Appelle traduction Français
85,982 traduction parallèle
Seni bir daha burada görürsem polisi ararım.
Si je vous revois ici... j'appelle la police.
Hayâl kırıklığına uğrattığım için üzgünüm dostum ama görev çağırıyor.
Désolé de te décevoir, mon ami, le devoir m'appelle.
Kimseyi arama.
Ne... n'appelle personne.
Asıl korkakları, bunu yapanları, gölgelerinin arasından çıkıp yüzünü göstermeye çağırıyorum.
J'en appelle aux lâches, à ceux qui ont fait ça, de se dévoiler et de montrer leur visage.
Adım Grace.
Je m'appelle Grace.
Kimse bana Dustin demez.
Personne ne m'appelle Dustin.
Bunu Zen ameliyat olarak adlandırıyorum.
C'est ce que j'appelle la chirurgie Zen.
Bir başkasının elçisi olarak arıyorum. Onlar bana çocuğunuzu bir daha görmek isteyip istemediğinizi sormamı istediler.
J'appelle de la part d'un tiers qui m'a demandé de vous demander... iAimeriez-vous revoir vos enfants?
- Instagram ve Facebook'a koyuyor. - Artık ismi Lily değil.
Elle s'appelle plus Lily.
Bay Playford'u aramadan önce sen ve kız arkadaşın neden kaçtınız?
Rentrez chez vous avec vos copines ou j'appelle M. Playford.
Christopher Sunday isminde bir hastaları varmıymış sor.
Trouve un patient qui s'appelle Christopher Sunday.
Onu tanıyorum. Adı Evie Murphy.
Je la connais, elle s'appelle Evie Murphy.
Adım Daniah Moabizzi.
Je m'appelle Daniah Moabizzi.
Seninde ifade vermenden memnun olurlar. Melbourne'da iyi bir işin olmadığını sanıyorum.
Ils aimeraient que vous fassiez une déposition, si rien d'urgent ne vous appelle à Melbourne.
Adı Tanrı.
Il s'appelle Dieu.
Adım Kevin,... bunun çılgınca geleceğini biliyorum ama Avustralya Başbakanı siz değilsiniz.
Je m'appelle Kevin. Je sais que ça va vous paraître dingue. Mais vous n'êtes pas le Premier ministre australien.
Hala oraya Miracle diyorlar mı?
On l'appelle encore Miracle?
Telefon hakkımı sana harcamak istediğimi mi sandın?
Tu penses que je t'appelle pour le plaisir?
Suşi sipariş veririz, şarap açarız, sonra o arayınca...
On va manger des sushis, boire du vin et quand il appelle...
Merhaba derdim Titus ama sesimi Fransızların "oyunun performansı" dedikleri şey için saklıyorum.
Je te dirais bien bonjour, mais j'économise ma voix pour ce qu'on appelle "la performance d'acteur".
Parayı getirmezsen Bin Halid'in adamlarını ararım.
C'est pas mon problème. Tu m'amènes l'argent ou j'appelle les hommes de Bin-Khalid.
İçeri girdiğimde seni ararım.
Je t'appelle quand je serai à l'intérieur.
- Seni sonra ararım.
Je t'appelle plus tard. Attends, Eric.
Polisi ara yeter.
Alors appelle la police.
- Harris'i ara.
- Appelle Harris.
- Yap dedim sana! Hemen.
- Appelle-le tout de suite!
Ben, şimdi onları arıyorum.
Je les appelle tout de suite.
ATB'yi aramamız gerek.
Faut qu'on appelle la CAT.
Sana neden Naseri diyor bu?
Mais pourquoi il t'appelle Naseri?
Bak, beni ona tüm olanları açıklamak için kullanamazsın.
Appelle-là maintenant.
En kısa sürede seni arayacak.
Il t'appelle dès qu'il peut.
Ben Rebecca Ingram.
Je m'appelle Rebecca Ingram.
Adı Hamed'di.
Il s'appelle Hamed.
Benim adım Eric Carter.
Je m'appelle Eric Carter.
Naseri adında kimseyi tanımıyorum.
Je ne connais personne qui s'appelle Naseri.
Ara onları, Naseri.
Appelle-les, Naseri.
Aslında sizi uyarmak için çağırıyorum.
Je vous appelle pour vous prévenir.
Ama sana başka bir şey hakkında sesleniyorum.
Mais je vous appelle pour autre chose.
Benim adım Eric, ve sana yardım etmek için buradayım.
Je m'appelle Eric, et je suis là pour t'aider.
Ara, benim adım Eric.
Ara, je m'appelle Eric.
Ama yok, büyükannenin yanına gömülecek.
- Ça s'appelle une crémation et non, il sera enterré à côté de ta grand-mère.
Bu arada ben Neil Wiston. Imir.
Au fait, je m'appelle Neil Wiston.
Beth, 20 dakikada bir Ted arıyor.
- Ted m'appelle toutes les 20 minutes.
Ben İmir Shah.
Je m'appelle Imir Shah.
Adı neydi?
comment s'appelle-t-elle?
Bunu yapamazsın. Öyle mi?
- J'appelle la police.
Ben Jela. - Merhaba.
Je m'appelle Jela.
Ronald Reagan da aynısını yaşadı ama onu koruması için ordunun süvari birimlerine çağrı yaptı mı?
Comme Ronald Reagan. Est-ce qu'il a appellé la cavalerie pour le protéger?
Neyi Sayın Başkan? Bana öyle demekten vazgeç!
M'appelle plus comme ça!
Adım Eric Carter, eski ordu mensubuyum.
Je m'appelle Eric Carter.
Sabah seni ararım.
Je t'appelle dans la matinée.