Allan traduction Français
820 traduction parallèle
Bu, kendisini şeytana tapma ve vampir hikayelerini araştırmaya adamış genç Allan Gray'in garip maceralarının hikayesidir.
C'est l'étrange expérience du jeune Allan Gray qui s'était plongé dans l'étude du culte du diable et des superstitions.
Allan Gray ; kendisine uğursuzluğun musallat olduğunu hissediyordu.
Allan Gray sentait une puissance inquiétante le gagner.
Allan Gray bir şeyden emindi :
Allan Gray avait au moins une certitude :
Burada, gözlerden uzakta iki kızı ve birkaç hizmetçisi ile yaşayan adam Allan Gray'in otelde gördüğü adamdı.
Coupé du monde, un vieil homme vivait avec ses deux filles et quelques domestiques. C'est de là que venait l'homme apparu à l'auberge.
Neredeyse Edgar Allan Poe'nunkilerle aynı.
Ils valent presque Edgar Allan Poe.
Çok feci.
Allan!
"Katilin metodları tanınmış ev ofis analisti Allan Middleton."
"Méthodes de meurtres par le célèbre analyste Allan Middleton."
Allan Cartwright'ın kayıp şaheserinin... tadını çıkaran tek kişiler olmamız çok üzücü.
C'est triste que nous soyons les seuls A apprécier le génie d'Allan Cartwright.
- Onu tanıyor musun? - Evet.
Vous connaissez Allan Cartwright?
Bana, Alan ile kendinden söz et.
Mais parlez-moi d'Allan et de vous.
Allan Cartwright sevdiğim tek erkekti.
Allan Cartwright Est le seul homme que j'aie jamais aimé.
Allan durgun bir isim.
Allan est un nom calme.
Allan Linton.
Linton.
Adım Linnell. Allan Linnell.
Je m'appelle Allan Linnell.
Şeker için teşekkürler Allan.
Merci pour les bonbons, Allan.
Allan 7 ve Trudy 6 yaşında.
Allan... 7 ans. Trudy, 6 ans.
Warren, Allan ve Trudy'ye ne olacağı sizin için önemli mi?
Sauf Warren, Allan et Trudy?
Allan Ekelund
Allan Ekelund.
İyi olmayan bir şey allanıp pullanmış.
C'est du réchauffé d'histoire médiocre.
Sadece Poe, Mr. Edgar Allan Poe orasını anlatıp, hakkını verebilir!
Cet endroit semble sortir d'une nouvelle d'Edgar Poe!
Allan dışarı fırladığında çaldıkları...
La polka qu'iIs jouaient quand AIIan...
Allan'ın ölümünden sonra kalbimdeki boşluğu doldurabilmek için tanımadığım insanlar ile birlikte oldum.
Après Ia mort d'allan, je me suis liée à bien des inconnus. C'était Ia seule chose qui semblait calmer mon cœur.
Bir gün kalkıp bir sabah gazetesi okursan, belki küçük haberler, halkın ilgisini çeken bazı yazıları farkedersin de, bu da seni biraz evvel bana attığın türden altına bulanmış, allanıp pullanmış palavralar atmana engel olur.
Si vous vous leviez assez tôt pour lire le journal, vous pourriez apprendre certaines choses d'intérêt général qui éviteraient à quelqu'un, à l'avenir, de fabriquer des histoires abracadabrantes comme celle que vous venez de me raconter.
Binbaşı Allan Gullion'ı heyetime dahil etmemin... mahkeme heyetince bir sakıncası var mıdır?
Je signale au tribunal l'adjonction du commandant Gullion au ministère public.
Fuara çıkarılmış ödül boğası gibi allanıp pullanmışsın.
Tu es beau comme un taureau qui va à Ia foire.
Ama gerçekler, Edgar Allan Poe öykülerinden çıkma fanteziler değil.
Des faits, pas des contes a la Edgar Allan Poe!
İmza, Allan R. Nealy, Eyalet hakimi. "
Signé : la juge fédérale.
Burada korkudan kan ter içinde öylece oturup, bir yandan da dilenci kadın ve kızının allanıp pullanmış deli saçması hikâyesini dinleyemem.
Je vais pas rester ici à avoir des sueurs froides et à écouter ces sornettes mielleuses sur la mendiante et sa fille. Ça suffit! c'est fini!
Tabii ki Edgar Allan Poe.
Edgar Allan Poe, bien sûr.
Edgar Allan Poe
Edgar Allan Poe "
Ezra, gel, otur.
LA MALEDICTION D'ARKHAM De Edgar Allan Poe Ezra, viens t'asseoir.
"bir piyano vardı, birinin gitarı olurdu, belki bir trompet." dedi.
- C'est bon. C'est bon, Allan. - Ouais.
Edgar Allan Poe, Bayan Kitka.
Edgar Allan Poe, Mlle Kitka.
"Gizemli ve Hayali Hikayeler Edgar Allen Poe."
Histoires Extraordinaires, d'Edgar Allan Poe.
- Dün. Plotumuz, Allan, Ralph'i Vegas'a uçuruyor.
Notre pilote, Allan, a ramené Ralph de Las Vegas.
Havaalanına vardıklarında, Allan uçağı bir kenara çekiyor.
Une fois qu'ils ont atterri, Allan gare l'avion au hangar.
Allan havuz kenarında.
Allan est au bord de la piscine.
- Allan Taggert.
- Allan Taggert.
Şimdi şu adam var, Allan Taggert.
Il a un nouveau pilote, Allan Taggert.
Ben aslında Allan'ı severim, ama iş sözkonusu olunca Bana gereksiz harcama gibi görünüyor.
Allan est gentil, mais en tant qu'avocat, je trouve que c'est une dépense futile.
Allan yüz vermedi mi yine?
On s'est encore fait rejeter par Allan?
Adı Allan Taggert idi.
Un certain Allan Taggert.
Allan çok güzeldi.
Allan était tellement beau.
- Allan'ı sen mi öldürdün?
- Vous avez tué Allan?
Allen ve ben, biz...
Allan et moi, on...
Herkes Allan ve beni kıskanıyordu.
Tout le monde était jaloux d'Allan et moi.
Evet, oydu :
Murph Allan.
Allan. "
Allan. "
- Ben Allan.
- C'est Allan.
- Murph Allan mı?
- Murph Allan? - Oui.
Murph Allen Short...
Murph Allan le Sage.