Antika traduction Français
1,340 traduction parallèle
- Elbette oturamazsın. O antika.
C'est une antiquité.
... bir arkadaşıma antika dükkanı açmasına yardım etmek için... 1967 de Paris'e geldim.
Je suis arrivé â Paris en 67. Pour aider un copain.
Her yıl antika çay takımının kırılma tehlikesini yaşıyoruz.
C'est tous les ans pareil, on trimballe le vieux service.
- Antika.
- Passons.
Antika demiştin, Dünya'da kullanılan uçuş modülü.
Tu as dit que c'était un antique "engin volant terrien".
Güzel bir antika.
Agréable antiquité.
Seninki gibi silahla yaralanmadım ama antika bir kılıcın yaptığı türden bir yaraydı.
On ne m'a pas tiré dessus comme toi... C'était une sorte de... très vieille...
Antika akik taşları sormaya başladı.
Il a posé une question sur des camées.
Antika.
Des antiquités.
Belki de antika bir tane istersiniz.
Peut-être un bureau antique.
Antika topluyoruz.
Nous venons chercher une antiquité.
Antika almak için burada değilsiniz.
Vous n'êtes pas là pour les antiquités.
Hatta, sessizce bekleyin ve hiç bir şekilde antika veya....... kutsal eşyalara ve süslere dokunmayın.
En outre... restez toujours discrets et ne touchez... ou ne déplacez aucun objet religieux ou ornemental.
Vücudumu ben de özlüyorum ama sonra bu antika vitrin mankenini buldum.
Mon corps aussi me manquait... puis j'ai acheté ce mannequin dans une décharge.
Yeni kaynaklara ihtiyacın var. - Kim'lerin antika dükkanına ne dersin?
- Et le magasin Antiquités chez Kim?
- Kimlerin antika dükkanı mı?
- Quoi donc, Antiquités chez Kim? - Il n'y a pas eu un incendie?
- Orası yanmamış mıydı? - En iyi arkadaşım Lane'in ailesinin Stars Hollow'da harika bir antika dükkanları var.
Le super magasin d'antiquités des parents de Lane à Stars Hollow.
Önce Kim'lerin antika dükkanına gideriz. Sonra her yeri gezeriz.
En allant à pied à Antiquités chez Kim, on voit tous les endroits importants.
Kim'lerin antika dükkanı.
Kim Antiquités.
Benim gitmem gerek. Annem antika almak istiyor.
On va y aller, maman veut courir les antiquaires.
Antika var mı?
Et un marché d'antiquaires?
Yaşlı bir kadının tavan arası antika ve mücevherle doluymuş.
Des antiquités et des bijoux qu'il vend pour une vieille.
Bu çok antika. Birinin parmağı kopmadan tamir ettirmeIiyiz.
Réparez ça avant que quelqu'un perde un doigt.
Ya da antika bir kitaptaki resim gibi.
Ou de gravure ancienne.
Harika bir antika sandık aIdım ama çok ağır.
J'ai acheté une commode qui pèse une tonne.
Çok antika adamdı.
Il était si drôle!
Antika mı?
Qui?
Kitty'nin şirketi antika satıyor, eğer istersen...
La boîte de Kitty vend des antiquités sur le Web, alors...
Antika bir İngiliz taşı tespit etmek için yardıma ihtiyacımız var.
On a besoin de déchiffrer des runes.
- Bu antika şapkaları takan yok artık.
Personne d'autre n'a de bonnet aussi taré.
- Sen takıyorsun ve antika değilsin.
Toi si. Et tu n'es pas taré. Comment je suis?
Çünkü bu antika birşey ve insanların onu kurcalamalarını istemiyorum
C'est une bagnole de collection, je veux pas...
Aspen'de kayak kulübesi, antika arabaları olan bir herif için.
Avec son chalet à Aspen et sa collection de voitures d'époque.
O, çok başarılı, bilgili ve tecrübeli bir uluslar arası antika satıcısı.
Il a très bien réussi, il est très cultivé et très raffiné. C'est un grand antiquaire.
Ve buna değer bir tek antika bulamadım.
Et je n'ai déniché aucun trésor.
- Rakip antika satıcıları!
- Des antiquaires concurrents!
Bu antika satıcısı işi paravan.
Antiquaire, c'est une couverture?
O bir antika, evlerde bulunan cinsten bir şey değil.
C'est une antiquité, on n'en trouve pas dans une maison.
İlgilendiğiniz şişeler çok güzel. Ucuzlar ama hepsi antika.
Si vous êtes intéressés par les verreries, c'est pas cher, mais c'est ancien.
Antika mı?
C'est un meuble de collection?
Bu bir antika, ama işe yaramak zorunda.
C'est une antiquité, mais il devrait faire l'affaire.
Ona bir resim çerçevesi verdin mi? Onunla temas kurmanın başka bir yoluydu herhalde, değil mi? Antika gibi bir şeydi.
C'est vous qui lui avez offert un cadre ancien?
- O antika.
- C'est un objet d'époque.
Antika bir İngiliz inanışına göre şu anda senden binmen bekleniyor.
En Angleterre, la tradition veut qu'on monte dedans quand il arrive.
Gerçek bir araba kullanamayacak kadar zayıfsın ve orta sınıf bir antika ile idare ediyorsun.
Jolie voiture. Je pigerai mieux d'ici. Hé, il m'arrive d'aimer ma voiture.
Pahabiçilemez bir antika-
Elle ne comprenait pas la situation.
Babamdan bana miras kalan antika tarım aletlerim var.
J'ai cette collection d'outils de fermiers antiques que mon père m'a léguée
CALLE DE LAMANO'DAKİ ANTİKA DÜKKANI.
ANTIQUAIRE DE LACALLE DE LA MANO.
Hani antika almaya gidecektiniz?
Je croyais que vous alliez chiner.
Biraz fazIa antika.
Trop rococo.
Kim'lerin Antika Dükkânı. Kapalıyız.
Antiquités Chez Kim.