Ailen traduction Français
6,541 traduction parallèle
Ailen seni asla anlamayacak, sevgililerin seni terk edecek, değişmeni isteyecek. Ama hayranlarına iyi davran, onlar da sana iyi davranır.
Ta famille ne te comprendra pas, tes copains te quitteront, mais tes fans seront là pour toi si tu es là pour eux.
Ailen gelmedi mi?
T'es pas venu en famille?
Bence bu gibi zamanlarda etrafında arkadaşlarının ve ailenin olması önemli. Ya da ileride ailen olabilecek arkadaşlarının...
Ces dans ces moments-là que c'est important d'être entouré par des amis et la famille et des amis qui pourraient devenir de la famille.
Ailen kayıp başvurusunda bulunmuştu.
Votre famille a déclaré votre disparition.
Ailen milyar dolarlar değerinde bir şirket kurdu.
Votre famille a créé une entreprise qui vaut des milliards et des milliards de dollars.
Ama ailen değiştirmemiş, üstüne ismini Kristin koymuşlar.
Non seulement vos parents l'ont gardé ; ils vous ont appelé "Kristin".
Ailen miydi yoksa?
Ou c'était tes parents?
- Evet. Eskiden, yorumlarını dinlemek için ailen ve arkadaşlarınla oturma odasında otururdun.
Tu avais l'habitude de t'assoir au salon avec la famille et les amis pour entendre leurs commentaires sur les choses.
Ailen gerçekten o kadar korkunç mu?
Tes parents sont vraiment aussi atroces?
Oliver, sen tanıdığım en zeki adamlardan birisin. Ama konu ailen olunca anlayamadığın şeyler oluyor.
Oliver, tu es l'un des hommes les plus intelligents que j'aie jamais connu, mais tu as des œillères quand on parle de ta famille.
Konu ailen olunca suçu hep kendinde arıyorsun ama bu senin hatan değil. Felicity haklı Oliver.
Quand on parle de ta famille, tu prends toujours le blâme sur toi, mais ce n'est pas de ta faute.
"Ailen ve babanla ilgili söylediğim her şey..."
" Tout ce que j'ai dit sur ta famille et sur ton père, s'il te plaît,
Ronny, ailen çok harika.
Ronny, ta famille est vraiment bien.
Çünkü kendimi ailemin günahlarından ayırmaya çalışıyorum ve bence onca insan içinden, ailen tarafından tanımlanmanın nasıl bir şey olduğunu senin bildiğini sanıyorum.
Car j'essaye de me séparer des pêchés de ma famille, et je pensais que toi plus que quiconque comprendrais ce que cela signifie d'être défini par ceux-là.
Ailen ne iş yapıyor?
Que font tes parents?
Ailen yanında.
Tu as ta famille.
Yeni ailen.
Tes nouveaux parents.
Onlara huyuna gitmelerini söylemelisin, destek çıkacak bir ailen var.
Tu devrais leur dire d'y aller mollo avec toi, tu as une famille à soutenir.
Ailen her zaman vergi iadeleri ve kredi geçmişini temiz tutmakla uğraşmıştır.
Les choses dont tes parents se sont toujours occupé, comme les déclarations d'impôt ou gérer un historique bancaire.
- Senin ailen sayesinde.
Ta famille.
Arkadaşların, ailen yok mu?
- N'as-tu pas d'amis ou de famille?
Şimdi burada yazana göre ailen sen 4 yaşındayken ölmüş.
Maintenant... C'est dit ici que vos parents sont morts lorsque vous aviez 4 ans.
Ailen olduğunu düşündüğün kişiler belki seni seviyor olabilirler.
La famille que tu penses avoir... Ils t'aiment peut-être...
Daisy, ailen var mı?
Daisy, avez-vous de la famille?
Ailen hakkında soru sorduğum için üzüldüysen özür dilerim.
Je suis désolé si parler de ta famille t'a énervé.
Sana şarkı söyleyen balık gönderen bir ailen var.
Tes parents t'ont envoyé un poisson chanteur.
Garrett'ın dediğine göre ailen Kennedy'lerin dizi versiyonu gibiymiş.
Garrett dit que ta famille est la version télé des Kennedy.
Bu senin ailen değil.
Ce n'est pas ta famille.
Ailen.
Ta famille?
Senin ailen mi?
Oh, votre famille.
Harika bir ailen var, Emma.
Tu as de merveilleux parents, Emma.
Ailen için.
Pour ta famille
Onlar kötü insanlar. Ve ailen yanlış zamanda yanlış yerdeydi.
Toi et ta famille étaient au mauvais endroit au mauvais moment.
30'lu yıllarda burada ailen mi vardı?
Donc, tu as eu une famille dans les années 30?
Senden bunu yapmanı istiyorum ve ailen için yap.
Je te demande de faire ça pour la famille.
Arkadaşlarını ailen gibi korurdun hani?
Tu protèges tes amis comme ta famille?
- Evet, kendi hukuk şirketini açtın, kocanın işinden ötürü sorumlulukların var, ailen var ve şimdi de Eyalet Savcılığına adaysın.
Oui, vous avez monté votre cabinet, avez des responsabilités avec le travail de votre mari, la famille, et maintenant vous vous présentez pour être procureur.
Gerçek hayatta işine yarayacak hiçbir yeteneğin yok, arkadaşın da yok, sadece ailen var.
Vous n'avez pas les compétences pour survivre dans le monde réel, aucun ami, nulle part où aller, à part la famille.
Ailen müzisyen miydi?
- Votre famille faisait de la musique?
Ona sadakati öğrettim ve ona her şeyin üstünde olan tek gerçeği öğrettim, ailen olmadan bir hiçsin.
Je lui ai appris la loyauté et une seule vérité qui est au dessus des autres... Tu n'es rien sans la famille.
"Ailen olmadan bir hiçsin."
"Vous n'êtes rien sans famille".
Sen ve ailen için.
Ceci est pour vous et votre famille.
Moloch, senin zayıf noktanın ailen olduğunu biliyor.
Moloch sait que votre faiblesse est votre famille.
Tüm ailen mi?
Toute ta famille?
Rahatına bak, ailen geldiği zaman bu işin icabına bakarız.
- Ah, crotte de bique. - Essaie de te relaxer, et lorsque tes parents seront là, nous réglerons tout cela.
Bir ailen mi var?
Tu as une famille?
Ailen burada ne yaptığından haberdar mı?
Vos familles savent ce que vous faites ici?
Peki ailen?
Et votre famille?
Ailen olduğunu düşündüğün kişiler seni seviyor olabilirler.
La famille que tu penses avoir...
Ailen nerede?
Alors, où sont tes parents?
Ailen hakkında kötü laf söylemek istemiyorum ama...
mais... ce n'est pas réellement ma tante. Tu vois?