Alaska traduction Français
1,124 traduction parallèle
Anchorage'dayım, Alaska.
A Anchorage, en Alaska.
O Sıcak Alaska, Efendim.
Vous n'allez pas prendre un Alaska flambé?
Bir de Anchorage, Alaska.
Celle-là vient d'Anchorage, Alaska.
Evet, Alaska.
Oui, l'Alaska.
Alaska'ya.
En Alaska.
Ted, Alaska.
Ted... Alaska.
Şili'den Alaskaya uzanan görünmez bir imparatorluğumuz var.
Nous avons un empire invisible du Chili à l'Alaska.
Yoksa Alaska'da petrol kuyusu gibi mi?
Ou le champ pétrolier en Alaska?
Galiba bu iş, yılda bir milyon kişini New Jersey'deki Kimya Dünyası veya Valdez, Alaska'daki Exxon Dünyası'na gitmesini beklemeye benziyor.
Autant aller au New Jersey voir ChemicalWorld ou en Alaska voir ExxonWorld.
Kuzeye gidiyoruz, Alaska'ya Kuzeye...
Tout le monde en Alaska Allez, au nord...
- Peki.
- D'accord. Alaska.
Biz de seni özlüyoruz. Bu güzel Alaska sabahında senin için ne yapabilirim?
Que puis-je faire pour vous en ce beau matin en Alaska?
Alaskalılara yardımcı olmak için buradasın
Vous êtes ici pour aider les résidents d'Alaska.
Alaska'da ne derler biliyor musun Joel?
Tu sais quel est la devise de l'Etat d'Alaska, Joel?
Alaska'yı adam edeecek birisi varsa o da sensin.
Si quelqu'un peut paver l'Alaska, c'est vous.
Cicely'desin.
- Cic...? Alaska.
Gerçeğin izini kaybettiğini düşündüğün anda ise kendini Cicely, Alaska'da bulursun.
Quand tu penses enfin que tu as perdu le contact avec tout ce qui est réel, tu te retrouves à Cicely, Alaska, sur les bords de la nouvelle rivièra.
Ancak benim gibi bir savaş esiri neden hayatımın son 15 yılını Alaska bitkilerinin...
Seul un compagnon prisonnier de guerre peut comprendre pourquoi j'ai passé les dernières 15 années de ma vie
-... ıssızlığında geçirdiğimi anlayabilir.
- dans la solitude du bush d'Alaska.
Eğer beceriksizliğim senin Alaskalı kendine güvenen insan tarzına uymadıysa özür dilerim.
Je suis désolé si mon incompétence offense votre idée d'indépendance des habitants d'Alaska.
Burası CiceIy, AIaska, San Francisco değil.
Nous sommes à Cicely, Alaska, pas à San Francisco.
Aman ne zekice bir Alaska esprisi. Bir kutu sardalya gibi açtın beni.
Quel esprit virulent en Alaska.
Fakat Alaska'da müşterilerin fahiş bedelle karşılığını ödeyecekleri tatilleri için sunacağımız şey ise, biraz hareket edilecek yer olacak.
Mais, en Alaska, on a ce que le consommateur de luxe payera au prix fort pour une destination de vacances : de la place!
Ona Dr Fleischman'ın, parasını burada Alaska rivierasındaki bankalara yatıran genç girişimci bir profesyonel olduğunu söyleyin.
Dites-lui que le Dr Fleischman est le genre de jeune professionnel plein d'initiative qui a choisi de s'établir ici sur les bords de le riviera d'Alaska.
Hey, ben yeni, gelişmiş ve modern Alaskalı tipinin mükemmel bir örneğiyim.
Hé, je suis le prototype parfait du nouvel et moderne habitant de l'Alaska.
Herneyse, Alaska benim oyun planımda yer almıyor olabilir. Ama ben hep tıbbın benim işim olduğunu düşündüm, ikinci sınıfta Katie Kaplan'la doktorculuk oynadığımızdan beri.
Bref, ce n'est pas comme si l'Alaska avait jamais fait partie de mes projets, mais j'ai toujours pensé que j'étais fait pour la médecine, depuis que j'ai joué au docteur avec Katie Kaplan en CE1.
Ve işte Alaska.
Alaska.
