English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ A ] / Almıyorum

Almıyorum traduction Français

1,689 traduction parallèle
Luke, iş yerimde dangalak gibi kaba sözler kullanmak sana hiç yakışmıyor. Çünkü sadece iyiliğimden seni dava edip, donuna kadar almıyorum.
Il est mal venu de ta part de venir m'insulter en me traitant de "nigaud" dans mon établissement, Luke, parce que, laisse-moi te dire, que ce n'est que par pure bonté que je ne te poursuis pas pour te mettre sur la paille.
Bu hastaları almıyorum.
C'est des catastrophes. - Je ne les prends pas.
Herhangi bir koku almıyorum.
Je ne sens rien du tout.
Ben eroin yada onun gibi bişey almıyorum
Je ne prends rien.
Çörek almıyorum.
Je reçois pas de Petits-Beurres.
Babamı kanserden kaybettim. Hafife almıyorum.
Mon père est mort du cancer, je ne le prends pas à la légère.
Ve bu gece şapşallarla bakirleri almıyorum.
- Alors, dégagez les gars.
Ne zamandır ondan haber almıyorum.
ca fait longtemps que je n'ai plus de nouvelles.
Onu geri almıyorum.
Je ne l'accueillerai pas à nouveau.
Neden Vergi Dairesinin buraya el koyması için bir hafta daha bekleyip, sonra da senin teklif ettiğin fiyatın yarısına, onu özel bir açık arttırmada satın almıyorum?
Pourquoi n'attendrais-je pas une semaine que le fisc saisisse cet endroit. Alors, je pourrai l'acheter dans une vente aux enchères privée pour la moitié de ce que vous offrez?
Ben kilo almıyorum, Danny.
Je ne vais pas grossir, Danny.
Sadece emirleri senden almıyorum.
Mais j'ai pas d'ordre à recevoir de toi.
Yüksek mühendislik dersi almıyorum.
Je ne suis pas les cours d'honneur du programme d'ingénierie.
Sohbet edince puan almıyorum.
Je n'accorde pas d'attention aux banalités.
Sohbet etmek için para almıyorum.
Je suis pas payé pour discuter. On ne devrait pas reprendre le test?
Ben onları almıyorum bile.
Je les mets même pas.
Onu iki ay boyunca aradığını da göz önünüe almıyorum ve tek sebebi vatandaşlık alamamış olmandı.
Sans compter que tu lui as téléphoné pendant deux mois après ça, et ça s'est terminé uniquement parce qu'elle n'a pas pu avoir ses papiers.
Ben almıyorum.
Je me casse.
Başka insanları da işe almıyorum.
Je n'en ai pas engagé d'autres.
Ben de ağzıma almadığım sikler için övgü almıyorum.
On ne me félicite jamais de ne pas sucer des bites.
ve senden izin bile almıyorum.
- On est en route et je ne demande même pas la permission.
Onun için para almıyorum artık.
Kyle a été envoyé en foyer. On me donne plus d'allocation pour lui.
- Olmaz, almıyorum.
- Non, je ne l'achèterai pas.
Aslında, niçin ben almıyorum ki?
En fait, je veux bien le faire.
Çok uzun zamandır ilaç almıyorum.
J'en prends plus.
Barı satın almıyorum.
- Je n'achèterai pas votre bar.
İşte, söyledim ve geri almıyorum.
Et voilà, je l'ai dit et je ne ravalerai pas mes paroles.
Hiç bir elektronik devre sinyali almıyorum.
Je ne détecte rien d'électronique.
Pis bir iş, fakat bulaşma olduğuna dair bir rapor almıyorum.
C'est la merde mais aucune trace de contamination.
Neden gelip şimdi seni almıyorum?
Pourquoi je ne viendrais pas tout de suite?
Bu arada bundan bende keyif almıyorum. - Öyle mi?
Ça n'a pas été drôle pour moi non plus.
Bana kimlik göstermediğiniz sürece hiçbirşeyi askıya almıyorum.
Je ne vais pas attendre tant que vous ne me montrerez pas certaines choses. Ça vous dit que je vous montre quelque chose?
- Ondan emir almıyorum.
La vie de mon homme est en jeu Je ne suis pas ses ordres.
Başka bir şey de artık senden emir almıyorum.
Autre chose : je n'exécuterai plus vos ordres.
Almıyorum.
Non.
Seni örnek almıyorum!
- J'imite personne, moi!
Artık senden emir almıyorum.
Je ne t'obéis plus désormais.
Akşam yemeği kokusunu almıyorum.
Je ne sens pas le dîner.
Ben almıyorum. .
Ce n'est pas mon cas.
Artık kimseden emir almıyorum.
J'en ai marre de recevoir des ordres.
Acil serviste çalışıyorum. 14 yaşında hamile, aşırı dozda uyuşturucu almış halde geldiğinde orada olacağım.
Mais ne vous en faites pas, je travaille aux urgences, alors je prendrai soin d'elle quand elle viendra dans 14 ans, enceinte,
Bakıyorum altınını geri almışsın.
Je vois que vous avez récupéré votre or.
- Ben de bana uyuşturucu almış gibi bakan Phillip'e bakıyorum.
Et j'ai regardé Phillip qui me regardait comme si, comme s'il était sous l'influence d'une sorte de méthamphétamine.
Bu biletleri aylar önce, Lily ve kendim için almıştım ve şimdi benimle gidecek birini bulamıyorum.
J'ai eu ces billets il y a des mois pour Lily et moi et maintenant je n'arrive à trouver personne pour venir avec moi.
Ben inanamıyorum. Bir türlü aklım almıyor.
Je n'arrive pas à y croire.
Lafımı geri almıyorum.
Je ne me défile pas.
Anlıyorum, ona Sekreterler Günü için büyük bir çiçek almıştın değil mi?
Il paraît que vous lui avez acheté un bouquet pour la fête des secrétaires.
Vaktini almıyorum değil mi?
Y'a un problème?
Gördüklerimi ve söylediklerini aklım almıyor çok zorlanıyorum.
J'essaye... difficilement de convaincre mon esprit entre ce que vous avez dit et ce que j'ai vu.
Ben bunu gerçekten ciddiye almıyorum!
Je m'en moque!
Seni bu görevden alıyorum. Hayır, almıyorsun.
- Vous allez pas faire ça.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]