Alacağız traduction Français
7,231 traduction parallèle
Yanlış anlamayın beyler. Sizi bağlayıp atlarınızı ödünç alacağız.
Sans vouloir vous offenser, on va devoir vous attacher et emprunter vos chevaux.
Mutfağım dünyanın en iyisi olacak... ve üçüncü yıldızı alacağız.
Ma cuisine va être la meilleure du monde. Et on aura cette troisième étoile.
Toplum olarak seni aramıza almalıyız, alacağız da.
Et la société doit vous ouvrir les bras, comme on le fait.
Borsa'da aksi yönde yatırım yapan diğer insanların parasını alacağız yani.
Ce qu'on fait, c'est prendre l'argent d'autres personnes qui ont prédit l'opposé de ce qu'on a fait.
Onları oyuna getirip paralarını alacağız yani.
On va les enfler et prendre leur fric.
- Filmi alacağız.
Nous allons avoir les images.
Benim 43 bin dolarımı alacağız... Ve diğer yatırımcıların paralarını ödeyeceğiz.
On va prendre mes 43 bâtons ou plaques et rendre aux investisseurs l'argent qu'ils ont déboursé.
Bu durumda eski hayatlarımızı nasıl geri alacağız ki?
Alors comment on va récupérer nos vies?
7 milyonu mu? - Evet, geri döndüğünüzde kalanını alacağız.
Quelqu'un devra retourner chercher ce qui manque.
Eşyalarını otelden alacağız.
On fera venir tes affaires.
Şimdi yüzeyi ısıtıp, kodları alacağız ve parayı transfer edeceğiz.
On réchauffe la surface on trouve le code et on transfère l'argent.
Nasıl alacağız?
Comment l'avoir?
İki mimoza alacağız.
Tu sais quoi? On prend deux mimosas.
Richie'nin 15'i olacak ve yine de emeğimizin karşılığını alacağız.
Richie prendra 15 %, et ça ira très bien pour nous deux.
- Yenilerini alacağız.
- On t'en donnera un autre.
O cehennemi Japonlardan kurşun, bomba ya da yumruklarla değil kanla alacağız.
- Nous n'arracherons pas cette colline aux maudits Japonais avec nos balles, - nos bombes ou nos poings. - Ouais!
O da gemiyi döndürecek ve çocukları alacağız.
Il fera faire demi-tour au bateau... et nous récupérerons tous les enfants.
Bu gece bunu geri alacağız - Ohay ohay
- ♪ This is us taking back the night ♪ - ♪ Ohayohay ♪
Bak, seni içeri alacağız.
On vous emmène au poste.
Paramızı ne zaman alacağız?
Fin heureuse. - Quand est-ce qu'on est payé?
Üçümüz de yöneticinin odasını alacağız.
Et nous 3 on prendra la chambre du manager
Önce kabloyu alacağız.
Nous prenons le premier fil.
Pay alamayacağını öğrenirse nasıl ipucu alacağız ondan?
Comment va-t'on la convaincre de continuer à récolter ces pistes quand elle comprendra qu'elle n'aura pas sa part?
Vali Alvarez'i rehin alacağız.
Nous prenons le gouverneur Alvarez en otage.
Arabaları on metre geriye alacağız ve hiç kimse iznim olmadan kafasına göre dolaşmayacak.
On fait 10 mètres en marche arrière... et personne ne traîne autour, sans ma permission.
5 kilo alacağız.
On en prend cinq.
- Prensese sadece kavun mu alacağız?
Une seule pastèque pour la Princesse?
Buz eridiğinde Wessex'e gideceğiz ve Kral Ecbert'in bize vadettiği toprakları alacağız.
À la fonte des glaces, nous retournerons en Wessex et réclamerons les terres que le Roi Egbert nous a promises.
Körfezin batı ucunda ve 1 mil açığında kuzey kuzeydoğu doğrultusunda demirleyeceğiz. Nassau kasabasını tam hizamıza alacağız.
Un mile au Nord-nord-est de la pointe occidentale de la Hog, bien au-delà de la vue de la ville de Nassau.
Alabileceğimiz bütün yardımları alacağız.
On prendra toute l'aide qu'on peut avoir.
Kızı geri alacağız!
Et on vient la récupérer!
Kim olduğunu unuttu ama ölümü bir trajediydi ve intikamını alacağız.
Il oublia qui il était, mais son meurtre fut une tragédie que nous allons venger.
Kim olduğunu unuttu ama ölümü bir trajediydi ve intikamını alacağız.
Il avait oublié ses origines, mais... on le vengera.
Harikalar. Onları alacağız.
Ils sont superbes.
Onu geri alacağız, değil mi?
On va le revoir, n'est-ce pas?
Yani Sovyetler hazır. Powers'ı alacağız.
Les Soviétiques nous rendent Powers.
Powers'ı alacağız.
On aura Powers.
- Sanırım üç tane Bud Light alacağız.
Je pense qu'on aura 3 bud lights.
Androidi işe alacağız.
On embauche l'androïde.
Bu yeri alacağız!
Nous allons prendre cet endroit!
Artık geri geldim. 3.yıldızımı alacağım.
Je veux ma troisième étoile.
Sana kırmızı eyerli beyaz bir at alacağım.
Tu auras un étalon blanc, avec une selle de cuir rouge.
- Yalnızca son bir soruya cevap verirseniz davanızı alacağım.
J'accepte votre affaire si vous répondez à une dernière question.
- Hayır, sadece hesabı alacağız.
Juste l'addition.
Çizmeleri, taba rengi topuklu ayakkabıları, şifonu, kırmızı olanı ve bu üstümdekini alacağım.
Je vais prendre les bottes et les talons, la robe en mousseline, la rouge, et celle-ci.
- Çantalarımızı alacağım.
Je vais chercher les bagages.
Sanırım bu, bu hafta alacağın son yıldız olmayacak.
Et à mon avis... ce ne sera pas la dernière étoile de la semaine.
Bir tane Floyd'dan pekin ördeği, kung pao alırız, sonrada Industria'dan parçacıklı dondurma alacağım.
Tu peux prendre le canard laqué et le kung pao de chez Floyd's. Je prends la glace sirop d'érable de chez Industria.
Eğer Flint'e altının gittiğini söylersek başka bir tayfa bulup onu alacağını ve daha fazla payımız olacağını söyledin.
Que si on disait à Flint que l'or n'était plus là, tu trouverais un autre équipage pour aller le chercher et que nos parts seraient plus importantes.
Ve seni tamamen anlıyorum ama ağırdan alacağımızı konuşmadık mı?
Et je comprends tout à fait, mais n'avons-nous pas aussi parler d'avancer à pas de bébé?
Ron LaFlamme'ı arayacağım ve Russ'ın parasını alacağımızı söyleyeceğim.
Je vais appeler Ron LaFlamme, et je vais lui dire que nous allons accepter l'argent de Russ.
alacakaranlık kuşağı 39
alacakaranlik kuşaği 23
alacağım 105
alacak 20
alacaksın 58
alacaksınız 23
alacak mısın 19
alacakaranlik kuşaği 23
alacağım 105
alacak 20
alacaksın 58
alacaksınız 23
alacak mısın 19