Arayacak traduction Français
1,751 traduction parallèle
Bir aile terapisti önerdim, gerekirse beni arayacak.
Je leur ai recommandé un psy. Et je leur ai donné mon numéro, s'ils voudraient me parler.
- Arayacak başka biri olsaydı...
Si j'avais pu appeler quelqu'un d'autre...
Görev gücü, Neil Perry'yi Buz Kamyonlu Katil'in cinayetleriyle ilişkilendirecek delilleri bulmak üzere karavanı karış karış arayacak.
L'unité devra fouiller de fond en comble la maison pour des preuves liant Neil Perry aux meurtres avec le camion frigorifique. Il nous faut des preuves cette fois, les gars.
Ürünlerimizden satmak için onları arayacak elemanlara ihtiyacım var.
Oui, quelqu'un va devoir les appeler.
Evan, detayları konuşmak için sabah seni arayacak.
Evan va t'appeler demain matin pour rentrer dans les détails.
Washington, Styles'ı arayacak mı, ya da ne zaman arayacak bir fikrimiz yok.
Nous ne savons pas si Washington va appeler Styles.
- Eğer birisi arayacak olursa, ben yokum.
Si quelqu'un appelle, je ne suis pas là.
Tahmin edin kimi arayacak.
On devine à qui il va téléphoner en sortant.
Tatlım, Seth arayacak ve işe yarar bir şeyler ögrendikten sonra harekete geçeceğiz.
Chérie, Seth va nous rappeler, Et quand nous aurons des informations valables, on pourra faire quelque chose.
Polisi arayacak mıymış?
Elle va appeler les flics?
- Sence adamı arayacak mı? - Hayır, bir kızın böyle bir sorumluluğu beraberinde getirecek konuşmayı yapması daha uzun zaman alır. Babayı?
Vous pensez qu'elle appellera le type, le père?
Meraklanma, makina seni cebinden arayacak.
- T'inquiète. La machine te préviendra sur ton portable.
- Beni arayacak mısın?
- Tu m'appelles plus tard?
Beni arayacak mısın?
Tu me rappelleras?
Sana anlattığım her şeyi düşünüp beni arayacak mısın? Lütfen.
Tu penseras à ce que je t'ai dit et tu m'appeleras?
Nora, arayacak.
Nora, il appellera.
Arayacak.
Il appellera.
Sana söz veriyorum, arayacak.
C'est sûr. Il appellera.
- Arayacak.
Il va t'appeler.
Eğer evimizde yangın çıkarsa, 911'i arayacak kadar bizi sevmelerini istiyorum. - Gerçek sebep bu.
Si on a un incendie, je veux être sûre qu'ils nous aimeront assez pour faire le 911.
Birini arayıp ağlamak istediğini biliyorum ama arayacak kimsen yok.
Je sais que tu voulais téléphoner à quelqu'un et pleurer, mais tu n'avais personne à appeler.
Şirket seni tekrar arayacak.
L'agence fera encore appel à vous.
J.J., Prentiss'i alman gereken yer için seni arayacak.
Les enfants. J.J., Prentiss va t'appeler pour savoir où récupérer Jane.
Tekrar arayacak mısın?
Tu me rappelles, hein?
- Yani arayacak mısın?
- Tu m'appelles? - Bien sûr.
Yani bizi arayacak mısın?
Vous nous rappelez?
Brucey'i arayacak ve ona yeni nişanlını tanıştıracağını söyleyeceksin.
Tu appelles Bruce et lui dis que tu veux lui présenter ton nouveau fiancé.
Merkezden biri seni arayacak.
Quelqu'un du Q.G. vous appellera. C'est super.
Teşekkürler. - Beni arayacak mısın?
Tu m'appelles?
Onu alınca beni arayacak mısın?
Tu m'appelleras quand tu l'auras?
Brennan arayacak dememiş miydiniz?
Je croyais que vous disiez que Brennan allait appeler.
Birazdan, inanılmaz derecede komik boyuttaki stajyerimiz, vücudunuzda kene ısırığı arayacak. Ufaklık!
Maintenant, cette interne à la taille rigolote va chercher une morsure de tique sur votre corps.
- Öyleyse, onu arayacak mısın?
- Alors, tu ne vas pas l'appeler?
Onu cep telefonuna bağlayın,... ve uzaktan takipli alarm setiniz hazır. Hem de bela durumunda sizi arayacak cinsten.
Relier à un portable, et vous avez un système d'alarme à distance qui vous appellera s'il y a un problème.
Evet, tekeri zemini oturmadan,... FBI'da hangi bağlantısı varsa onu arayacak.
Ouais, il va être au téléphone avec n'importe quel contact au FBI qu'il a avant que son pneu ne soit à plat.
Beni arayacak mısın? Evet tabi.
- Tu m'appelles plus tard?
Her ne yapıyorsa, her neredeyse gece 12'de arayacak.
Quoi qu'il fasse, où qu'il soit, il m'appellera à minuit.
- Arayacak diyordun hani?
Je croyais que tu en étais sûre.
Yani, seni arayacak.
Il va donc t'appeler.
Laboratuar bizi arayacak ve diyecekler ki kedilerin boğazındaki kesik izleri Josie'deki izlere uyuyor.
Le labo va dire qu'ils ont relié les marques sur les chats à celles de Josie.
-... bil bakalım kim araba arayacak?
- devine qui a besoin d'une nouvelle?
Evet, arayacak mısın?
Ouais. Tu vas l'appeler?
Onu arayacak mısın?
Tu vas l'appeler?
Ve emin ol avukatım seni arayacak.
Tu vas avoir des nouvelles de mon avocat!
Ben gideyim artık. Beni sonra arayacak mısın?
Appelle-moi.
Avukatım beni arayacak.
Mon avocat m'appelle déjà.
Tekrar arayacak ve eğer yaptığı bu tehdidin ardından bir şey olmazsa,..
Il doit rappeler.
Geri arayacak.
Il va rappeler.
Onu sadece tatillerde görebileceğim... sadece paraya ihtiyacı olduğunda arayacak.
Je ne le verrai que pendant les vacances.
Hemen şimdi patronunu arayacak ve benimle konuşturacaksın.
Appelez votre boss.
Beni arayacak mısın?
Tu m'appelleras?