Ailem traduction Français
9,583 traduction parallèle
Benim için en değerli şey ailem.
Ma famille est plus importante pour moi.
"Hatırladığım kadarıyla ailem hep sporun içindeydi."
"Aussi loin que je me rappelle, ma famille était à fond dans le sport."
Ailem ya da rahibim yok.
Je n'ai pas de famille et pas de prêtre.
Sadece ailem için iyi bir hayat sağlamaya çalışıyordum, kız kardeşin için.
J'essaie juste de soutenir ma famille, ta sœur.
- Ailem Birleşmiş Milletler'in Çin görevi için çalışıyordu.
Mes parents travaillaient comme personnel de maison pour la mission chinoise à l'ONU.
- Benim ailem bu.
- C'est ma maison.
Peki benim ailem ne olacak?
Et la mienne de famille?
Ailem hakkında.
C'est à propos de ma famille.
Bir evim ve ailem var artık. O kitabın çıkacak olması umrumda bile değil. Bu da demek ki David Rosen daha fazla başsavcı olmayacak.
J'ai une maison et une famille maintenant, et ça ne compte plus maintenant parce que ce livre sort, ce qui signifie que David Rosen ne sera plus procureur général pour longtemps et l'enquête n'aura pas lieu,
Cinsel tacizde bulunduğumu söyledi. Ailem bana evde eğitim vermeye başladı.
Il a dit à tout le monde que je l'avait harcelé sexuellement, et mes parents ont commencé à me faire cours à la maison.
- Bazı şeyler paradan daha önemlidir. - Buna ailem de dâhil ve...
Certaines choses sont plus importantes que l'argent pour moi et ça inclue ma fam...
- Ailem, işim.
La famille, le travail.
Ailem ne zaman iş yerini satacaklarını ve mirası bağışlıyacaklarını söylediklerinde, çok emindim ki o mirası kaybettiği için çok kızmıştı.
Quand mes parents ont annoncé la vente et le don de l'argent, Je suis presque sûr qu'il était énervé de perdre l'héritage.
Ailem yerdeydi.
Mes parents étaient par terre.
Bir kuzenimin evlenmesi benim ailem için harika olur.
Se marier entre cousins a bien fonctionné pour mes parents.
Büyürken bütün ailem İtalyanca konuşurdu. Babam Sicilyalı.
L'italien était la langue que parlaient mes parents.
Erkeklerim, ailem.
Mes hommes, ma famille.
Ailem bir yangında öldükten sonra Satomi bizi yanına aldı.
Satomi nous a accueilli après la mort de notre famille dans un incendie.
Tüm ailem yatağımda toplanmıştı başarıp başaramayacağımı bilmiyorlardı.
Ma famille était à mon chevet. Ils savaient pas si je survivrais.
Ailem o kitabı aramaktan asla vaz geçmeyecek.
Ma famille n'arrêtera jamais de le chercher.
Ailem öldükten sonra teyzem Pauline yanıma taşındı.
Après la mort de ma famille, ma tante a emménagé.
Ailem o kitabı aramaktan asla vazgeçmeyecek.
Ma famille n'arrêtera jamais de le chercher.
Benim ailem büyüktür, dünyanın dört bir yanına yayılmıştır.
Cette famille est immense, étendue partout dans le monde.
Sorun ailem. Eğer taşındığımı duyarlarsa beni öldürürler.
Mais si ma famille apprend que je déménage ils me tueront.
Ailem biraz gariptir.
Ils sont bizarres. Tendance terrifiants.
Yeni ailem bunu yapmama yardım ettiğinde de sana ve kardeşine karşı, eski aileme karşı hissettiğim her şey yok oldu.
Et avec le temps, ma nouvelle famille m'a aidé à faire cela, et tout ce que je ressentais pour mon ancienne famille, pour toi et ton frère, était parti.
Malum durumdan önce hep bir ailem olsun istemiştim.
Je veux dire, j'ai toujours voulu une famille avant, tu sais.
Bunu ailem için yapıyorum.
C'est pour ma famille.
Benim ailem olması?
Que ce soit ma famille?
- Yeni bir ailem vardı.
J'avais une nouvelle famille.
Ailem Camille'yi tanıyor mu?
- Ils savent pour Camille?
Ailem beni unutmaz.
Mes parents me laisseraient pas tomber.
Peki ya benim ailem?
- Et les miens?
Ailem nerede?
- Ils sont où, mes parents?
Ailem içerisinde hayatta kalmanın tek yolu o zaten.
C'est la seule façon de survivre dans ma famille.
Ailem yurt dışında yaşıyor. Yeni yılın sabahında hazır yiyecekler yiyeceğimi sanıyordum. Sanırım iyi bir yıl olmak üzere.
mais je pense que c'est mon jour de chance cette année.
Çünkü o benim ailem.
Parce qu'elle est de la famille.
Günün birinde gerçek bir evliliğim ve bir ailem olsun istiyorum... -... ama dengeli biriyle. Böyle -
Je veux une famille, et un vrai mariage un jour, mais avec une personne stable,
Çünkü ailem var... Onları seviyorum ve
Parce que j'ai une famille que j'aime.
Lütfen, bir ailem var. - Nedir bu?
J'ai une famille.
Ravit benim için ailem diyebileceğim en yakın kişiydi.
Ravit était ce que j'avais de plus proche comme famille.
Ailem için.
Pour ma famille.
- Eski ailem diyeyim.
Ancienne famille.
Ailem beni terk etmişti. Sen beni kanatların altına alıp ölümden kurtardın.
Ma propre famille m'avait abandonné, et tu m'as pris sous ton aile et m'as sauvé de la mort.
Her zaman bir ailem olsun istemiştim ama bu asla gerçekleşmeyecek.
J'ai toujours voulu une famille. Mais ça ne m'arrivera jamais.
Yemek yiyemez, uyuyamaz oldum ta ki ailem artık dayanamayana kadar.
Jusqu'à ce que ma famille s'en mêle.
- Benim bir ailem var...
- Tais toi.
... bizim soruşturmamızı benim dokunulmazlık anlaşmam, ailem, geleceğim.
- mon accord d'immunité, - mon avenir avec ma famille.
- Benim ailem değil yine de.
- Pas la mienne.
- Onlar benim ailem.
- Ils sont ma famille.
Ailem nerede?
Mes parents sont où?