Arılar traduction Français
1,886 traduction parallèle
- Yine de... Arılar ortadan kayboldu.
- À part... la disparition des abeilles.
Arılar mı kayboldu?
La disparition des abeilles.
Arıların kayboluşu.
La disparition des abeilles.
Arıların kayboluşu!
- La disparition des abeilles!
- Yani, arılar da mı uzaylı?
- Les abeilles sont des aliens?
Şayet göçmen arılar tehlikeli bir şeyin geldiğini hissedip kaçtılarsa...
Pas toutes. Mais si les abeilles ont senti un danger et se sont échappées...
Tandocca Ölçeği, göçmen arıların kullandığı taşıyıcı sinyallerin dalga uzunluğu silsilesidir.
Ce sont des ondes portant un signal. Infiniment petites, invisibles!
1926'da hâlâ arılar var.
1926 et ils ont encore des abeilles.
Bir çeşit hobi filan mı, bilemiyorum.Bir sürü arıları var.
Oui, c'est leur passion. Ils ont plein d'abeilles.
Arılar, gittiler.
- Lesquelles? - Les abeilles. - Elles sont parties.
Şimdi tüm arıları öldürmemiz gerekecek.
Maintenant, on va devoir tous les tuer.
Ama o gün, bazı arılar yüzünden ağır olan yürüyüşleri, bir kurtulma macerasına dönüşmüştü.
Mais ce jour-là, à cause d'abeilles enragées, la promenade se transforma en fuite.
Ve arıların musallat olduğu tek yeni Camdenlı Darnell değildi.
Et Darnell n'était pas le seul nouveau venu harcelé par les abeilles.
Katil arılar! Katil arılar!
Des abeilles tueuses!
Katil arılar hariç.
Sauf des abeilles tueuses.
Katil arılar Camden'a akın ettiğinden içerde kalıp karımın kuzenimle koklaşmasını ve sırt çantasının arabamdan daha değerli olduğunu izlemek zorunda kalmıştım.
Pendant que ces abeilles envahissaient Camden, j'étais condamné à regarder ma femme faire des mamours à mon cousin et son sac à dos plus cher que ma voiture.
Arılar John'umla benim etrafımızı sardı.
Un essaim d'abeilles nous a attaqués.
Bu arılar tam bir orospu.
Quelles salopes, ces abeilles!
Arılar Texas'a doğru yoldalar.
Elles sont en route pour le Texas.
Yani Chelsea Cutler step dersinden sonra arılarıyla mı ilgileniyormuş.
Donc après son cours de claquette, Chelsea Cutler s'occupait d'abeilles.
Ve öğrencilerimin tamamlaması gereken ilk alıştırma kraliçe arılarıyla yüzleşmektir.
Le premier exercice que je leur donne, c'est la confronter.
Arılar, karıncalar ve termitler gibi gerçek sosyal böcekleri bilirsiniz.
Ils sont eusociaux comme les abeilles, les fourmis et les termites.
- Arılar nerede?
- Et les abeilles?
Bütün arılar ölmüş.
Elles sont toutes mortes.
Evet, genç bayan. Arılar ölüyor.
Les abeilles meurent jour après jour.
Hiçbir adam, arılarından uzun yaşamamalı.
Aucun homme ne devrait perdre ses abeilles.
Baba, bir şeyler yapmak zorundayız. Tüm arılar ölüyor.
Papa, on doit faire quelque chose, toutes les abeilles meurent.
Hayır olamaz, arılar yok mu?
Non, pas les abeilles!
Ama baba, arılar çiçekleri polenler.
Les abeilles pollinisent les fleurs.
Arılar olmazsa bal da olmaz.
Sans abeilles, plus de miel.
- Solucanlar, arılar, keneler, pireler.
- Vers, abeilles, puces.
Çok uzun sürmeyecek, ama onlar yaşanabilir bir çevre bulana kadar bu sakal arıların tek umududur.
Ça durera pas. Tant qu'elles n'ont pas un autre habitat, cette barbe est le seul espoir pour ces abeilles.
Aslında, arılar kümelendiklerinde nadiren ısırırlar.
Les abeilles piquent pas si elles sont en groupe.
- Baba, arıları yeme!
- Papa! Mange pas les abeilles!
- Onlar sadece erkek arılar, Lisa
- C'est juste des faux bourdons
Dinle, Lisa. Ben senin arılarına yardım etmek için, bir yol düşünmeye çalışıyordum. Ve şehrin dışında ki şu terk edilmiş serayı hatırladım.
J'étais en train de penser à la manière d'aider tes abeilles, et je me suis rappelée de cette serre abandonnée hors de la ville.
Arıların bu eski serada bol miktarda odaya sahip olacaklar.
Tes abeilles pourraient avoir de la place dans cette vielle serre.
Orası şehrimizdeki arıların hayatta kalabildiği tek yer ve Bay Burns orayı yıkmak istiyor.
Il n'y a qu'un seul endroit ici où les abeilles peuvent survivre, et M. Burn veut le démolir.
Size sadece arıları korumayı sormuyorum.
Je ne vous demande pas de sauver les abeilles.
Senin arılarınla ilgili yanlış olan nedir, Lisa?
- Elles ont quoi, tes abeilles, Lisa?
Eğer biz Lisa'nın arılarını onlarla birleştirebilirsek bu onları her çevrede yaşabilecek kadar güçlü yapabilir.
En les combinant avec celles de Lisa, elles pourraient survivre à tout environnement.
Lanet aptal eşek arıları!
Putain de guêpe!
Connor'ları arıyorum.
- Je cherche les Connor.
İnşaa edecekleri sunucu ağı için yatırımcılar arıyorlar.
Ils cherchent des investisseurs pour leur parc de serveurs.
Teğmen! Hacıları arıyorum.
Je cherche des arbis.
- Siz Amerikalılar, burada ne arıyorsunuz?
- Pourquoi êtes-vous ici?
"Arı vızıltılarını duyana kadar yürü."
"Marchez jusqu'à la ruche."
Patlayıcılarının etkisini maksimuma çıkaracak bir hedef bölgesi arıyordun.
Vous cherchiez l'endroit idéal pour placer vos explosifs.
Bazıları başka bir şey arıyor olabilirler.
Oh, je le sais, mais crois-moi, ce n'est pas la partie la plus dangereuse de mon job.
Elimde kartonla sokakta iş arıyordum. Taylor'lar beni aldı.
J'étais dans la rue avec ma pancarte, cherchant du travail...
- Arılar.
- Abeilles.