Ahbap traduction Français
12,873 traduction parallèle
Ahbap, başardım.
Oh. Mec, je l'ai fait.
Ahbap, artık geriye dönemem.
Mec, ce pont est brûlé.
Ahbap, bir çetede yer almak ne kadar budalaca olurdu?
A quel point ça aurait été cool de faire partie de la mafia?
- Ahbap, 5.95.
Mec, 5.95.
Adamlara Ümit Burnu ve Boynuz Burnu etrafında yolculuk yapacağımızı söyle. Bana sırt çevirdin ahbap. Gözün çıksın!
" Dis-leur qu'on va contourner le cap de Bonne Espérance et le cap Horn.
Seninle konuşmak güzeldi, ahbap.
Bien parlé, mon pote.
Seni hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm ahbap, ama...
Désolé de te décevoir, mon gars, mais...
Selâm ahbap.
- Salut, collègue.
- Teşekkürler ahbap.
- Merci, chef.
Kusura bakma ahbap, iyice baktım ama arşivden hiçbir şey çıkmadı.
Désolé, j'ai bien cherché mais il n'y a rien dans les archives.
Ben senin arkadaşın değilim ahbap.
Je vous arrête.
Birileri seni fark edince böyle oluyor işte ahbap.
Des arrestations de ce genre, ça permet de gravir des échelons.
Hayır ahbap.
Non. Je suis désolé.
Yapamam ahbap.
Je ne peux pas le faire.
Ne sikim oldu, ahbap?
C'est quoi ce bordel, mec?
- Sonra görüşürüz ahbap.
- A plus tard, mon grand.
Ahbap, tamamen hatalıydın.
Mec, tu te plantes totalement. Nous devrions nous concentrer sur la seule femme
- Ahbap, kravatım.
Ma cravate.
Ahbap, gerçek bir medyum olmadığının farkındasın.
Mec, tu réalises que tu n'es pas vraiment medium? Fils de...
- Eski bir ahbap.
Un vieil ami.
Ahbap derken biraz nazik davranıyor ama söyleyeyim.
C'est une définition très libérale du mot "ami".
- Ahbap, hadi ama lütfen dostum.
Vous la récupérerez à la fourrière.
Fena değildi, ahbap.
C'était bien, mec.
Aynen, ahbap.
Cool, mec!
Başka zaman, ahbap!
À plus tard, mec!
Başka zaman... ahbap.
À plus... mec.
Açı hoşuna gitti mi, ahbap?
Tu profites de la vue, vieux?
Ahbap, anneme evlenme teklif etmiyorsun di mi şu anda.
Mec, tu ne demandes pas ma mère en mariage là.
- Pardon, ahbap.
- Excuse-moi, vieux.
Ahbap, bırak artık.
- Mec, on y va. - [HALÈTEMENTS]
Ahbap, kendimi hazırlamam gereken kötü haber neydi?
Mec, c'est quoi la mauvaise nouvelle où je dois m'accrocher?
Ahbap, işe geç kalıyorum.
Mec, je loupe le boulot.
- Ahbap.
- Mec.
Ahbap, bir şeye denk geldim.
[Bruit sourd] Mec, j'ai heurté quelque chose.
- Ahbap, sağa gitti. - Sola gitti.
- Mec, il est parti à droite.
- Ahbap, bana öyle bakma.
- Ne me regardez pas comme ça.
Sağa sola sallama, ahbap
Arrête de me faire tourner en bourrique.
Ahbap, tüm bu insanlar yemek kamyonu çalışanları, müşteriler... Hepsi buraya düzenli olarak geliyorlar.
Mon pote, toutes ces personnes- - les employés des camions, les clients sont toujours dans les environs.
Ahbap, tüm şeker halkalarını yemişsin.
Mec, tu as mangé tous les Froot Loop.
Ahbap, bu iş daha iyi.
Mec, c'est un meilleur travail.
Ahbap, hiç soru sormadın.
Mec, tu ne lui as posé aucune question.
Ahbap, şunlar için bize yardım edebilecek kimseyi tanıyor muyuz? Sağlığa aykırı pişirme yüzeyleri, onaylanmamış kaynaklardan yiyecek temini... -... yılanlar...
Mon pote, on connait quelqu'un qui pourrait nous aider avec des surfaces de cuisson insalubres nourriture obtenue à partir de sources non approuvées,
Ahbap, şunu yapmayı kes.
Mec, arrête de faire ça.
Ahbap, gitmeliyiz, bu acil bir durum.
On doit y aller mon pote. C'est une urgence.
Ahbap, Jake'ti.
Mon pote c'était Jake.
Ahbap, o bankalar kamyonlarımızı park ettiğimiz yerdeler.
Mon pote, toutes ces banques sont situées aux endroits où on gare les camions.
Ahbap, işte bu.
Mec, ça suffit.
Yerli bölgesi bu ahbap.
Si la gendarmerie trouve un citadin comme toi qui fouille ils vont te dévorer. L'Inde, mon pote.
Pekâlâ ahbap, sakinleşmeye çalış, tamam mı?
... - Reprenez-vous. Ca devrait vous calmer les nerfs.
Merhaba ahbap.
Salut, Pal.
- Tamamdır ahbap.
On doit récupérer ta mère et ta soeur.