Adalet bakanlığı traduction Français
914 traduction parallèle
Adalet Bakanlığına geçtim.
Le ministère de la Justice.
- Hayır ofisi kapatıyorum. Artık Adalet Bakanlığında çalışıyorum.
Non, je suis embauché par le ministère de la Justice.
Adalet Bakanlığının eli kolu bağlı durumda.
Nous sommes désavantagés.
Adalet bakanlığı, savunma bakanının bu davada tanıklık etmesini reddediyor.
J'ai une lettre du Ministère de la Justice. Il refuse que son collègue témoigne.
Sakın unutmayın burası Adalet Bakanlığı mülküdür. Hiçbir vali buraya karışamaz.
J'ignore pourquoi vous la voulez mais ici, c'est le domaine privé du Ministre de la Justice.
- Adalet Bakanlığı'nı uyardım.
- J'ai averti le ministère de la Justice.
1929'ten 1935'e kadar Adalet Bakanlığı'nda beraber çalıştık.
Nous avons travaillé au ministère de la Justice ensemble, de 1929 à 1935.
Adalet Bakanlığı ile ilgili gerçeği söyleyeceğim.
Je dirai la vérité au sujet de leur ministère de la Justice.
Azınlıkları oluşturan gruplardan,..... biri için hakaret edici sözler sarf etti. Bunu Adalet Bakanlığı..... İnsan Hakları Birimi'ne, Birleşmeiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu'na..... CORE'a ve Medeni Haklar Birliği'ne rapor edeceğim.
Il a diffamé le membre d'une minorité ethnique, ce que je ne manquerai pas de signaler au ministère de la Justice, à l'onu, à l'association des gens de couleur, aux défenseurs de l'égalité des races, des droits...
- Adalet bakanlığına sordum! - - Cezanda düşme olmamış, savunmayı bekliyorlar. -
J'ai demandé au ministre de la justice d'abandonner les accusations, sauf le délit d'infraction.
- Hoşgeldiniz, ODOEVSKY, Adalet bakanlığı... - - Şerefli bir adam. -
Accueillez le Comte Odoevsky, ministre de la justice, un homme honorable.
Yargıtay ve Adalet Bakanlığı için fırsat kollayan siz değil misiniz? Budala olma. Buna kesinlikle muvaffak olacaktır, çünkü bu konuları düşünmüyor.
Vous vous taisez, mais qu'en pensez-vous?
Karım ve avukatım Adalet Bakanlığı'nın bazı üyelerini cezamın çok ağır olduğuna ikna etmişler.
Ma femme et mon avocat ont convaincu des gens du ministère de la Justice que ma peine était trop sévère.
Adalet Bakanlığı mı?
Le ministère de la Justice?
Bence bu soruşturma, Adalet Bakanlığı ve FBI'ın... Bugüne kadar yürüttüğü en kapsamlı soruşturmadır.
Il s'agit probablement d'une des enquêtes les plus intensives menées par le ministère de la Justice et le FBI.
Adalet Bakanlığı'nda biri var ama diğer iki ismi doğrulamıyor.
Un type à la Justice. Il n'a pas lâché les deux autres noms, mais on le travaille.
"... Adalet Bakanlığı'ndaki görevinden ayrılmadan yaklaşık bir sene önce. "
" pour mener la campagne de Nixon,
Adalet Bakanlığı?
La Justice?
FBI ve Adalet Bakanlığı bunu biliyor mu?
Le FBI et la Justice savent-ils?
Ya Adalet Bakanlığı'ndaki adam?
- Ton type à la Justice? - Je peux pas l'appeler.
FBI CIA, Adalet Bakanlığı.
Le FBl, la CIA, la Justice. C'est incroyable.
Şu Adalet Bakanlığı'ndaki kaynağınıza ne oldu?
Et votre source à la Justice?
Size söylemiyorlar, Senato'ya söylemiyorlar SEC'e, FTC'ye söylemiyorlar. Adalet Bakanlığı'na söylemiyorlar...
Ni à vous, ni au Sénat, ni à la S.E.C., ni à la F.T.C., ni au ministère de la Justice,
Adalet Bakanlığı'yla aramızda sorun çıkacağından mı endişeleniyorsun?
Cela pourrait nous causer des ennuis avec le ministère de la Justice?
Adalet Bakanlığında bir arkadaşım var.
J'ai un ami au Ministère de la Justice. J'ai son numéro personnel.
Adalet Bakanlığı Organize Suçlar Dairesi'nde... başsavcı olduğum kayıtlara geçsin.
