Abuse traduction Français
1,505 traduction parallèle
Benim bildiğim, bu reaktörleri imha etmek kolay değil.
Un réacteur est difficile à démolir, si je ne m'abuse.
Kısa kes. İş telefonum o.
N'abuse pas, c'est celui de la boîte.
- Hey, dikkat et.
- Abuse pas.
- Gelmedi. - Aptal orospu.
- Elle abuse!
Zehirlendiğinde, enerjini fazla kullanırsan kanın dengesi bozulur.
Si on abuse de ses forces quand on est empoisonné, le sang devient totalement vicié.
Yanılmıyorsam Glenlivet viskisi.
Du scotch. - Si je ne m'abuse.
Bu adam annemden faydalanacak diye endişeleniyordum.
Je craignais que ce type abuse de Maman.
Albert'ı öldüren kimse, Angelinayı da o öldürdü diyorum. Müvekkillerin için iyi haber bu Bay Bloom. Çünkü haklıysam eğer, masum olanlar daha fazla para bölüşecekler demektir.
En effet, je vais supposer que la personne qui a tué albert a aussi tué Angelina, ce qui est excellent pour vos clients, M. Bloom, car si je ne m'abuse, ça fera plus d'argent
Bay Merrick ketum davranıyor. Bu yüzden ben de Gem Saloon'a gidip... Swearengen ve acımasız Adams ile...
M. Merrick était réticent, alors je suis allé au saloon où Swearengen et Adams, le jeune coupe-jarrets, l'ancien coupe-jarrets de Yankton, si je ne m'abuse.
Beni aldatan bir adamla neden işleri yoluna sokmaya çalışayım ki?
Pourquoi j'essayerais de régler quoique ce soit avec un homme qui abuse de moi?
- Sana kötü mü davranıyorum?
- En quoi j'abuse de vous?
Bak, geceki partide kendini fazla dağıtma.
Dis-moi... N'abuse pas trop ce soir.
Craig beni kullanıyor.
Ecoute, Craig abuse de ma gentillesse.
Sevmediğim bunun istismar edilmesi.
Ce qui me rend moins heureux c'est qu'on abuse de tout ça.
Gerçek şu ki,... LEE beni rahatsız etti.
La vérité, c'est que... Lee a abusé de moi.
Ama seninki eriyip gitmiş.
Mais tu en as trop abusé.
Onun çocuğu da tacize uğradı, aynı Melinda ve Teddy gibi.
Son fils a été abusé, ainsi que Melinda et Teddy.
Sean Cook'a kötü davranmamış.
Il n'a jamais abusé de Sean Cook.
Sence başka çocuklara da zarar vermiş mi?
Vous pensez qu'il a abusé d'autres gamins?
Trip zaafiyetten mi yararlanmış...?
Trip a-t-il abusé d'elle?
O gün fazla kokain almıştım.
J'ai abusé de la coke dans ma jeunesse.
- Çocukken kötü muamele mi görmüş?
- Il a été abusé étant enfant?
Çocuk tacizi. Anneyle baba birbirini suçluyor. Ön duruşma bugün.
C'est une affaire d'enfant abusé avec des allégations des parents et ils ont une audience préliminaire aujourd'hui.
Bay Wolfe, çocuk tacizi davam ne durumda?
M. Wolfe, mon affaire d'enfant abusé?
... bu mu doktor? Kaç tane küçük kızdan bahsediyoruz?
Vous avez abusé de combien de gamines?
Adam Marta'nın yaşı ve yasadışı durumu nedeniyle avantaj sağladı.
Un homme a abusé de l'âge de Marta et de son statut de sans-papiers.
Bir iki saat izin verin yeter. Dün gece ipin ucunu kaçırmışım da.
il faut que je me repose un peu, je suis désolée, j'ai un peu abusé hier soir.
Muhtemelen ebeveynlerinin birinden ya da her ikisinden şiddet görmüştür.
Ses parents ont probablement abusé de lui..
Dayak yedin ve tacize uğradın sonunda da dayakçı ve tacizci oldun.
