Addie traduction Français

Addie'ye yazmanın da bir manası yok, ta Kaliforniya'da bir yerlerde.

Inutile d'écrire à Addie dans sa Californie.

Addie de hiçbir şey yapmıyor.

Et Addie ne fait rien.

Evet. Addie neden olmasın?

Et Addie, justement?

O neden olmasın?

Quoi, Addie?

Ve biz de düşündük ki, Addie'nin Kaliforniya'da yaşamasından dolayı...

Nous avons pensé... puisqu'Addie vit en Californie...

Cora, Addie'nin ikinizi de alacağını düşünmüştü.

Addie devait te prendre aussi...

Addie alamayacağını söylüyor.

Mais elle ne peut pas.

Addie'ye sevgilerimi ilet, ve sana iyi bakmasını söyle.

Embrasse Addie et dis-lui de te soigner.

- Addie.

- Addie.

O yengeçlerden iyi yemek olur, Addie.

Ces crabes vont faire un bon diner, Addie.

Selam, Addie.

Bonjour.

İyi. Sağol, Addie.

Elle va bien, merci.

Addie, sence şimdi de güzel olduğumu düşünen var mıdır?

Addie, est-ce qu'on me trouve mignonne maintenant?

Addie, akşama çörekleri sen hazırla.

Addie, fais les scones toi-meme pour ce soir.

Addie, ortalığı temizle.

Addie, fais le menage.

Addie, babam geri dönüyor.

Addie, papa revient.

Addie, yukarı çık ve Alexandra'nın eşyalarını hazırla.

Monte preparer les choses de Mlle Alexandra.

Addie seni hala bebek gibi görüyor.

Addie te dorlote trop.

Gidip Addie'nin eşyalarını toparlamasına yardım edeyim.

Je vais aider Addie a preparer tes choses.

Hoşçakal, Addie.

- En voiture! - Au revoir, Addie.

- Tamam, Addie.

- D'accord.

- Bu kitapları nereye koyayım, Addie?

- Ou je mets ces livres?

Dikkatli ol, Addie.

Prends garde, Addie.

Addie, bu babamın ilacı. Özel bir ilaç.

Ce sont les medicaments speciaux de papa.

Addie, kahven eskisi gibi güzel mi?

Addie, ton cafe est-il toujours aussi bon?

Duydun mu, Addie.

Tu m'entends?

Kimseyi görmeden önce... Teşekkür ederim, Addie.

Avant d'aller plus loin- - Merci, Addie.

Tamamdır, Addie.

Ca va, Addie.

Teşekkür ederim, Addie.

Merci, Addie.

Geliyorum, Addie.

J'arrive, Addie.

- Addie, parti ne için?

- Addie, une fete! Pourquoi?

İncil'de bir hikaye daha var, Addie.

Il y a autre chose dans la bible, Addie.

Addie, çabuk.

Addie, vite.

Addie, Cal, buraya gelin!

Addie, Cal, venez!

- Addie, ne oldu?

- Qu'y a-t-il?

- Addie bir şey söylemedi.

- Addie n'a pas dit.

Tamam, Addie.

Tres bien.

Addie, çok yorgunum. Yatmaya gidiyorum.

Je suis tres fatiguee, je monte me coucher.

Addie bu dünyayı yese de doymayacak insanların ve bunu kayıtsız bir şekilde izleyen insanların olduğunu söyledi.

Addie a dit qu'il y en a qui devorent la terre... et d'autres qui restent plantes a les regarder faire.

Bilmiyorum. İnci kolyeli hanımefendiye bir sorar mısın "Bayan A.P" mi olacakmış... "A" Addie'nin baş harfi.

Demandez à la dame au collier de perles si ce n'est pas plutôt "Mrs A. P.", "A" pour "Addie".

Addie, bu çok saçma.

Addie, c'est absurde.

Anlamıyorum. Addie normalde her konuda aklı başında davranır.

Addie a pourtant la tête bien sur les épaules, d'habitude.

Ama Addie'ye bakarsan adam bir parça hipnozcu gibi görünüyor.

Il semble hypnotiser Addie d'une certaine façon.

Addie Ross ile eskiden çıkardınız, değil mi?

Addie Ross... Elle te plaisait, n'est-ce pas?

Addie bu konuşmanın içine nasıl girdi?

Je ne vois pas le rapport.

Sadece her nasılsa, bir kadının trende unutmuş olduğu moda dergisinde görüp beğendiğin, benim de aldığım elbise iki hafta önce Addie Ross'un konserde giymiş olduğu elbisenin aynısı!

Cette robe que tu as choisie dans le Vogue oublié par une femme, c'est celle qu'Addie Ross portait il y a quinze jours!

Çünkü her hafta karşılığında, Addie Ross'un "dünyanın en rahatlatıcı yeşili" dediği şeyden 100 adet alıyorum.

Car je suis payée. C'est ce qu'Addie Ross appelle : "Mettre du beurre dans les épinards".

Niye, ne konuşursak konuşalım sözü, eninde sonunda Addie Ross'a getiriyoruz?

Pourquoi en arrivons-nous toujours à Addie Ross?

Doğru. Addie benim. Hakkında konuşmadan duramadıkları kişiyim.

Je suis cette Addie... dont mes chers amis ne peuvent s'empêcher de parler.

Yine Addie.

Toujours Addie...

Addie nerede?

Personne d'autre?