Que le procès-verbal indique que je suis James Wells, assistant du procureur pour la Division du Crime Organisé au Ministère de la Justice des États-Unis.
Birincisi, Birleşik Devletler Adalet Bakanlığı... affedersin Angie, burada ne haltlar döndüğünü öğrenmiş olacak.
L'une d'entre elles est que le Ministère de la Justice va savoir ce qui, bon Dieu, excusez-moi Angie, est en train de se passer là-dedans.
Kendisi Eyalet Adalet Bakanlığında görevli, ve şu anda da bölgemizdeki okullarda bir soruşturma yürütüyor.
Il travaille pour le procureur general et il mène actuellement une enquête dans les ecoles des environs.
Size bir şey söyleyeyim mi, ağzımı açmam için Adalet Bakanlığı'ndan gelen bir ibneden daha fazlası gerek.
Moi, je vais te dire, il me faut plus qu'un pede de chez le procureur pour me faire parler.
Adalet Bakanlığı Komitesi,.. ... dün Başkan Nixon hakkında suç duyurusu yapılmasını önerdi. Komiteye göre Watergate davasında...
La commission a demandé l'impeachment du président Nixon, qu'elle accuse de manquement aux devoirs de sa charge présidentielle, et...
# Şahıs, Adalet Bakanlığınca, # # politik takip bölümünün talimatları doğrultusunda, # # özel bir şartlı tahliyeye tabi tutuldu. #
Le quidam a été remis en liberté conditionnelle par le Ministre sur ordres de la Sûreté politique.
Adalet Bakanlığı bunlara delil diyorsa bu konuşmanın en korkutucu kısmı bu.
Si la Justice appelle ça des preuves, je commence à avoir peur!
Alex Barnes. Adalet Bakanlığı'nda çalışıyorum.
Je suis Alex Barnes, agent fédéral.
Program, Adalet Bakanlığı'nın iş birliğiyle yayınlanmaktadır ; bütün hakları saklıdır.
En coopération avec le Ministère de la Justice ©,
Adalet Bakanlığı her 10 dakikada bir arayıp duruyor.
Le Ministère de la Justice appelle toutes les 10 minutes.
Bana hemen Adalet Bakanlığı, eğlence bölümünü bağla.
Passez moi le département Divertissements du Ministère de la Justice.
Adalet Bakanlığı'na kasalar dolusu bikarbonat gönderip duruyorlar.
On livre de l'aspirine par camions entiers au Ministère de la Justice.
Adalet bakanlığında daktilocu olarak çalışıyordu.
Secrétaire au ministére de la Justice.
Adalet Bakanlığı
MINISTERE DE LA JUSTICE
Adalet Bakanlığının yaptırdığı araştırmaya göre 343 masum kişinin... ağır suçlardan mahkum olduğunu biliyor muydunuz?
Saviez-vous que selon les propres recherches de la justice, 343 innocents ont été jugés coupables de crimes? Objection.
A.B.D. Adalet Bakanlığı
MINISTERE DE LA JUSTICE
Birleşik Devletler Adalet Bakanlığı Göçmen ve Vatandaşlık İşleri bünyesinde Mclean, Virginia'daki Adli Deliller Laboratuarında görevliyim.
Je suis employé par le service d'Immigration du ministère de la Justice au laboratoire scientifique de McLean en Virginie.
Bir görüş bildirdiğini ifade etti. Adalet Bakanlığındaki 30 yıllık tecrübesi ile...
Il a dit qu'il donnait son avis, des conclusions basées sur 30 ans d'expérience
Güzel haberlerim var, Sayın Yargıç. Macaristan Hükümeti, Özel Bölüm kimlik kartının orijinalini, Adalet Bakanlığı laboratuarına gönderdi.
Bonne nouvelle Votre Honneur, le gouvernement hongrois a remis la carte d'identité originale aux labos du ministère de la Justice.
"Michael Laszlo - Savaş Suçlusu" "Adalet Bakanlığı vahşet fotoğraflarını yayınladı."
Michael Laszlo - criminel de guerre Photos atroces
Pauling, Adalet Bakanlığı'ndan.
Pauling, ministère de lajustice.
Adalet Bakanlığı'ndan bir savcı.
Un procureur du ministère de lajustice.
Tek kişilik adalet bakanlığının ta kendisi.
Le gars du ministère!
Adalet Bakanlığı'ndan da doğruladılar.!
Il a confirmé!
- Adalet Bakanlığından sonra.
J'ai été au ministère de la Justice.
- Adalet Bakanlığı.
- Au Ministère de la Justice.