Alem traduction Français
451 traduction parallèle
" Ne istiyorsun : kadın, şans oyunu, alem?
Que desires tu? Une femme, un jeu de cartes, ou peut-être une orgie?
- El alem ne der sonra?
- Que penseraient les gens?
Besbelli ki alem yapmış.
Il s'est de toute évidence soûlé.
Bunu cümle alem duymalı!
Il faut que cela se sache.
Bir başka içki, bir başka eğlence, bir başka alem, bir başka cümbüş. "
Un autre verre, une autre beuverie, une autre cuite, une autre bringue. "
Vay canına, gece ne alem dönmüş burada böyle!
Il a dû prendre une sacrée cuite hier soir!
Ben özel bir erkeğim sen de özel bir kız bu akşam birlikte alem yapmaya ne dersin? Güzel mekanlara gideriz.
Je suis un type spécial, et vous une fille spéciale, pourquoi n'irions-nous pas écumer les boîtes ensemble?
Ama ibret-i alem için seni asmak daha iyi olacak.
Mais ça pourrait servir à quelqu'un de te regarder suspendu.
80 Günde Devri Alem, Jules Verne'in bir klasiğidir.
Le Tour du Monde en 80 Jours est LE classique de Jules Verne.
Çok alem kadınmış.
Elle avait du caractère.
Merak etmeyin. Krallar bütün gece alem yapmislar.
Les rois ont fait bombance toute la nuit.
- Dan, bu sandıkları indirmeme yardım et. - Bir dakika, çocuklar. Endişenizi biliyorum, kasabaya gidip alem yapacaksınız.
Il vous tarde d'aller vous en payer en ville.
Evlendiğimiz gece arkadaşlarıyla alem yapmıştı.
Le soir de notre mariage, avec ses amis, il est allé au quartier de plaisir.
Cümle alem onun adamı olduğunu biliyor.
Mensonge.
İğrenç ve heyecan verici alem gecene git.
Courez vers une de vos fascinantes nuits de débauche!
Orada iyi alem yapıyorsunuzdur. - Nasıl yani?
Vous ne vous ennuyez pas, là-dedans!
Bu dinsiz alem artık son bulsun!
Cessons de blasphémer!
Çünkü seni kimse enseleyemez çünkü senin bir halta yaramadığını cümle alem biliyor.
Toi non, tout le monde sait que t'es un petit joueur.
Doğrusu uçakta alem falan yoktu.
Il n'y avait pas d'orgie à bord.
En şahane giysilerini giyeceksin, tam bir alem olacak.
Va te faire une beauté.
- Ah, Murray. Alem adam.
Franchement...
İkinci horoza kadar alem yaptık ve içki, efendim, üç şeye yol açar.
Nous avons, Messire, festoyé jusqu'au deuxième chant du coq. Et boire, Messire, provoque grandement trois choses.
Sana yaptığım yatırımın hakkını ver. Ama bazı insanlar alem yapmayı seviyor... ve işte bunların çocukları liderler, ayktakımını harekete geçirir bunlar.
FRITZ LE CHAT... que leurs fils sont des leaders... des fomentateurs de troubles.
İbret-i alem olmalı.
Il faut des exemples!
Sesini cümle alem duydu.
Plus fauché que les blés.
Hey, Curt, şehirdeki son gecenizde alem yapacak mısınız?
Qu'en dis-tu, Curt? Dernière nuit en ville. Vous faites la fête avant votre départ?
Tabi Gallo Barajına gidip ufak bir alem yapmak istiyorsan başka.
À moins d'aller à Gallo Dam pour une petite orgie.
İşte işte, alem yap.
Tiens. Fais une orgie.
Alem gereğince salon ve diğer odalar şehvet ateşiyle tutuşmuş olacaktır.
Le salon et les autres pičces seront chauffés.
Çok alem bir adamdır.
Il est d'une gentillesse!
Bobby alem adamsın.
T'as le chic pour tomber mal.
Alem mi yapıyoruz burada?
Vous vous croyez où? C'est pas une partouze!
- Alem yapıyorlarmış!
- Ils ont organisé une orgie!
Alem yapmayı severdi.
Il aimait boire.
Hepimiz alem yapacağız!
On va s'envoyer en l'air!
SÜREKLİ ALEM GELECEK ÇARŞAMBA GÖRÜŞÜRÜZ
UNE ORGIE SANS FIN "SEE YOU NEXT WEDNESDAY"
Düşman şu anda nefret saçarak ve imha etme arzusuyla yanıp tutuşarak alem yapmaktadır.
L'ennemi est en proie à une grande haine et à une soif destructrice.
EROS'UN TAPINAĞI SENELİK ALEM VE AÇIK BÜFE
TEMPLE D'ÉROS ORGIE ANNUELLE AVEC BUFFET
Alem yapacağız.
Ça serait amusant.
Biz alem yapmaya gidiyoruz.
On va s'éclater.
Burada alem böyle.
Tel est le monde qui nous entoure.
Ben ve tüm çocuklar için, her gece alem gecesi!
Moi et mes ribauds, on lève le coude chaque soir!
Cümle alem, 14 yaşını geçmiş biri bana selam verse, onu vuracağını bilir.
Tout le monde à Brooklyn sait que tu tueras ceux qui m'adressent la parole.
Koç sensin, ben burada misafirim. Alem senin şef.
- T " es le chef, je fais que passer.
- Alem yapmaya gitmiş veya bir haftalığına kaçamak yapabileceği bir kızla tanışmıştır.
Alors peut-être qu'il est allé se cuiter ou il a rencontré une fille qui vaut le coup de disparaître une semaine entière.
Alem nedir ki?
C'est quoi, "se beurrer"?
Bu adam ne yapıyor? "Seksen Günde Devri alem" mi?
- Il y a plusieurs restrictions. Qu'est-ce qu'il fait ce gars? II fait le tour du monde en 80 jours?
- Whoa! Alem yapacaksan, temiz olmak en iyisi. Uh-oh.
Quand on se goinfre, faut aller vomir.
Evlenmeye karar verdikten sonra, dünya alem hakkında ne söylermiş aldırmam bile.
Puisque je suis résolu à me marier, je veux regarder comme non avenu tout ce qu'on peut dire à l'encontre.
Gece bir suçluyla alem yaptığınızı söyleyin.
Vous comprenez?
Sen alem adamsın.
Te voilà bien avancé.