Aynısından traduction Français
1,240 traduction parallèle
- Aynısından bir tane daha.
- Même chose.
Bırak, Altan! - Vay! Bak şunun aynısından kullandım ben.
- Tu vois, j'ai déjà conduit ce modè le, c'est tres rapide.
Ben de aynısından alacağım.
J'en aurai une comme ca.
Mutfakta fareler için kullanılan zehrin aynısından sindirim sisteminde bulduk.
On a trouvé de la mort-aux-rats dans son système digestif.
- Martin, sen Hindistan cevizinden radyo için çizim yap. Mümkün olursa aynısından Nintendo da çiz.
- Occupez-vous de la nourriture... pour le grand festin de ce soir.
Aynısından. Buraya gel.
Pareil.
- Ben de aynısından istiyorum.
- Le Queen Anne. Je l'ai trouvé.
Bunun aynısından okul otobüs -
Mais avec le bus de l'école...
Aynısından bir tane daha alayım, Bary.
- La même chose, Barry.
- Aynısından mı?
De l'eau qui sémille?
Aynısından.
Même chose.
Ya sizin için, Albay? Aynısından mı?
Pour vous aussi, je suppose?
Belki elinde aynısından başka vardır.
Il en a peut-être d'autres.
O leğen değil, taharet küveti ve bahse girerim yakında Kraliçe de aynısından bir tane alır.
Ce n'est pas un lave-mains, mais un bidet. Je te parie que bientôt la reine en aura un comme le mien.
Kötü değil. Aynısından almayı düşünüyordum.
Il doit en rester un.
- Aynısından. Sana yardım edeyim.
Je t'accompagne.
- Bende aynısından.
Même chose.
- Dort tane aynısından?
- Quatre comme d'habitude?
Peggy'de de aynısından var.
Il est pas génial? - Peggy a le même
- Sen de aynısından mı almak istiyorsun?
- Tu veux la même?
Hey, bende de aynısından var.
Le vôtre clignote aussi?
Aynısından bendede var çok kötü bişey değil.
J'ai la même chose. C'est rien. Ce sont des plantes toxiques.
- Aynısından ister misin?
- Tu veux le même cahier?
Bulutlardan bir yol belirdi! Aynısından Gökyüzü Adası'nda da vardı! Sen de mi yapabiliyorsun artık?
Pour sa défense, c'est du cinéma, Reagan.
- Mary'de de aynısından var.
- Mary a le même.
Cheryl senin aldığın bileziğin aynısından -
Cheryl a acheté le même bracelet que toi...
- Ne içersen banada aynısından.
- Je prends la même chose que toi.
Aynısından olsun.
- La même chose.
Aynısından daha fazlasını bekliyorum.
- J'espère que cela continuera. - Vous ne serez pas déçue.
Çocuğa geçen yıl aldığımın aynısından alacağım.
Je vais offrir au môme le même truc que l'année dernière :
Aynısından.
Exactement comme l'autre.
Endişelenme çünkü mısır gevreğimiz, kekimiz, vafılımız ve marmelatımız, jölemiz ve reçelimiz, ki aynı şeyler olduklarından eminim...
T'inquiète pas... on a aussi des céréales, des muffins, des gaufres... confiture, gelée et marmelade. Pour moi, c'est kif-kif.
O toplumsal bir rüya. Herkesin belleği aynı. Herbiri kendi bakış açısından,
Chacun voit les mêmes images de son propre point de vue.
Birbiriyle bağlantısı olmayan sekiz satıcı aynı anda aynı yerde? Birisini arayan birisi tarafından hepsine telefon edilmiş.
Huit dealers de réseaux différents au même endroit, tous avertis par téléphone.
Ve Bobby'nin babasının ayak bileğinde bulduğun iz, bir kök tarafından yapılmış olabilir. Karin'in babasını mezarından çekenle aynı kök.
Et l'hématome du père de Bobby a pu être causé par les racines qui ont extrait le père de Karin de sa tombe.
Coats Korusu yetkilileri, Rich ailesinin meyve bahçesindeki toprak ve kök bileşimi üzerine detaylı bir araştırma yürüttüler ama Karin Matthews'un bedenini Michigan çamuruna çeken şeyin ne olduğunu açıklayamadılar. Aynı şekilde yetkililer, Karin'in babasının cesedinin 3 yıl önce mezarından çekilip Karin'in bodrumuna nasıl geldiğini de saptayamadılar.
Les autorités ont analysé avec précision le sol et les racines du verger de la famille Rich, mais sans pouvoir expliquer ce qui a englouti le corps de Karin Matthews, ni comment le cadavre de son père s'est retrouvé dans sa cave trois ans auparavant.
Her yıl aynı komik oyun oynanıyor. Kazanan kişi kolej müracaatında başarısından bahsedebilsin diye.
La même comédie pathétique a lieu tous les ans, et tout le monde fait les mêmes promesses pathétiques juste pour pouvoir le mettre sur leurs relevés de notes pour entrer à l'université.
Ben de aynısından istiyorum.
La même chose.
Bu gece yarısından beri bulduğumuz 5. kadın, hepsi aynı şekilde ölmüş.
Depuis minuit, c'est la 5e victime liée au monde occulte.
Chakotay ve mürettebatını Badlands diye biline bölgede, takip eden gemiyle aynı. Çatışma esnasında, Bekçi tarafından
Il s'agit d'un des vaisseaux lancés à la poursuite de Chakotay et que le Pourvoyeur a fait venir dans le quadrant Delta.
Yine aynı sindirim sıvısından var.
C'est encore cette substance digestive.
- Aynısından?
- Même chose!
Bizi en başından bu noktaya getiren aynı gevşek ağızlı davranışı!
La même attitude minable qui nous a entraînés ici.
Aynı zamanda öğretmenin yararını da gözetmek gerektiğinden ve kendisi şu ana kadar yanlış bir şey yapmadığından Noel Baba olduğu için, bir öğretmenin işten atılmasına neden görmüyorum.
Etant donné qu'il peut se faire aider... et qu'il n'a encore rien fait de mal... il n'a pas à être renvoyé sous prétexte qu'il est le Père Noël.
Tamam aslında bunu sadece bir kere yaptım. Ama sen de yarından sonra aynı şeyi yapmalısın.
Ok, mais tu devras le faire pour moi après-demain.
Aynısından lütfen.
La même chose.
Aynısından ben de aldım.
J'ai acheté la même.
Onun adının çıkmasının tek nedeni aynı kan bağından olmasıymış.
Le nom est sorti à cause du lignage sanguin.
Enkaralılar için P5S-381'in uygun olma nedenlerinin aynısı..... dönüşüm için burayı uygun kılıyor. Yabancı gemiyi durdurmak için bu bilgiden yararlanabilir miyiz? Nasıl olacağından emin değilim, efendim.
Les conditions qui rendent P5S-381 idéale pour les Enkarans la rendent idéale pour la transformation. Peut-on utiliser ces informations pour arrêter le vaisseau? Je ne sais pas comment. A supposer qu'on ait le droit de l'arrêter.
Gerçek cinayetler, romandakilerin birebir aynısıydı. - Kahrolası çocuk şarkısından.
Donc, d'après lui, les meurtres étaient la copie conforme de ceux décrits dans le roman et se basaient sur la comptine.
Latince ve birazda Sümerce... katarsak... onların temel gramer yapısına erişebiliriz, yada en azından aynı temellere.
Si on décompose le latin, qu'on y ajoute du sumérien et du thessalien, on s'approche de leur structure grammaticale.