Altından traduction Français
6,621 traduction parallèle
Söyle, Sıska Adam'ı soymak kimin başının altından çıktı?
C'était l'idée de qui d'utiliser les ressources de Thin Man?
Artık masa altından para alma işlerini bırakmalısın dostum.
Alors, arrêtez de parler d'argent sous la table.
Ama çok sinir bozucu biriyle konuşmaya başlayacak gibi olursam masanın altından tekme at.
Mais si tu me vois en danger d'entrée dans une conversation avec quiconque de vraiment ennuyeux, dégage moi de la table.
Alex'in bu projenin altından kalkabilecek niteliklere sahip olmadığını düşünüyorum, neden olduğunu açıklayacağım.
Je ne crois pas qu'Alex soit capable de gérer ce projet, et je vous dirai exactement pourquoi.
İlk ay içerisinde benimki güvenli bölgenin 20 birim altından güvenli bölgenin 20 birim üstüne fırlamıştı.
Dans le premier mois à moi seul a sauté de 20 en dessous de la ligne de sécurité à 20 ci-dessus la ligne de sécurité.
Ben toprağın altından parayı çıkartacağım.
Je vais chercher l'argent.
Sabah sabah senin başının altından çıktı bu.
C'est toi qui en as parlé.
Merdivenin altından geçip, ayna mı kırmış bu kız?
Qu'est-ce qu'elle a fait, marché sous une échelle, cassé un miroir?
Sıradan insanların altından kalkamayacağı bir kahramanlıktır bu.
C'est le grand travail que les gens ordinaires ne peuvent pas faire.
Bir kutu dosya ve yatağımın altından bir kutu pudralı çörek. - Güzel.
Une boîte de dossiers et une de donuts en poudre de sous mon lit.
Maskenin altından mı gülüyorsun yoksa?
Êtes-vous en train de rire derrière le masque?
El altından yönetilen gizli bir timin kanıtı mı?
Des preuves d'un groupe secret?
Başka hiçbir yönetmen Eva Braun'un son günlerini anlatan bir filmin altından kalkamazdı.
Aucun autre réalisateur n'est assez doué pour faire un film sur les derniers jours d'Eva Braun.
Her taşın altından da Kelly Burkhardt çıkıyor.
Kelly Burkhard semble être partout.
Tabii iç çamaşırımı pantolonun altından giyiyorum.
A part bien sur que je porte mes sous-vêtements Sous mes pantalons.
Bu işin altından yalnızca üçümüzün kalkmasına imkân yok! Bu görevin biz üçümüze verilmiş olması birçok insanı kıskançlık krizine sokmuş olmalı.
C'est impossible qu'à nous trois... nous puissions gérer la situation. a occasionné beaucoup de jalousie.
Bütün bunlar öfkeli hormonların başının altından mı çıkıyor yani?
Tu dis que c'est entièrement à cause d'hormones intenses?
Ayrıca şu kanıt dediğin, bulmacanın gizemli bir şekilde çözülmesi... -... senin başının altından çıkmış olabilir.
Et cette preuve, cette ligne de mots croisés mystérieusement complétée...
Bilmiyorum. Bu borunun altından geçiyor. Bu borunun altından geçiyor.
Je ne sais pas.
Elimizde dağılan bilgiyi arayan bir Avrupalı ekip var,... ama şu ana kadar bu adamlar, saman altından su yürütüyorlar.
On a eu l'équipe européenne qui a jeté un oeil à l'information qu'ils ont reçu, mais jusqu'ici ces gars la joues perso.
- Bunun altından...
Je ne sais pas ce qui a rampé jusqu'à ton...
Ne? Rosa'nın başının altından çıkmıştır.
Rosa a dû faire ça.
Ayrıca eğer ona oy verirseniz, size altından bot kazanacağınızı söyledi.
Il dit aussi que si vous votez pour lui, vous aurez un bateau doré.
Hani şu bayıldığımı söylediğim kırmızı altından dalgalı olan mı?
La rose dorée avec les vagues que je t'ai dit que j'aimais? Oui, oui, c'est celui là. Jay.
Böyle bir planın altından sadece Tomas'ın kalkabileceğini biliyordu.
Il savait que Tomas était la seule personne capable de réussir un plan pareil.
Bu durum ; "Devenin çadır altından burnunu göstermesi".
C'est l'anguille sous roche.
Altından tek boynuzlu at ile tamamlıyoruz.
Nous sommes partis sur une licorne aux cornes d'or.
Benim halıların altından ve perdelerin arkasından fırlayan gizli servisim var.
Les services secrets sont sur le pied de guerre.
Biliyorum canım ama delilleri gözetim altında tutmak zorundayız ve sen mahkeme tarafından görevlendirilmedin.
Et si tu es innocente comme tu le prétends, alors pourquoi aurais-tu besoin d'un accord? Pour que je puisse sortir d'ici, Rusty.
Bundan sonra zorbalar tarafından baskı altında tutulmayacaksınız.
La dernière heure des tyrans a sonné.
