60ını traduction Français
1,959 traduction parallèle
Renee Baumann'ın 60ını hatırlıyor musun?
Tu te rappelles des 60 ans de Renée Baumann?
- Evet, yapacaksın. Her biri 60 gulden verecek.
Vous acceptez, pour 60 florins chacun.
60 guldeni unutulmanın ayrıcalığını yaşamak için mi ödedim?
J'ai donc payé 60 florins pour avoir le privilège
Justine'in işlerimizin % 60'ını elinde tuttuğunu biliyor muydun?
Tu savais que Justine prend 60 % sur notre travail?
Üç kuruşluk biranın lafını mı yapacaksın?
Tu me fais chier pour 60 centimes?
Bana şimdi söylediğin davanın havada kalmış ve çözülememiş 60 yıllık mazisi var.
L'affaire que vous mentionnez est toujours aussi irrésolue qu'il y a 6 ans.
Arabadan 60 dolar aldın mı canım?
T'as pris 60 $ dans la voiture?
Bir Rus MIG'i 20 Milyon dolar, Buna karşın bir Stinger 60-70.000 dolar.
Or, un MiG coûte 20 M $, un Stinger de 60 à 70 000 $.
140 derece fırın ısısı, 80 derece suda tam 25 dakika, süre ne daha uzun ne de daha az olacak şekilde, tam pembeleşene kadar pişirilir, tatlım!
Dans le four à 60 °, l'eau à 27 °, pendant 25 mn, le temps idéal, avec un brin de rosé, mon chou.
Evet, görebiliyorum... 60.000 Cheetos paketi sonrası uyanacaksın ve 35 yaşında, şişman, pembe dizilere ağlayan biri olacaksın.
Dans 16 000 paquets de chips, à 35 ans, tu seras grosse et déprimée devant une série.
Devam et, 5.000 $'a ek olarak 50.000 $ gönder. Sonra, derin bir nefes al ve 60.000 $'ın olsun!
Donne-moi 50 000 de plus et patiente un mois.
Verdiğin 50.000 $'a ek olarak 10.000 $ vereceğim bu durumda 5.000 $ karda olacaksın.
J'en tirerai 60 000 desquels je te redonnerai 10 000, plus les 50 000 de départ. Je t'aurai donné 10 000 et toi, 5 000.
Motosiklet kazalarındaki ölüm vakalarının yüzde 60'ı onaylı kasklarla önlenebilir.
62 % de la mortalité à moto peuvent être évitées par le port d'un casque approuvé par le ministère.
Kimse'60 Iı yıllara kadar bunun farkında bile değildi
Non, Buddy Holly n'a pas sorti de live en 1962.
60 derece Fahrenheit daha sıcak olmamızı sera gazları olarak adlandırdığımız ve ısıyını tutan iyi çocuklar ; su buharı, karbon dioksit ve metana borçluyuz.
Il fait 15 degrés de plus, grâce à la vapeur d'eau, au dioxyde de carbone et au méthane, les gaz à effet de serre qui piègent la chaleur.
Bazı sınıflarda % 60'a çıkıyor.
Dans certaines classes, c'est 60 %.
1960 ve 70'lerde Cumhuriyetçilerin ve Demokratların büyük çevresel kanunları geçirmek için fikir birliğine vardığı bir dönem vardı.
Il y avait une époque dans les années 60 et 70, où les Républicains et les Démocrates, aux États-Unis, se coalisaient pour voter des lois sur l'environnement :
Yirmi-yirmi-altmış oranını uygulayacağız.
Avec un ratio de 20-20-60.
İlk dilin, 60.000 yıl önce ortaya çıktığını düşünüyoruz.
- On pense que le langage est né il y a 60 000 ans.
Heryerde şişesi 60 kağıt. Bu hariç.
Soixante livres la bouteille n'importe où.
60'ların nasıl olduğunu düşünüyordun?
Comment imaginez-vous les années 60?
50'li yılların sonunda, 60'lı yılların başında sınırları zorlayan ve bugünün modern kadınını yaratan, sıradan kadınlar hakkında bir yazı dizisi.
"Les femmes dirigeantes", traite de celles qui fin années 50, début 60, se sont révoltées, créant la femme moderne.
60 milyondan fazla paraya sahip bir kadın muhtemelen daha da fazlası vardır bir polis olmak istesin?
Pourquoi une femme qui vaut 60 million dollars et peut-être encore + à venir, veut elle être flic?
Yarın yine oldukça güzel bir gün bizi bekliyor.
Là encore pour demain, Il va faire en partie ensoleillé avec des maximums autour de 28 °, les plus basses dans la fin des années 60.
Şimdide Uluslar arası haberlerde 60'ların sex sembolleri.
Côté bourse, le CAC remonte de 12 points.
Onaylar 60'ı geçti. Görünürde bir rakip yok.
Il n'a aucun adversaire de taille.
Eğer 56 kilo olmasını istersen, 56 kilo oluyor.
Si tu veux 60 kilos, alors elle pèsera bien 60 kilos.
Biz ışının istemeden de olsa, 60 mil çaplı bir alandaki tüm bölünebilir maddeyi tetikleyebileceğini düşünüyoruz.
On pense que le rayon peut déclencher non intentionnellement tous les matériaux fissiles dans un rayon de 60 kilomètres.
Bu insan sizi sıksa da, bunların 0 / o60'ında yine de onsuz yaşayamazsınız.
