Almanlar traduction Français
2,391 traduction parallèle
Ama onlar Almanlar ve hâlâ savaştayız.
Ils sont allemands, et nous sommes en guerre.
Buna göre Almanlar eğer onbire kadar Polonya'dan çekilmezlerse onlara karşı savaş ilan edeceğimizi bildiriyordu.
d / c / 11 heures, sa volonte de ret / rer ses troupes de Pologne, nos deux pays sera / ent alors en guerre.
Bir yıl geçmeden Polonda, Norveç, Hollanda, Belçika ve Fransa istila edildi ve Almanlar Paris'e girdi.
Mo / ns dun an plus tard, la Pologne, la Norvege, la Hollande, la Belg / que et la France furent pr / ses de court et les Allemands entrerent dans Par / s.
Almanlar yüzünden endişelenmiyorum.
Ce ne sont pas les Allemands qui me font peur.
Gemilerimiz Almanların saldırması için hedef tahtası gibi.
Ces navires sont des cibles faciles pour les sous-marins.
Her durumda Almanlar eğlenecektir.
Les boches vont bien se fendre la gueule.
108. siper. "Almanlar kazdı, 1916'da biz aldık ve adını Bingo Crepuscule olarak değiştirdik." Niye adını Yipi-du koymadınız?
Tranchée 108, creusée par les allemands, prise par les nôtres en octobre 1916, rebaptisée
Onları soğuktan parmakları donan Senegallilerle Almanların altın dişleri karşılığında takas ettim.
J'en ai refilé à des sénégalais en échange de molaires en or d'allemands.
Almanlar el bombasını sevmezdi.
Les boches ont pas apprécié qu'on dézingue leurs zincs.
Beş mahkûmun cesedini geçtiğimizde Almanların makineli tüfekleri kurşun kusmaya başladı.
- on avait dépassé les cadavres des prisonniers quand les mitrailleuses se sont mises à cracher.
Almanlar bunu görürse, ölülerinden birini soyduğunu anlarlar.
- Si les boches te prennent avec ça aux pieds, ça se passera mal.
Bingo'nun karşısında, 90 metre uzakta Almanların siperi Erlangen vardı.
100 mètres plus loin, face à bingo, il y avait la tranchée erlangen des boches.
Nişanlın ağaca bir şeyler kazımaya başladı. Sonra Almanların Albatros'u geldi.
Ton fiancé s'est mis à graver l'arbre, et l'albatros boche est arrivé.
Bu düşmanlar da kim? Almanlar mı?
Qui est l'ennemi?
- Kimlerin? Almanların mı?
Les Allemands?
1904 yılında Almanlar tarafından bulunmuş.
Découverte par les Allemands en 1904.
Evet. Aynı zamanda Almanlar da daha iyi mizah duygusuna sahip olacaklar.
Environ au même moment que le premier allemand aura un sens de l'humour.
- Tamam, Almanlar.
Des Allemands.
Almanlar ve de tüm dünya için harika planlarım var.
J'ai voulu le bien des Allemands et du monde.
Bu 30 yıl boyunca, Almanlar için, sevgi ve sadakatle düşünmeyi, uygulamayı ve yaşamayı öğrendim.
Durant ces 3 décennies, j'ai réfléchi, agi et vécu dans l'amour et la loyauté envers mon peuple.
Almanların ikiye bir avantajı var.
Les Allemands sont à deux contre un.
Almanlar ilk raundda kaybediyorlar ve Average Joe şaşırtıcı bir şekilde kazanıyor.
Les Allemands perdent au premier tour et victoire sidérante d'Average Joe s.
Almanlar uçuşlarını erken bir saate alıyorlar.
Les Allemands repartent plus tôt que prévu.
Almanlar yeşil giyiyorlar.
L'Allemand est en vert...
Almanlar, Alman markına elveda dediler.
Les Allemands ont dit "auf wiedersehen" au Mark.
- Almanlar eşleştiremedi mi?
