Ayrıca traduction Français
54,245 traduction parallèle
- Ayrıca...
- Et...
Ayrıca ablukanızdan güvenli geçiş.
Et le droit de passage à travers votre blocus.
Ayrıca liman vasıtasıyla suçluları mahkemeye sevk ve idare etme yetkisi.
Et avec la compétence des assises. Et l'administration des criminels sur les docks.
Ayrıca "Haysiyetsizlik" kanunu vasıtasıyla suçlu şahsın tüm aile üyeleri soysuz olarak dikkate alınıp bu kişilerin taşınır ve taşınmaz mallar, yatırımlar üzerindeki talepleri geçersiz ve hükümsüz olacaktır. "
Et par la "Corruption du Sang", tous les membres de la famille du parti coupable seront considérés corrompus et toute revendication de terre, propriété, bien ou investissement... sera nulle et non avenue. "
Hemen gitmenizi öneririm. Ayrıca çok sessiz olmalısınız. Ya da karşılaşacağınız aşırı şiddet için burada kalırsınız.
Je suggère que vous partiez très vite... et vraiment très silencieusement... ou alors vous pouvez rester... pour la violence extrême qui arrive vers vous.
Ayrıca desteklenen her çizgi ve talep hukukî emsal olarak celbedilecektir.
Et n'importe quelle revendication fera l'objet d'un précédent légal.
Kocan ayrıca ahmağın teki.
Ton mari est aveugle.
- Kadın ayrıca hanımım olduğunu iddia ediyor.
- et prétend être ma maitresse. - Ta maitresse?
Ayrıca yakmış olduğunuz o çok pahalı kâğıt parçasının kaleme alınması için gereken para dolaylı olarak Kral'dan çıktı.
Et indirectement, c'est le Roi qui a payé, très cher, pour établir ce document que vous venez juste de brûler.
Ayrıca elimde babanızın bir sandık dolusu eşyası size, babanıza, annenize yazılan ve annenizden gelen mektuplar var.
J'ai aussi une malle, remplie d'effets de votre père, de ses lettres adressées à vous, et de votre père à votre mère.
Binbaşı ayrıca bize bir tarih vermiş. Öbür güne.
Le major nous a aussi donné une date, apres demain.
Ayrıca senin sayende, Mitchum kardeşler vakasının kundaklama değil kazara çıkan bir yangın sonucu olan haklı bir sigorta talebi olduğunu anlamış olduk. Bu da bana Mitchum kardeşlerin, gangster oldukları iddia edilse de bu komplonun bir parçası olmadıklarını göstermiş oldu.
Aussi, merci à vous, nous savons maintenant que l'affaire des frères Mitchum n'était pas criminelle mais bien légitime dans ce feu accidentel, ce qui m'indique que les frères Mitchum, aussi connus comme gangsters,
Ayrıca bu ay bana kira ödeme.
De plus, tu ne me doit aucun loyer pour ce mois. - Quoi?
Bu ay ödeme. Ayrıca bir daha kanını satmayı düşünürsen gelip benimle konuş.
Et la prochaine fois que tu penses à vendre ton sang, viens m'en parler.
Ayrıca, Güney Bölge Komutanlığı'yla koordinasyon içinde vilayet sınırı boyunca harekât noktaları kuruyoruz.
Nous nous sommes coordonnés avec le CR Sud, pour développer une base d'opérations le long de la frontière de la province.
Ayrıca kimse olmak istemedi diye, vaftiz babanım.
Et comme personne ne le voulait, ton parrain aussi.
Ayrıca şunu kısabilir misin lütfen?
S'il te plaît, baisse le son.
Ayrıca o kadar sevecen, özgür ruhlu, kural tanımayan ve sevgi dolu ki bazen tek istediğim...
En fait, elle est belle, ouverte, bohème et elle déborde d'amour. Ça me donne envie...
Ayrıca kıçımı şişko göstermeyecek çikolatalı bir şeyler de getirir misin?
Et un truc au chocolat qui me fera pas grossir.
Ayrıca yarı zamanlı muhasebecilik de yapıyor.
Elle est comptable à mi-temps.
Ya da hayatımı dışarıdan görüyorum, bu anı. Ayrıca o kadar mükemmel geliyor ki bana ait değil gibi.
Je vois cette vie et je la trouve merveilleuse... mais elle ne m'appartient pas.