Hemen kullanmak isterseniz, tam olarak kayıt altına alınacağından emin olacağım.
Si vous désirez le faire maintenant, je m'assurerai qu'il sera enregistré.
En azından sandalye verebilirlerdi bize. Bu borunun altında çömelmek zorunda kalmazdık.
Ils auraient pu au moins nous donner des chaises, on aurait pas eu à s'accroupir sous leur tuyaux.
Amerika'da son zamanlarda erkekler için günde dokuz tatlı kaşığı şekerden daha fazlasını yememeleri öneriliyor, bu kadınlar için ise altı tatlı kaşığından fazla değil.
Aux Etats-Unis, il a été récemment recommandé pour les hommes d'avoir pas plus de neuf cuillères à café de sucre par jour et les femmes pas plus de six.
... ters elle yakalıyor ve sonra savunmayı aşıyor. Muhteşem bir yakalayışın ardından savunma bloğunu alt ediyor...
attrape la balle et percute la barrière, bascule de l'autre coté après une réception fabuleuse...
gerçek katil tarafından altılarak suçu üstüne alıyor.
un pigeon bercé d'illusions qui a pris le blâme à la place du véritable tueur.
Altı yaşından küçük üç tane çocuğum var ve diğeri de yolda.
J'ai 3 enfants qui ont moins de 6 ans. J'ai un autre enfant en route.
Rapçi Pavlos Fyssas'ın öldürülmesi ve geniş çaplı protesto gösterilerinin ardından kodamanlar Altın Şafak'ı gemlemek zorunda kaldı.
Après l'assassinat de Pavlos Fissas et les énormes réactions, la classe politique est obligée de mettre un barrage à l'Aube Dorée.
Avrupa'nın büyük liderleri tarafından ona yarayacak biçimde şekillenen elverişli koşullar altında doğup büyümüştü...
Il naissait et il se développait dans les conditions favorables créées en sa faveur par les plus grands chefs européens.
Oh, Denizciliğin Altın Çağlarından nefret ediyorum.
Oh, je hais cet Âge d'Or de la Voile.
Her türlü, kendine veya başkasına tehdit oluşturmadığından emin olana kadar müşahade altında tutulmasını öneriyorum.
Dans tout les cas, je conseille qu'elle reste hospitalisée jusqu'à ce que nous sachions qu'elle n'est plus un danger pour elle-même ou pour les autres.
Ve Boreabble kafalarını çalmak için Janine'yi dükkanda yakmak zorunda kaldım. Yani diyorum ki bu kadar sorumluluğun altından nasıl kalkacağız?
Ça fait trop de responsabilités.
BoJack Horseman 1992'de Sir Paul McCartney'le yumruklaştığı için salondan çıkarıldığından beri ilk kez Altın Küre ödül törenine katılıyor ve ilk kez ödül kazanıyor.
C'est la première victoire de bojack Horseman et sa première venue aux Golden Globes depuis son expulsion en 1992 après s'être battu avec Sir Paul McCartney.
Ya da en azından ucuz sahte altın cildini yeşile çevirene kadar.
Ou du moins jusqu'à qu'il rouille.
Yarından itibaren İmparatorluk Sarayı'nın altıncı dereceden memuru olacaksın.
vous serez un officier de niveau 6 de la cour impériale.
- Bunu yapmanı kim emretti? Ne kimseden emir aldım ne de başka biriyle çalıştım! Hepsi benim başımın altından çıktı.
Qui en a donné l'ordre? à l'insu de mon plein gré. devrais-je questionner Lu Jianxing?
Korra Güney Kutbu'ndan altı ay önce ayrıldı.
Korra a quitté le Pôle Sud il y a six mois.
Önemli, çünkü insanlar bu uygulamanın altında yatan sebebin 11 Eylül'ün ardından yürürlüğe giren Vatanseverlik Yasası olduğunu anlıyor. Bu yasa hükümetin, geleneksel makul sebepler haricinde daha az şüphelenilen kişilerin de kayıtlarını toplamasına yetki veren kapsamlı bir izin kullanmasını sağlıyor.
Parce que les gens ont compris que la loi qui est à l'origine de ça, le Patriot Act voté suite au 11-Septembre, donnait déjà au gouvernement des pouvoirs très étendus pour obtenir des informations sur des gens avec un niveau de suspicion beaucoup moins élevé qu'avant.
Altına Hücum'dan * gelmiş gibi görünen bir adam tarafından ellenmeyi mi diyorsun?
Se faire maladroitement peloter par un type tout droit sorti de La ruée vers l'or?
En azından dört yaşın altındaki çocuklara uygun değil!
Oui, mais, au final c'est inapproprié pour un enfant de moins de 4 ans.
İIk başladığımda, senfonideki altı kadından biriydim.
Quand j'ai commencé, j'étais une des six seules femmes de l'orchestre.
Bu gözetim altında tuttuğunuz bir görgü tanığından mı geliyor peki?
Mais ça vient d'un témoin oculaire? Que vous avez sous bonne garde.