English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ A ] / Akıllısın

Akıllısın traduction Français

1,476 traduction parallèle
Sen benden daha akıllısın.
Tu es plus maligne que moi.
lsabel gençsin, güzelsin, akıllısın ve konuştuğumuz gibi, ben senin için çok yaşlıyım.
Tu es jeune, tu es belle, tu as de la sagesse. Et, comme nous l'avons dit avant, je suis bien trop vieux pour toi.
Nasıl bu kadar akıllısın?
Depuis quand êtes-vous si futés?
Bilgisayar manyağı için epey akıllısın.
Malin pour une pro de l'ordi.
Çok akıllısın.
Tu es un esprit brillant.
Çok akıllısın.
Tu es malin.
Bunu yazayım. Sorun şu ki, o kadar akıllısın ki ne söylesem sana ilham veriyor.
Tu es malheureusement trop doué, tout ce que je dis t'inspire.
- Bunu neden yaptın, daha akıllısın, değil mi?
- Pourquoi tu as fait ça? Tu sais mieux que tout le monde, c'est ça?
Çok mu akıllısın?
Vous savez qui je suis?
Demek istediğim sen akıllısın.
- Non, je veux dire... tu es intelligent.
- Evet. Yakışıklı ve akıllısın da. - Evet.
- En plus, t'es beau mec et t'es intelligent.
Hem şanslı, hem akıllısın.
Et l'intelligence.
Çünkü o kadar akıllısın ki, ne yaptığımızı çok iyi biliyorsun.
C'est vrai, parce que tu es si intelligente.
Yeterince akıllısın. Yeterince iyisin.
Tu es assez intelligent et assez bon pour ça.
- Çok akıllısın Tony. - Her adamın aklına gelirdi.
Très futé, Tony.
- Bundan daha akıllısın.
- Tu devrais savoir ça.
Akıllısın.
T'es malin.
Ondan daha akıllısın.
Tu es plus malin que lui.
Çok akıllısın.
Tu es un petit malin, hein?
akıllısın, işini biliyorsun. Beni utandırıyorsun.
Le chiropracteur qui a réussi, qui est intelligent, et si sérieux.
Niko, akıllısın.
Niko... t'es malin.
Ne kadar akıllısın.
Comme tu es astucieuse!
- akıllısın.
- Intelligente.
Çok beceriklisin ve bütün robotlardan daha akıllısın.
Vous étes plein d'adresse plus intelligent que n'importe quel robot.
Naziksin, güzelsin akıllısın, komiksin tatlısın.
T'es gentille... belle... et intelligente et drôle... et... gentille.
Ya da sen benden daha akıllısın.
Ou peut-être que vous êtes une femme beaucoup plus douée que moi.
- Çok akıllısın Jeremiah.
T'es un petit malin!
Biliyor musun, çok genç biri için, korkunç derecede akıllısın.
Tu es mûre pour ton jeune âge.
Bunu bilirseniz benim kadar akıllısınız demektir.
Mon nom? Si vous saviez ça, vous seriez aussi malin que moi.
Saymaya fırsatı olmadan payına düşen altınları kaybetmeye uğraşan dostumuzdan daha akıllısın.
Plus sage que notre ami qui va perdre sa part d'or avant même de pouvoir la compter.
Sen daha akıllısın.
C'est ce qu'ils cherchent. Tu es plus intelligente que ça.
Athena çok akıllısın.
Athéna, tu es intelligente.
Sen çok akıllı olduğundan hala yedinci sınıftasın.
Et tu es si intelligent, que tu es toujours dans en septième.
Mutlu olabilirsiniz, Ama akıllı olmalısınız.
On peut être un type ravi Lancez-moi ce parapluie
Çok akıllısın.
Tu t'es pris à ton piège.
Hem iyi hem de akıllı mısın?
En plus t'es futée?
Siz çocuklar koleji bitirmiş olduğunuza göre oldukça akıllı olmalısınız.
Donc, vous devez être excités d'en avoir fini avec la fac.
Bu Bay Sapegno sınavını bizzat yapmalı. Ne kadar akıllı olduğunu göünce.. .. belki bir burs kazanmana yardım eder, böylece yurtdışına okumaya gidebilirsin.
Tu dois passer l'examen avec lui, quand il verra que tu es un génie, il te filera peut-être une bourse.
Eğer akıllıysan, oğlun senden uzaklaşmadan onu yakalarsın.
Si tu étais malin, tu irais chercher ton fils avant qu'il ne s'éloigne trop.
Sen sevimli, Sen tatlısın, sen akıllı.
Tu es mignon, gentil et intelligent.
Akıllı davranacak mısın River?
Tu vas être intelligente, River?
Bak, benim üstüme olmadığını biliyorum ama sen çok akıllı, güzel ve başarılısın.
Je sais que ça ne me regarde pas, mais tu es si intelligente, belle, et tu réussis si bien.
- Adın ne, evlat? Adım Curly, tayfanın en yaşlısı ve en akıllısı.
le plus vieux.
Luka akıllıdır, o bir mühendis. O karısını saklamadı.
"Luka est intelligent, il cache pas sa femme."
Ama tüm yaşamın boyunca akıllı olmaya çalışırsın ve sonunda hiçbir şey tecrübe edemezsin...
Sauf que tu raisonnes toute ta vie et qu'à la fin, tu peux rien prouver.
Unutmayın... Eğer biz şehri terk ederken akıllı bir hareket yapmaya çalışırsanız, hatırlarsın.... Herhangi bir mahkeme yada avukat, yargıç olmadan...
Et selon moi, la seconde te conviendra... rappelle-toi... n'importe quel accroc sur le chemin, et je te ferais justice sur place
- Dur bakalım akıllı olduğunu düşünmeye devam etmemi [br] istiyorsan akıllı davranmalısın.
Quand on est intelligent, on agit avec intelligence.
Akıllı bir kızsın ve iyi çalışıyorsun.
Tu es intelligente et tu fais bien ton boulot.
Çok akıllısın.
Tu es un sage.
Ama bu psikolojik kullanım, bu hile ağı, zayıf akıllı zavallı birine acımasızca hükmetmek bir defayla sınırlı bir hatanın ötesinde bir şey, açıkçası son derece rahatsız bir karakter yapın olduğunu gösterir.
Mais cette pression psychologique, ce tissu de mensonges, cette domination machiavélique sur un faible d'esprit, va au-delà de l'acte fortuit et témoigne d'une fâcheuse tournure de caractère.
Akıllı olmadığını umursadığını ya da farkında olduğunu sanmıyorum.
À mon avis, ça lui est égal. Si elle était intelligente, elle s'en rendrait pas compte.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]