- Les Allemands ne peuvent l'identifier?
- Vay. Bir hikaye duymuştum. Almanlar Paris'i işgal ederken geri çekilmek zorunda kalmışlar.
J'ai entendu dire que quand les Allemands occupaient Paris et qu'ils ont dû se replier, ils avaient prévu de faire exploser Notre-Dame.
Orada Almanların durumu çok kötüydü.
Je comprends C'était pire, pour eux. Les Allemands
Almanlar, sivil bir grubun etrafını çevirdiler... köyünde, buradan çok uzakta değil.
Ça s'est passé dans son village, à Krupka. C'est tout près d'ici.
Almanlar dakiktir -
Les Allemands sont des gens ponctuels.
Lanet Almanlar!
Enculé de boche!
O zaman Almanlar sahilde.
Les Allemands sont près des côtes.
Telsiz Birimine göre Almanlar inanmış.
Les rapports des communications indiquent que Jerry a mordu à l'hameçon.
Almanlar ordularımızın doğuda olduğu yalanına inanırsa şaşarım.
Je serais surpris que Jerry croie vraiment que le gros de nos forces est à l'Est.
Almanlar olayı çözmek için Dieppe'e bir telsiz taburu gönderdi.
Les Allemands ont déplacé tout un bataillon de communication à Dieppe pour s'en charger.
Almanlar duyarsa hiç şansları kalmayacağını düşünmüş.
Ses chances sont minces sans faciliter la tâche aux Fritz.
Muharebe birlikleri Almanları meşgul edip çıkarma birliklerine yardımcı olurken General Spaatz güneye giden demiryollarını bombalayıp Rommel'in güney birliklerine destek sağlamasını önleyecek.
Les combattants couvriront l'assaut des plages et mitrailleront le mur de l'Atlantique. Le général Spaatz détruira le réseau ferroviaire au sud de la Manche pour empêcher Rommel de renforcer les défenses du sud.
Almanlar ortada kalsın.
Attirer les Allemands dans deux directions.
Haklısın. Üstelik o adamlara ihtiyacım var 30.000'ine de. Almanları kovalamak için.
Et j'ai besoin de ces 30 000 hommes pour mordre les talons des boches.
Almanları kovalamak için onlara ihtiyacım var.
Les paras doivent être sur leur dos pour les balader.
- Almanları kovalayan bir güç...
- On veut une force chez les boches...
Almanların dikkatini dağıtmak için paraşütçüler lazım.
Je compte sur eux pour détourner l'attention et soulager la vague d'assaut.
Almanlar tüm bölgenin savunmasını güçlendiriyorsa planör birliklerinin % 70'ini kaybederiz.
Peut-être. Mais si Jerry renforce toute la région nous perdrons 70 % des planeurs avant qu'ils ne sortent.
Birazı kurtulur ama sayıları Almanların dikkatini dağıtıp denizcileri rahatlatmaya yetmez.
Certains réussiront mais on n'aura pas le nombre escompté pour distraire Jerry et débarquer par la mer.
Yoksa Almanlar bana çullanır.
Sinon l'armée allemande aura les mains libres pendant l'assaut.
Almanları meşgul edeceğiz.
Jerry devra faire attention à l'arrière.
Biz İtalya değiliz. Almanları desteklemiyoruz.
Nous ne sommes pas l'ltalie ni les alliés des Allemands.
Almanların bu havada bir çıkarma beklemeyecekleri kesin.
Jerry ne s'attend pas à une invasion par ce temps.
Korkması gerekenler Almanlar.
C'est les Fritz qui devraient avoir peur.
Fransız şarabını sevmiyor değilim ama şu Almanlar nasıldır bilirsin. Savaşta Fransa'yı toptan sildiler.
C'est pas que j'aime pas le vin français, mais tu sais, les allemands ont anéanti la France durant la guerre.
Almanlar ve İtalyanların gelmesi an meselesi.
Ce n'est qu'une question de temps.