Arpa traduction Français
183 traduction parallèle
Bir damla arpa beni kendime getirir.
Une goutte de whisky m'irait très bien.
Arpa peyniri bilir misin?
Un bakchich.
Olur da geçen haftaki manitaya rastlarsam, bir tomar arpa harcayabilirim.
Une rentrée de blé me fera pas de mal, j'ai rencontré une souris.
Burada yeterince uzun dursakda arpa ezmemi ısıtıp damıtma aletimi çalıştırsam.
Si j'avais seulement le temps de chauffer mon alambic à whisky!
Fark ettim ki iki hafta içerisinde bir arpa boyu yol alamam.
Bien sûr, en deux semaines, je n'aurai pas le temps d'approfondir.
Bu arpa hemen hemen olgunlaşmış.
Ils sont bien mûrs!
Bu erken olgunlaşan arpa, bizim dağın ekini sonra olgunlaşacak.
Ici, ça pousse plus vite. Pas comme chez nous.
Bu çiftçiler çok fakir arpa yiyorlar.
Ils ne mangent que du millet.
Bu çiftçiler ne yer biliyor musun? Arpa.
Savez-vous ce qu'ils mangent?
İlk kez arpa pişirdim.
J'ai goûté du millet pour la première fois.
Bana göre, Bay Hadley, dünyanın en zengin adamı olsaydım, böyle bir yere oturup arpa suyu içmezdim.
Il me semble Mr.Hadley que si j'étais l'homme le plus riche du monde que je ne serais pas assis là à boire du maïs cru.
- Bu arpa suyunu tercih ederim.
- Je préfère les bouteilles de maïs.
- Bana bir şişe arpa suyu getir.
- Donnez-moi une bouteille de Bourbon.
Aslında pirincin bitmişse, her zaman arpa vardır.
Elle s'est juste trouvée là, quand il a eu besoin de quelqu'un.
- Viski, bir de su. Her zamanki arpa suyundan almayacak mısınız?
Un whisky.
Arpa şırası kokmamalısın
Et ne devrez pas sentir la friture
İçkisini sek içmeyi sevenler içinse sekiz şişe Kentucky viskisi,.. ... beş şişe arpa viskisi, beş şişe de İskoç viskisi ayarladım.
Et pour ceux qui aiment les alcools forts, j'ai huit bouteilles de Bourbon, cinq bouteilles de whisky, cinq bouteilles de scotch.
Toprağa biraz daha erken arpa ekmeye başlayacağımı biliyorsun sanırım.
Tu sais, je crois que je vais commencer à semer de l'orge précoce sur le terrain.
İşte al, yol için sana biraz kuru ekmek ve arpa veriyorum.
Voila un peu de pain s ch et de l'orge pour votre voyage.
Burada sadece arpa ekinleri var.
On se contente de cultiver l'orge.
Gereksinimler : Yulaf, arpa, havuç.
Besoins : avoine, orge, carottes
Tadı arpa suyu ve şarap gibi.
Ca a le gout d'alcool de céréales et de chardonnay.
Tuzlu yag gerekli bes kilo kurutulmus et, atlar için de on kilo arpa.
II nous faut dix livres de lard... Dix livres de bœuf séché, vingt livres d'avoine.
Kilerden, arpa ve mayadan yapıldım.
De la cave, je suis faite de malt et de houblon.
Evden eczaneye olan yolun uzun olduğunu düşünebilirsiniz, ama bu uzay için sadece bir arpa boyudur. Dinleyin, ve böyle devam eder...
C'est de la gnognote comparé aux dimensions de l'espace.
Beş taneli vardır, buğday, arpa, yulaf, çavdar ve arpa!
Je sais. Riz, blé, avoine, orge, seigle.
- Bir çeşit cam parçası arpa kalıntısıyla kaplı.
- Des fragments de verre... couverts de résidus d'orge.
