Aile toplantısı traduction Français
319 traduction parallèle
Bu aile toplantısı değil, değil mi?
Ce n'est pas notre semaine de réunion.
Aile toplantısında ele alacağım, evet.
Je le dirai en conseil de famille.
Bir süreliğine, 12'sinin birden, bir aile toplantısında görünmez elim tarafından ortadan kaldırılması hayaline esir düştüm. Claphamlı çulsuz çocuk,... mucizevi bir şekilde doğumdan gelen haklarına kavuşuyordu.
Je rêvais d'une extermination simultanée de ces douze parents, provoquée par mon invisible main et du petit sans-le-sou recouvrant miraculeusement ses droits.
Böyle mutlu bir aile toplantısını böldüğüm için özür dilerim ama işimiz var.
Ne toussez pas, Constant. C'est impossible à écrire.
Bu aile toplantısı hikâyesi, onları kaçırmak için kasıtlı bir tuzak.
Cette réunion de famille est un prétexte pour les emmener.
Birkaç günlüğüne Westfield'e gitmeliyim. Aile toplantısı.
Je vais à Westfield pour voir ma famille.
Bir aile toplantısı.
Je dirais même familiale.
Tabii ki, gece boyu aile toplantısı yaptık!
Et comment! Toute la nuit! Conseil de famille.
George ile sizi eve taşıdıktan sonra bir aile toplantısı yaptık.
J'ai retrouvé George avec plaisir, après vous avoir ramenée.
Bu, büyük bir aile toplantısı haline geldi.
Elle a lieu le même jour chaque année.
Bir aile toplantısı, efendim. Bunun gayet açık anlaşıldığını sanıyordum.
Une réunion de famille, monsieur.
Hepiniz bu eve çok uzun yıllar sonra döndünüz... Bu boş eve, aile toplantısı için.
Après tant d'années, vous êtes tous revenus dans cette maison... pour une réunion de famille?
Bu şey tam olarak bir aile toplantısı değil.
Quelque chose me dit que ceci n'est pas une simple réunion de famille.
O zaman size öneririm bu aile toplantısının başka yerde olması.
Je vous suggère d'emmener vos affaires de famille ailleurs.
Kahinin evinde aile toplantısı var gibi.
Réunion de famille chez l'oracle.
Efendi Taro yetkilerin ona devredilmesini kutlamak üzere bir aile toplantısı düzenledi.
le Seigneur Taro réunit sa famille pour fêter la passation de pouvoir.
Senin aile toplantısından kastın bu mu, bu kadar mıyız?
Ça! Une réunion de famille! Nous seuls?
- Hey, orada neler oluyor? - Bir aile toplantısı yapıyoruz.
Tout ça pour dire, donc, qu'il va falloir qu'on surveille nos dépenses.
Teyzeniz Kate'in bazı işleri var benden aile toplantısına kadar rahatsız edilmemesini istedi. Ah... tamam.
Votre tante Kate vient de conclure une affaire... et a demandé qu'elle soit excusée... jusqu'à ce que la famille soit réunie en bas.
Aile toplantısı! Tüm aile!
Tu sais, Al, j'ai un peu l'impression d'être un porc à être là, comme ça, à regarder cette pauvre fille qui ne se doute de rien, comme si c'était un morceau de viande.
Tamam, aile toplantısı.
Bon, réunion familiale.
Aile toplantısı.
Réunion familiale.
Aile toplantısı!
Réunion de famille!
- Aile toplantısı.
La famille se réunit.
Buraya gel. Öp beni. Böylece bu, gerçek bir aile toplantısı olsun.
Approche, embrasse moi, ainsi la famille sera enfin réunie.
Aile toplantısı.
Conseil de famille.
bir aile toplantısı yapıyoruz.
La famille est réunie.
Aile toplantısı mı?
C'est une réunion?
Aile toplantısı?
La réunion parents-profs?
Aile toplantısı.
Conseil de famille!
Aile toplantısı bitti.
Conseil de famille terminé.
Aile toplantısı.
Réunion de famille.
Bir sonraki aile toplantısının sonuna eklememize ne dersiniz?
Maintenant, comment pouvons-nous faire marcher ça? Et à la suite de la prochaine conférence des famille de la Fondation?
Buzlarınızı aile toplantısı için çözmedik.
On ne vous a pas dégelé pour raison familiale.
Küçük bir aile toplantısı mı?
Une petite réunion de famille?
Yalnız burada mutlu aile toplantısı yapıyormuş havasına girmesek diyorum.
N'essayons pas de jouer les familles modèles à la Norman Rockwell.
- Tamam-mamam. Ned, şimdi aile toplantısı yapıyorsun ve beni davet etmedin mi?
Tu fais une réunion familiale, et je ne suis pas invité?
Bir aile toplantısı yapmamız gerekiyor.
Ies filles... vous pouvez nous laisser seuls? On doit avoir une petite réunion de famille.
Bu bir aile toplantısı mı?
C'est une... réunion de famille?
- Bence bu bir aile toplantısı.
- On dirait. C'est tellement... touchant.
- Sana söylemeliyim ki, Greg, bu mükemmel - böylesine sıcak bir aile toplantısında olmak.
Je dois te dire, Greg, c'est formidable... d'être à une chaleureuse réunion de famille comme ça.
Okul Aile Birliği toplantısında onlara anlattığın şey de bu muydu?
C'est ce que tu as dit aux parents d'élèves?
Okul aile birliği yönetim kurulu toplantısı yapıyoruz.
C'est une réunion du comité de l'association parents-profs.
Bir çeşit aile toplantısı bu.
On m'a tant parlé de vous.
Kocamla Okul-Aile Birliği toplantısı mı yapıyordunuz?
Mon mari et vous tenez une petite réunion parents-professeurs privée?
Bu akşam okul aile birliği toplantısı var.
Et ce soir, c'est l'APE.
Aile toplantısı dedim.
On dirait deux petits chatons qui jouent gentiment dans un jean.
Aile cadıları toplantısı. Sanırım, hepimiz aramaları kesme konusunda hemfikiriz.
Je dirais que ça ressemble plutôt à une pomme, Al.
Pekala, aile toplantısı.
Bon, vous tous, réunion de famille.
Vakıf Aile Toplantısı.
La conférence des familles de la Fondation.
Pekala. Bu okul aile birliği toplantısını açıyorum.
Cette réunion des parents d'élèves doit se dérouler dans la bonne humeur.