English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ A ] / Abartmayın

Abartmayın traduction Français

118 traduction parallèle
Yapmayın, Sayın Yargıç abartmayın.
allons, mon ministre, n'exagérons pas.
Abartmayın lütfen.
- N'exagérez rien, tout de même.
Fazla abartmayın, tamam mı kızlar?
Dépêchez-vous.
Sizin kızınızı kim ne yapsın? - Abartmayın.
Qui pourrait s'intéresser à cette gamine?
Abartmayın.
- A mon âge.
Abartmayın Komutan.
N'exagérons rien. Exagérer?
Onlara beni anlatırken çok abartmayın lütfen.
Ne leur dites pas trop de bien de moi.
Abartmayın. Hafif bir çizik bana bir şey olmaz.
Ce n'est pas une petite blessure comme ça qui me fait peur.
Lütfen abartmayın.
N'exagérez pas.
Abartmayın Sayın Başkan.
Voyons, M. le Maire.
Abartmayın...
Ce n'est pas dramatique.
Koreografiyi yapıyor, sahneliyor... Abartmayın.
La chorégraphie, la mise en scène...
- Tanrı aşkına, abartmayın!
- Tu me donneras l'argent?
- Bunu abartmayın.
- N'exagérez pas.
Lütfen, lütfen, fazla abartmayın. Ben sade Yoğurt'um.
Svp, svp, ne déclenchez pas un scandale.
Abartmayın.
Sans exagérer.
Abartmayın lütfen.
N'en faites pas un tel tapage.
Ama abartmayın.
Mais n'exagerez pas.
Ailesine hoşçakal derken bunu yine çok fazla abartmayın.
Quand vous direz au revoir aux parents n'exagerez pas.
Abartmayın,..
Il est vraiment trop fort tu sais.
Lütfen abartmayın!
Pitié, n'exagérons rien!
Sadece, çapkınlığı abartmayın.
Mais maîtrisez l'obscénité.
- Abartmayın.
- Ce n'est pas si terrible que cca.
Haydi o kadar abartmayın.
Vous déconnez!
Abartmayın doktor yada Peder Perez buraya Vali olmazdı.
N'exagérez pas docteur, ou le père Perez ici présent serait gouverneur.
Abartmayın!
N'exagère pas!
Reese sadece bir güreş maçını kaybetti, abartmayın.
Ça suffit! Reese a perdu un match.
Abartmayın, Biraz seyahat ederim.
Et bien, je voyage.
- Abartmayın.
- N'exagérons rien.
- Abartmayın!
N'en rajoute pas!
Yukişi konusunu abartmayın.
Yukichi a été démobilisé.
Abartmayın sadece iki adam bize ne kadar sorun çıkarabilir ki?
C'est pas grave, ils ne sont que deux, qu'est-ce qu'ils peuvent bien faire?
Abartmayın mı dediydin?
Que peuvent-ils faire?
Hadi, ikiniz de abartmayın.
Ça suffit, vous deux. N'en faites pas un plat.
- Bizi mutlu edecek bir şey yap! - Tanrı aşkına, abartmayın!
- Fais-nous plaisir pour une fois.
Abartmayın.
Pas de quoi en faire un plat.
Ağır olun biraz! Abartmayın!
Doucement là-bas, vous excitez pas.
- Abartmayın. Sadece gitar eşliğinde yürekten söyleyen bir adamım.
J'ai juste gratté ma guitare et chanté de tout mon cœur.
Ama çok abartmayın.
Mais n'exagérez pas.
Fazla abartmayın.
Te fous pas de ma gueule comme ça.
Sıra sizde, fazla abartmayın.
- A vous de jouer, j'espère qu'il plaisante.
Abartmayın, bayım.
Vous n'exagérez pas?
- Abartmayın. Son derece sakinim.
Je suis parfaitement calme.
- Abartmayın.
- N'exagère pas!
- Abartmayı kes.
- N'exagère pas.
İsyankar niteliklerini abartmayı severim.
Il n'était pas si pénible.
Shylock abartmayı bıraksın.
Shylock devrait se ressaisir.
Abartmayı bırak!
N'exagère rien!
Abartmayı pek sevmem ama... Barış Muhafızlarının geleceği sana bağlı.
Je ne donne pas dans l'exagération, mais... l'avenir de la survie des Pacificateurs dépend de toi.
onun buna kapılmasının tek sebebi, abartmayı sevmesi
La seule raison pour laquelle elle s'est faite avoir c'est qu'elle aime trop les gens!
Abartmayı bırak da aynaya bak. Bana minnettar olacaksın.
Demain, quand vous vous regarderez dans le miroir, vous me remercierez.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]