Anatole traduction Français
115 traduction parallèle
Alexandrine, Anatole France'ı biliyorsun, değil mi?
Tu connais Anatole France, n'est-ce pas?
Anatole sesime inandığını ve bana yardım edeceğini söylüyor.
Anatole croit beaucoup en ma voix et il va m'aider.
Anatole... Bana yardım ediyordu.
Anatole était en train de m'aider.
- Ben Operadan Anatole Garron.
- Anatole garron, de l'opéra.
Bir mahsuru yoksa, Anatole'un kalmasını tercih ederim.
Je préfèrerais qu'anatole reste.
- Ne kadar zarifsin, Anatole.
- Comme c'est gentil, anatole.
Anatole Garron ona yer açmak için bunu yaptı.
Anatole garron l'a fait pour laisser la place à cette harpie.
- Sevgili Anatole, bitirmedim.
- mon cher anatole, je n'ai pas terminé.
Önce sen, Anatole, Çünkü adınız A ile başlıyor.
Le a d'abord. À toi, anatole :
- Ama Anatole...
- Mais anatole...
- Ve Anatole Garron bariton.
- Et anatole garron est le baryton.
Çok üzgünüm, Anatole, ama bu akşam olmaz.
Je suis désolée, anatole, mais ce soir, je ne peux pas.
- Anatole da az önce yemeğe davet etti.
- Anatole vient de m'inviter à dîner.
Anatole!
Mais non.
Geliyorum!
Anatole!
Zavallı Anatole'un babaannesi. Ona ne oldu?
C'est la grand-mère d'Anatole.
Anatole iyi bir adamdı.
Comme c'est triste. Il était bien gentil, Anatole.
Zavallı Anatole'un babaannesi için. Şaka yapıyor olmalısın.
Pour la grand-mère du pauvre Anatole.
Şimdi bu iyi anlaşılsın. Prens Anatol'a karşı ben, 50 rubleye bir şişe romu ağzımdan çekmeden içeceğim. Pencerenin pervazına dokunmadan ucunda dengede duracağım.
50 "impériales" contre le prince Anatole Kouraguine que je bois toute une bouteille sans l'ôter de ma bouche, debout, sur le bord de la fenêtre sans me tenir à rien!
- Git Anatol, dikkatimizi dağıtacaksın.
Va-t'en, Anatole. Tu nous distrais et...
- "Seviştiğimizi biliyorsunuz."
- Nous nous aimons! - Mais Anatole Kouraguine...
Anatol'u sadece üç kere gördün.
Tu n'as vu Anatole que trois fois!
- Eminim. - Ben hala yapmamalısın diyorum.
- Anatole, je continue à te donner tort!
Demek Anatol Kuragin, Kontes Rostova'yla evlenme şerefini göstermedi.
Alors, Anatole Kouraguine n'a pas épousé la comtesse Natacha?
Ben Anatole Dukas, Şehrin polis şefiyim.
Je suis Anatole Dukas, préfet de la ville.
Anatole Ludwig Smith ya da Ludwig von Smith olsa bari.
Anatole Ludwig Smith ou Ludwig Von Smith, peut-être.
Alistair!
Anatole!
Anatole, indirme suratını bana.
Allez, Anatole.
Anatole, Fransa NATO'ya yeni dahil oldu.
Anatole. C'est pas comme si la France était encore à l'Otan.
- Anatole Kapa çeneni!
La paix, Anatole. Couché!
Anatole ha?
Anatole, hein?
Anatole, beni duyuyor musun?
Anatole, tu m'entends?
- Anatole, iyi misin?
Hé! Anatole! Ça va?
Geri sayım başladı Anatole.
Le compte à rebours!
Anatole, vagon'u ayır artık!
Anatole, vas-y, décroche le wagon!
- Aferin Anatole!
Bravo, Anatole!
Anatole çünkü.
C'est Anatole.
Parayı düşün Anatole!
Le fric!
Anatole!
Anatole!
Hep Anatoli'nin evini kullanmak biraz aşağılayıcı oluyor.
C'est humiliant de toujours aller chez Anatole.
"Anatoli Çerkasov ve Barbara Streisand."
"Anatole Cherkasov et Barbara Streisand."
İyi misin Anatoli?
Tu vas bien, Anatole?
Anatole'e bir daha Paulette'in bunu yapmasına izin vermemesini söyledim.
J'ai dit à Anatole... qu'il ne devrait pas laisser Paulette recommencer.
Anatole? Hadi bakalım.
Anatoli...
Oldu bil.
ça colle, Anatole.
Zavallı Anatole.
- Qui dit mieux?
Anatole'un babaannesi için.
Pour quoi?
- Yani iş halloldu mu?
- La grand-mère d'Anatole.
"Anatol."
Anatole. "
Anatole!
Anatole?
- Anatole!
Anatole?