Vous avez été abusé avec brutalité et vous êtes devenu une brute perverse.
Sarhoş oldum ve o benden faydalandı.
J'ai bu et elle a abusé de moi.
Ya da o sarhoş oldu ve ben ondan faydalandım.
Ou elle a bu et j'ai abusé d'elle.
Biri birinden faydalandı.
L'un a abusé de l'autre.
Doktorunun söylediğine göre çocukken işkence yapılmış, sonuç olarak gerçekle bağlantısı kopmuş.
Son médecin m'a dit qu'on avait abusé d'elle dans son enfance, et depuis ça, elle est dissociée.
"St. Vincent llkokulu'nda beden eğitimi öğretmenliği yapan..." "... Christopher Murray, iki eski öğrencisine cinsel tacizde... "
"Christopher Murray, un professeur de l'école élémentaire St-Vincent... est accusé d'avoir abusé sexuellement deux de ses anciens étudiants."
Charlie tacize uğramış.
Il a abusé de Charlie.
Polise gidip onun sizi.. ... taciz ettiğini söyleyemezsiniz.
Vous ne pouvez pas aller dire à la police qu'il a abusé de vous.
- Nedenmiş? - Çünkü sizi taciz etmedi!
- Parce qu'il n'a pas abusé de vous!
Polise ortaokuldaki adi beden eğitimi öğretmenimizin bizi taciz ettiğini söyleyip dava açmalı ve her şeyini almalıyız.
On devrait dire aux flics que ce gros salaud de prof de gym... qu'on avait au secondaire a abusé de nous sexuellement... et le poursuivre en dommages et intérêts!
Çıkar çıkmaz Charlie'yi yakalayıp bara götüreceğiz. Sonra da..... onu sarhoş edip tacize uğradığını biliyoruz diyeceğiz.
Dès que Charlie sort, il faut le prendre, le ramener au bar... le saouler et lui dire, "On sait qu'on a abusé de toi."
Charlie tacize uğramadı.
II n'a pas abusé de Charlie.
Benim açımdan en güzel yanı artık tanıdığım herkesin tacize uğradığımı düşünüyor olması.
Pas si mal après tout. Et en fait, ce qu'il y a de génial, c'est que maintenant... tout le monde pense qu'on a abusé de moi.
- Aşırı alkol alırdın.
T'avais abusé de l'alcool et ça va.
Yetkimi kötüye kullandım.
J'ai abusé de mon pouvoir.
Sana karşı bir sorumluluğum var ve ben bu sorumluluğu kötü kullandım.
J'avais une responsabilité envers toi et j'en ai abusé.
O'ndan faydalandığımı söylüyor.
Elle dit que j'ai abusé d'elle. Que je l'ai touchée.
Yönetmenlere olan bu güvenimizi kullandı.
Il a abusé de la confiance des spectateurs.
Evinden 2 blok ötede bir marketin park alanından geçerken görüldü.
Darrell Yellen, condamné pour avoir abusé de mineurs, la rencontre alors qu'elle coupait par le parking d'une épicerie, situé à deux blocs de sa maison.
Polis, kız kardeşinin okulundaki bir hademeden şüpheleniyordu.
La police suspectait le concierge de son école d'avoir abusé d'elle...
Fakat yukarıda köşede duran... Easter barbeküsünden sonra size tecavüz eden adamın hayaleti
Mais là bas, debout dans le coin... il y a le fantôme de l'homme qui a abusé de vous après le barbecue de Pâques.
Ve ona yakın duruyorsunuz. 1967 yılında Michigan'da bir yaz kampında, amcanıza tecavuz eden adama
Et à côté de lui, il y a l'homme qui avait abusé de lui en colonie de vacances dans le Michigan en 1967.
1955 yılına 10 yaşında bir çocuk olduğu zamana geri dönmek ona fayda sağladı. Washington D.C.'a bir okul gezisinde
qui ont abusé de cet homme quand il n'avait que 10 ans en 1955 au cours d'une sortie scolaire à Washington D.C.