Ayrıca arpa taneciklerinin halıdaki leke izleriyle uyuştuğunu da söylüyor.
Et des résidus d'orge ressemblant aux marques du tapis.
Arpa mı?
- De l'orge? - Mm-hm.
Ne hissettiğini çok iyi biliyorum, o yüzden sana arpa suyu getirdim.
Je sais exactement ce que vous ressentez, aussi vous ai-je apporté une bouteille d'orgeat.
"'ve üç ölçek arpa bir dinara...
" trois d'orge pour un denier...
Ekmeğe bulanmış ve kızarana kadar sote edilmiş taze hani balığı. Tereyağı, arpa soğan karşı konulamaz Dijon hardalıyla.
Du mérou bien frais, légèrement pané, que je fais revenir dans du beurre, du citron, des échalottes... et un soupçon de moutarde de Dijon.
" Ve o bir rüyadaymışcasına altın arpa denizinin ortasında dolaşıyor,
"et elle errait, comme en rêve, " dans cette mer agitée d'orge doré, parsemée
Gelincikler ve bir arpa tarlası var.
Il y a des coquelicots. Et un champ d'orge.
- Az biraz arpa yeter de artar bile.
- Une poignée d'orge me suffit.
Elini arpa fıçısının içine soktu.
Il avait trimé dans ces marmites. Il n'avait plus de peau.
Arpa ağzımda kötü bir tat bırakmaya başlamıştı.
Le maïs bouilli me laissait un goût amer.
Şu masalardan birine geçebilir miyiz? Arpa çok yakın değil miyiz?
Pourrions-nous avoir une table éloignée de la harpe?
Sentetik arpa.
De l'eau de rinçage synthétique.
Arpa işinde çalıştınız mı hiç?
Vous avez déjà fait les récoltes d'orge?
Benim ekipte iki adam var, arpa çuvalıyla saman yığınını ayırmazlar.
Dans mon équipe, j'ai deux incapables infoutus de reconnaître un sac d'orge.
Yiyecekleri sayayım ; mısır, arpa, yulaf, sarımsak, soğan, hardal badem, fasulye, bezelye, barbunya, maydanoz, enginar, kıvırcık salata çay, beziryağı, biber, kestane, som balığı, sardunya, ton balığı süt albümini ve kazein, gravyer peyniri, parmesan peyniri provolone peyniri, Hollanda peyniri, İtalyan damarlı peyniri ve domuz.
Ces aliments sont : ma ¨ ¨ i ¨ ¨ s, orge, avoine, ail, oignon, moutarde, amande, haricot, soja, petit pois, fève, artichaut, laitue, thé, houblon, poivre, châtaigne, saumon, sardine, thon, lait de vache, caséine de vache, de chèvre, gruyère, gorgonzola, fromage hollandais et charcuteries.
Hiç bu kadar arpa suyu gördünüz mü?
Pourquoi est-ce que la vie est à chier?
Demek istediğim, eğer tavuk çorbası ya da matzo ball * * * hatta mantarlı arpa çorbası bile alsa, senle aynı düşünürdüm.
S'il avait pris une soupe au poulet, aux boulettes, ou champignons à l'orge, d'accord.
İlk arpa sevkiyatını yola...
Je peux vous envoyer la première livraison d'orge dans...
ARPA'da çalışan D. Cahill isimli bir mühendis var.
Je pense à Dennis Cahill, un ingénieur de l'armement.
Arpa? Nasıl bir partide arpa yenir?
Dans quelle fête sert-on de l'orge?
Arpa?
Argent?
Her zamanki arpa suyundan ver.
Pas la plus chère.
Arpa çuvallarıyla barikat kurun.
Qu'il le fasse.
Dağın alçak yamaçlarında, arpa ve çavdar yetiştirilen küçük tarlaları ve aşağı dar vadilerdeki çayırların yeşil örtüsünü görebiliyordum.
Au fond des étroites vallées, quelques prairies verdissaient.