Même si cette personne vous emmerde 60 % du temps, eh ben, on peut pas vivre sans elle.
Bir kere biz 50-60 bin arasından, Pinky-4 nehrinden ve, işte anayoldasınız.
.. alors où sont-ils allés? Monsieur, Monsieur il y a un chemin qui rejoint la nationale plus haut.
Yani... bu...
60 pourcent de 100 millions? 60 millions n'est-ce pas?
Önsezilerim Bella`nın bana öğrettiği şeylerin 60`lardan sonra bile işime yarayacağını söylüyordu.
Instinctivement, je savais que les leçons de Bella me serviraient même après les années 60.
60'larda ve 70'lerde tanıdığım insanlardan edindiğim izlenimlere bakılırsa Hoffmann'ın bu işteki rolü, "Helvetica'nın tasarımcısı Max Miedinger'dır" gibi bilgiler içeren bir ders kitabını okuyarak tahmin edebileceğinizden çok daha fazla.
Dans les années 60, 70, des gens que je connaissais m'ont dit que la participation d'Hoffmann dans le dessin de ce caractère, est bien plus importante que ne le laisserait supposer les écrits publiés sur Max Miedinger.
'60'ların tasarım peygamberlerinden Massimo Vignelli'yi ele alalım. Şirketinin adı Unimark. Şirketin adı olan Unimark bile tek tip ifade fikrini taşıyor.
Si vous prenez Massimo Vignelli, qui était la plus importante figure des années 60, avec son agence Unimark, rien que dans ce nom "Unimark", apparait l'idée d'uniformisme.
Daha sonra Josef çalışmalarına ve'60'ların İsviçre tipografisine bakabildik.
C'est après, que nous avons vu le travail de Josef et la typographie suisse des années 60.
60 dolara gerçeğinden ayıramazsınız dedi.
Pour 60 dollars, c'est comme un vrai.
60 yaşlarında kara çarşaf giymiş kadınlar çarşaflarının altından kalaşnikoflarını çıkarıp taradıklarını gördüm.
J'ai vu... une femme de 60 ans, vêtue de noir, dans une bourka ou un truc dans le genre, sortir un AK-47 de sous ses vêtements et se mettre à mitrailler.
O adam yaklaşık altmış akrabamızın burada olmayışından sorumlu.
Cet homme est responsable de la disparition de 60 proches.
30 yaşlarında, boyu 1.60 dan fazla orta yapılı, uzun saçlı kalın çerçeveli gözlüklü kahverengi kazak ve siyah etekli ve elinde bej çanta vardı.
La trentaine, 1 m 70, taille moyenne, cheveux longs. Elle portait des lunettes, un pull marron, une jupe noire, et un sac à main beige.
Geçen gece 60 saniyeyi seni seni düşünmeden geçirmeyi denedim. Ve sonra 49.saniyede banyodan sonra sevdiğin üzeri fareli bornozunla saçların toplu, pembe yüzünle nasıl göründüğün... .. aklıma gelir gibi oldu.
Hier soir, j'ai essayé de tenir 60 secondes sans penser à toi, et... arrivé à la 49ème seconde... comment tu es en sortant d'un bain, toute... blottie dans cette robe miteuse que tu aimes... cheveux relevés et visage rose... a surgi dans mon esprit.
Vendigo'nun 60'ın üzerinde adı ve onun iki katından fazla öyküsü var, nasıl ve neden öldürdüğüne ilişkin, ve tabii nasıl durdurulacağına da.
Le Windigo porte plus de 60 noms différents et deux fois plus d'histoires sur la façon dont il tue et pourquoi, et comment le tuer.
Kızın hastalığa neden olabilecek, altmıştan fazla metabolik durum var.
Plus de 60 troubles métaboliques différents peuvent causer ce qu'elle a.
Aah! Haydi ama! Bizim 60'lı yıllarda konuştuklarımıza gelebilmeniz, sizin 40 yılınızı aldı.
Tu sais, ces trucs sur la théorie des chaînes, c'est de "la daube".
60 bin dolardan fazla para çekmişler.
Pour qu'ils ne fassent pas opposition sur les cartes de crédits avant qu'ils n'en tirent le maximum.
"İstediğiniz erkeğin 60 günde evlenme teklif etmesini sağlamanın kuralları."
"Comment amener un homme à vous épouser en moins de 60 jours."
Binanın devreleri geri tepmeden önce 60 saniyen var.
Tu auras une fenêtre de 60 secondes avant que les circuits de l'immeuble se remettent en route.
Birkaç gün önce, 18 metre uzunluğunda, açık sınıf bir yarış teknesi batmış.
Un yacht de course, de 60 pieds qui a disparu il y a quelques jours.
Babamın San Francisco'da galerisi var. İndirim yaptı ama genelde 60 bin.
Mon père peut toujours marchander à San Francisco alors j'ai un deal mais ça coûterait dans les 60.
Biliyorsun Winston Churchill 60 yaşına kadar başbakan olamadı.
Vous savez, Winston Churchill n'est devenu Premier Ministre qu'à 60 ans.
Kardeş, sen 60 yaşında falan mısın!
T'as quoi? Plus de 60 balais, mec!
Başucundaki lambanın 60 mumluk ampul, televizyona vuruyormuş.
Il semble que l'ampoule de 60 watts de sa lampe de chevet projette un reflet détestable sur la télévision.