Sadece onunla alakalı olmaması değil ayrıca senin de izlemen gereken bir oyun.
C'est pas le sujet de la pièce.
Ayrıca bu durumda uygulanacak çare son derece kolay.
De plus, nous avons une solution à ce problème.
Ayrıca sizin Tanrı'nızın dışavurumu organize kiliseler, organize hareket üzerinden oluyor.
Et ensuite, votre dieu se manifeste au travers d'églises et d'un mouvement organisé.
Ayrıca başka bir adama ilgi duyduğunu sanıyordum.
Et en plus, je pensais que tu étais intéressée par un autre adorable homme-enfant.
Ayrıca bu artık benim davam değil. Bu sabah terfi aldım.
Et ce n'est plus mon enquête puisque j'ai été promu ce matin.
Ayrıca, nişanlınızla sonraki konuşmanızda istediğinizin olduğunu söyleyin.
Et la prochaine fois que vous parlez à votre fiancé, dites lui que vous avez gagné.
Ayrıca ben senin geri zekâlı kardeşinim hiçbir işi beceremeyip...
Et parce que je suis ton idiot de frère - qui peut à peine garder un travail...
- Ayrıca telefonları da çalışmıyor.
Et leurs téléphones sont déconnectés.
Size yeterince yük oldum zaten, ayrıca Alice haklıydı.
Je me suis assez imposé et Alice avait raison.
Ayrıca küstahlaşmıyorum.
Je ne me la joue pas.
Ayrıca Bob Lin adına bir profil hazırlayın.
Et il me faut aussi un profil pour Bob Lin.
Ayrıca kimseye ceza kesme.
Et ne mets pas d'amende.
Ayrıca bana silah lazım, bir de KOD'da memur olmak için yemin etmeliyim.
Il faut me donner une arme, et me nommer officier de la police autoroutière de Californie.
Ayrıca Lily'nin göbek bağı Amabella ile kesilmedi sonuçta.
Et puis Lily sait pas quelle tête a Amabella.
Ayrıca çocuk psikoloğu ile görüştüğünü bilmesi gerekmiyor.
Elle est pas obligée de savoir qu'elle voit un psychologue.
Ayrıca babasından da bahsetti inanmayacaksın ama babasının Darth Vader olduğunu düşünüyor.
Il a évoqué son père. Il pense qu'il s'agit peut-être de Dark Vador. - Quoi?
- 200 dolar mı? - Ayrıca bilet fiyatındaki fark.
- Plus la différence de tarif.
Ayrıca ne bir e-posta var ne de fazladan bir nüsha.
Pas d'email, pas de photocopie.
Ayrıca içerideyken hayati bir şey kaybettin.
Vous avez perdu un truc vital en prison, hormis votre temps.
Ayrıca küstahsın, tipin tanıdık geliyor ve bu durum hoşuma gitmiyor.
Vous êtes impertinent et familier. J'aime pas ça.
Ayrıca yakın zamanda aptalca bir şeye evet dediğimi biliyorum.
Je sais que j'ai accepté un truc idiot.
Ben Tek-Gözlü'yüm. Ayrıca Azami'yim. Ve Doğruyu-Bilen'im.
Je suis le Borgne, le Très-Haut, le Perspicace.
- Seni buraya getirdim ya ayrıca hepsiyle kan bağım var.
Parce que je t'ai fait venir ici, et c'est ma famille.
Ayrıca, orada sadece zaman değil çok önemli bir şey daha kaybetmişsin.
De plus, vous avez perdu quelque chose de vital là-dedans, pas seulement le temps.
Para kazanmak için ayrıca medyumluk yapıyorum.
Dans la vie, je suis aussi voyante.
Playboy dergisine çıktıktan sonra, ayrıca Playboy DJ oldum.
J'ai aussi été dans Playboy Magazine et aussi Playboy DJ.
Biraz ciddi bir konuda ayrıca, tamam mı?
Mais on doit avoir une discussion un peu sérieuse.
Ayrıca çok kibar.
D'ailleurs...
- Nasıl ayrıldınız?
Et ça a donné quoi?
Hannah ben bu diyardan ayrılmadan birileriyle tanışabilsin diye bu partiyi verdim.
J'ai fait ça pour qu'Hannah puisse enfin rencontrer des gens avant que je quitte ce royaume.