Neden? Çünkü, Joel, Alaska'yı bir kez gördükten sonra ve burada gerçek Alaska'dan bahsediyorum diğer herşey yavan geliyor.
Parce que, Joel, une fois que vous connaissez l'Alaska - et je parle du vrai Alaska - tout paraît pâle en comparaison.
- Bu harika bir haber! - Ve seni Cicely'de değerlendirmeye karar verdik, Biz Alaskalıların Alaska Riviera'sı diyebileciğimiz bir yerde.
Donc nous avons décidé de vous installer à Cicely, situé dans une région que nous, habitants de l'Alaska, considérons comme la riviera d'Alaska.
- Eğer kaçmayı düşünüyorsan, Alaska'nın iyi insanlarının tıp eğitimin için verdiği 125 bin doları hatırlatmak isterim.
- Si tu as quelques notions de gestion, le bon peuple d'Alaska a mis 125000 $ dans ta formation médicale.
Neden mi Cicely, Alaska'dayım?
Pourquoi je suis à Cicely, Alaska?
Ama Alaska'da klima kullanmak da biraz garip değil mi?
Mais ça semble un peu superflu d'utiliser un climatiseur en Alaska.
Burada beni KGB'nin Alaska sorumlusu olmakla itham eden histerik ve muhtemelen şiddete eğilimli bir grup hastam var.
Je dois traiter des patients hystériques et potentiellement violents qui m'ont accusé d'être le porte-parole du KGB pour l'Alaska.
Alaska'ya ayak bastığımdan beri dönüp dolaşıp Maggie'ye gelmeyen bir konudan bahsetmediğimizin farkında mısın?
Est-ce que tu réalises que depuis que je suis en Alaska nous n'avons pas eu une conversation qui ne finisse par une dispute au sujet de Maggie?
Beraberce çok tatminkar ve heyecanlı bir hayatı yaşardık, ve o zaman Alaska puslu bir anıdan başka birşey ifade etmezdi bizim için. Bir daha günlük hayatımıza hiçbir etkisi olmayacak bir anıdan...
Le genre de vie qui sera si satisfaisante, si stimulante, que l'Alaska ne sera rien de plus qu'un vague souvenir qui n'empiètera plus jamais sur nos vies de tous les jours.
Bu ne böyle? Alaska'yı anma haftası mı?
C'est quoi, Old Home Week?
Buna cevap vermekten memnuniyet duyardım ancak şey...
Je serais plus qu'heureux d'y répondre, sauf que, heu... on n'est pas d'Alaska.
Alaska'daki pilotların yaşamını bilirsin.
Vous connaissez la vie d'un pilote du bush d'Alaska.
"Bu kasaba Alaska'dadır ve nüfusu 839'dur."
"Qui est en Alaska, avec une population de 839 personnes."
"Tek pişmanlığım ; Helen'ın, 42 yıllık sevgili eşimin benimle Alaska'ya gelmemiş olmasıdır"
"Mon seul regret est qu'Helen, mon épouse chérie pendant 42 ans, ne m'ait pas suivie en Alaska."
O kadar gerçek ki. Burası gerçek bir Alaska kasabası.
C'est une authentique ville d'Alaska.
Maggie, bize gerçek Alaska'yı anlatır mısın?
Maggie, parlez-nous du vrai Alaska. - Pardon?
Holling, bize gerçek Alaska'dan söz et.
Holling, parlez-nous de l'authentique Alaska.
Soapy'nin neden Alaska'yı sevdiğini resmeden bir olay düşünebilir misin?
Pouvez-vous penser à certains incidents qui décrivent ce que Soapy aimait à propos de l'Alaska?
Soapy Alaska'nı sadece bir eyalet değil, bir haleti ruhiye olduğunu söylerdi.
Soapy disait tout le temps que l'Alaska n'était pas juste un Etat mais... un état d'esprit.
Kuzeye gidiyoruz, Alaska'ya.
On part pour l'Alaska.
Alaska.
A.
Alaska.
Au bord de la nouvelle rivièra d'Alaska.
Hiç Alaska'ya gittin mi?
Avez-vous déjà été en Alaska?
Alaska yüzünden.
C'est l'Alaska.
Bunun nesi yanlış?
Comme ça, les habitants d'Alaska auront un endroit pour retourner à la nature?