geleni yapmışsınız!
¡ Todos lo habéis hecho muy bien!
Anladığıma göre ikiniz pek arkadaş sayılmazmışsınız.
Por cómo lo entiendo, Uds. no eran exactamente amigos.
Hayır. Yanlış anlamışsınız.
Se equivocan del todo.
Aklınızı kaçırmışsınız.
Estás fuera de ti.
Vay canına. Bastonlara düşündüğünden daha yakınmışsınız gibi duruyor.
Parece que estarás más cerca de usar bastones de lo que crees.
"Boyunuzu aşan işlere bulaşmışsınız."
"Intenta compensarlo con una casa rural." "Esto le supera."
Bay Martinez, akademinin en iyi nişancılarındanmışsınız.
Sr. Martinez aquí dice que es uno de los mejores tiradores que la escuela haya visto.
Herkes ona alışsın millet çünkü ben ve bu örümcek artık ömürlük ortaklarız.
Acostumbraos a ella porque esta tarántula y yo seremos compañeros para siempre.
Bana kibarmışsınız gibi davranmanız kötü davranmanızdan bile kötü.
Pretender ser agradable para mí es peor que ser malo.
- Bu işi bayağı ciddiye almışsınız siz.
Vaya, os lo estáis tomando muy en serio.
- Vay, gerçekten balon çemberi yapmışsınız.
Vaya, sí que ha construido una arcada de globos.
- Onu yakalamışsınız.
- La cogisteis.
Hulklar daha kötü ne yapabilir ki diye düşündüğünüzde bir de bakmışsınız bir canavar yaratmışlar ve onun için eziyorlar.
Cundo creían que los Hulks no podían ser peores, crearon un monstruo para que destruyera por ellos.
Doğru olanı yapmışsınız sanki.
Suena lógico. ¡ Uou!
Doktor dedi ki, sizler yamyammışsınız mağaradayken beni yaladığında...
¿ Qué dijo el doctor sobre ustedes ser caníbales, allá en las cuevas cuando me lamió...
Kendiyle baş başa bıraktığınız son kurbanın karısı ki böyle yapmakla çok iyi iş çıkarmışsınız çünkü kontrolden çıkıyor.
La esposa de la última víctima, a la que dejaste amargada aparentemente hiciste un gran trabajo porque está a punto de estallar.
Kütüphanede birlikte çalışmışsınız.
Aquí dice que usted trabajaba en la biblioteca con él.
20 yıl kütüphanede çalışmışsınız.
Veo que trabajó allí casi 20 años.
Listeye koymamışsınız ama ben sizin için hatırladım.
No está en la lista, pero me acordé por ti.
Bu şark yemekleri ziyafetinden sağ çıkarsanız Cehennem Haftası'nı resmen atlatmışsınızdır. Belki.
Si conseguís acabaros este banquete de deliciosa comida oriental, oficialmente habréis acabado la Semana del Infierno.
Bensiz başlamışsınız.
Han empezado sin mí.
O günlerde Holden'lardan yapılan bazı şiddet ihbarlarına bakmışsınız.
En esa época, usted respondió a un gran número de llamadas por violencia doméstica en la residencia de los Holden.
İyi ki tabloyu almamışsın, artık geri alamayız çünkü.
Qué bien que no sacaras el cuadro. No podríamos llevarlo ahora.
- Hepten aklınızı kaçırmışsınız.
Habéis perdido la cabeza. Simón.
Şimdi kendinizden bahsedin. Hepiniz hapse atılmışsınız.
Tengo entendido que todos habéis estado encarcelados.
Plan yapmışsınız.
Hicieron un plan.
Bak, en zor kısmı kız öpmeni istiyor mu bilmeden denemektir ve sen çoktan bu kısmı aşmışsın, şanslısın.
Mira, la parte más difícil es tratar de saber si ella quiere o no que la beses, y tú ya sabes que ella sí quiere, así que es fácil.
Koridorda kanlar içinde bıraktığımız kızın yanında. Haklıymışsın.
Está cerca de la chica que dejamos desangrando en el pasillo.
Şu Bizarro mankafaları kendi başınıza yakalamayı başarmışsınız.
Pudiste encontrar a esos tontos Bizarros por tu cuenta.
Fazla kılıksız sayılmazmışsın Jim.
No estuvo tan mal, Jim.
- Bakıyorum da hemen anlaşmışsınız.
- Bueno, parece que os lo estáis pasando bien juntos.
Siz de kontratınızı maaş bordronuzda bir ordu dolusu sosyal hizmetler çalışanı var diyerek almışsınız.
Y tenía su contrato... diciendo que tenía un ejército de trabajadores en su nómina.
Haklıymışsınız sayın başkan.
Está en lo correcto, Señor Presidente.
Elwood, bu alanı tutmak için aklını en iyi şekilde ayarlamışsın. ya da, altında yatan olacağız.
Elwood, será mejor que te concentres en este suelo, o todos nosotros seremos enterrados bajo él.
Geçen ay bir silah için mermi alıp Virginia'ya yollamışsınız.
Compró munición para una pistola el mes pasado y la envió a un apartado postal en Virginia.
- Bayağı uğraşmışsınız.
- Todo un paperchase.
Çünkü biraz sıkışmışsınız.
Porque se ven algo amontonados.
Eğer yatak konuşması yapacağımızı düşünüyorsan aklını kaçırmışsın.
Si crees que vamos a tener sobremesa, estás loco.
Kapuçino almışsınız.
Esos son capuchinos.
- Siz de raporumu okumamışsınız.
Todavía no han leído mi reporte.
Yazılımımı kullanmışsınız.
Usaste mi programa.
İkinizde aklınızı kaçırmışsınız Beni dinle.
No lo sé. Ambos están locos. Escúchame.
Birkaç kez söylemiş ama inanmamışsınız.
Dijo que te lo dijo, más de una vez, pero no pareces creerle.
Her şeyi kontrol etmeye alışmışsınız ama bu olayda edemiyorsunuz.
Estás muy acostumbrada a controlar las cosas, y ahora en este caso no puedes.
Hepiniz çıldırmışsınız.
Está Ud. completamente loco.