Anneanne traduction Français
378 traduction parallèle
Bizim için endişelenmemelisin anneanne.
Ne te fais pas de souci pour nous, grand-mêre.
- Tamam anneanne.
- Oui, grand-mère.
Anneanne.
Grand-mère!
Özür dilerim anneanne.
Je suis désolée, grand-mère.
Onun odası değildi anneanne.
Ce n'était pas sa chambre, grand-mère.
Anneanne.
Grand-mère.
Ona anneanne demelisin.
- Tu pourrais la tutoyer.
- Anneanne, yeter! - Yaşlı bir ördek gibi davranma.
Tu es une vieille folle!
Seni sıcak tutması için. Teşekkür ederim anneanne.
Je vais à Hawaï avec Estelle la folle.
Merhaba anneanne.
Elle arrive.
Kendine iyi bak anneanne.
- À bientôt, mamie.
Anneanne olacaksın.
Tu vas être grand-mère.
Kahvaltı, millet. - Günaydın, anneanne.
Petit-déjeuner, tout le monde.
- Bunun için çok çalıştı anneanne.
- Il s'est donné un mal fou, Mamy.
Kes sesini, anneanne.
Mémé, ferme-la.
Düşün, anneanne oluyorum!
Je vais ìtre grand-mére!
Lisedeki eski kız arkadaşınız, anneanne olmuştur.
Une copine de lycée devient grand-mêre.
Anneanne... acıktım.
Grand-mére... J'ai faim.
Anneanne, resmime bakmak ister misin?
Mamie, tu veux regarder mon dessin?
Ama ben daha anneanne bile olmadım!
Mais je ne suis même pas grand-mère!
Anneanne araba süreceğim!
Grand-mère, je vais conduire!
Geliyorum, anneanne. Geliyorum.
J'arrive, grand-mère, j'arrive!
- Beni mi çağırdın, anneanne?
- Grand-mère, tu m'as appelée?
Yaşasın! Anneanne!
Chouette, on va voir mémé!
Eğer anneanne olacaksan, doğru düzgün yapmak gerekir.
Il faut ce qu'il faut à une mamie.
- Merhaba anneanne.
- Salut, mamie.
Biraz sonra, anneanne.
Une minute grand-mère.
Ken'in acelesi var anneanne. Şu zeytinleri halletsen?
Ken se dépêche grand-mère.
Anneanne mi olacağım?
Alors je vais être grand-mère?
anneanne'min evine döndüm ve bir saat önceye kadar, iş arıyordum.
Je suis retournée dans la maison de grand-mère et depuis une heure, je suis à la recherche d'un travail.
Anneanne Top Gun, çeneni kapayacak mısın?
Mamie Top Gun, ferme-la, tu veux!
- Evet. Anneanne, bu Henry Parker.
Grand-mère, voici Henry Parker.
- Henry'yi sevdiğini onun da seni sevdiğini gördüm. - Anneanne...
J'ai sais qu'Henry et toi, vous vous aimez beaucoup.
Ve o kadar çok hak ettiğin sevgiyi sana verecek birini bulunca beklemenin ne kadar zor olduğunu hatırlamayacak kadar yaşlı değilim. - Anneanne...
Je ne suis pas vieille au point d'avoir oublié la difficulté de résister à la tentation.
- Bence Henry tek başına da gayet iyi parlıyor anneanne.
Oh, mamie, je trouve qu'Henry est tout à fait brillant.
Bu kuralları sana güvenmediğim için değil, genç bir çocuğun cinsel dürtülen yüzünden koydum. - Tamam anneanne.
J'ai des principes et il faut se méfier de ces jeunes garçons fougueux.
- Son aylar çok zor geçti, anneanne.
Ces deux mois ont été durs.
- Kusura bakma anneanne ama hayatlarımızın nasıl olduğunu hiç bilmiyorsun.
Excuse-moi, mais tu ignores ce qu'on vit.
Anneanne, saatlerdir yoldayız.
ça fait des heures qu'on conduit.
Üzgünüm ama ikinci randevunun olacağını sanmıyorum anneanne.
Je ne pense pas qu'il y en ait un.
- Tam yağlı süt. Anneanne kaymak... seviyor.
- C'est du lait entier.
Anneanne güçlük çıkarmıyor ama gemiyi sıkı idare ediyor.
Oui. On plaisante pas avec l'organisation.
- Harika! - Düzenli! Bir gecelik de olsa, nasıl anneanne olunur biliyorum.
Quand on s'est vus, on a su qu'on le ferait comme des lapins.
Bir gecelik de olsa, nasıl anneanne olunur biliyorum.
Le temps d'une nuit, j'ai su ce que c'était que d'être grand-mère.
Anneanne bu tür gezilerinize hep katılır mı?
Elle participe souvent à ces sorties?
Selâm, Anneanne.
June, sois polie.
Anneanne daha iyi.
Madame va mieux.
Artık çok geç anneanne.
Trop tard, mémé!
Yakında görüşürüz anneanne.
On t'aime.
Merhaba, anneanne.
Bonjour, grand-mère!
- Anneanne!
- On peut rester ici? - Mamie. - Mon ange.