English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ A ] / Açıyorum

Açıyorum traduction Français

6,148 traduction parallèle
İlk olarak ben senin önünü seksi bir şekilde açıyorum.
Premièrement, j'enlève ton trench de façon sexy.
Tamam, açıyorum.
D'accord, je l'allume.
- Dur biraz Dewey, hoparlörü açıyorum.
Attends. Je te mets sur haut parleur.
Şimdi aracınızın bagajını açıyorum.
Maintenant, je vais ouvrir le coffre de votre véhicule.
Arttırmayı 40 Dolar'dan açıyorum.
Commençons les enchères à 40 $
Arttırmayı 1000 Dolardan açıyorum.
Commençons les enchères à 1 000 $.
Sayın hakim, karşı tarafın avukatının sunduğu deliller ve Bay Morris'in ifadesi ile birlikte AYZ şirketine patent ihlali suçundan bir karşı dava açıyorum.
Votre honneur, sur la base des preuves présentées par l'avocat adverse et le témoignage de M. Morris. je voudrais déposer une demande reconventionnelle contre AYZ pour violation de brevet.
Açıyorum.
Je m'en occupe.
Ben başka kelimelerle açıklıyorum, tabi.
Je paraphrase bien sûr.
Görüş açısına alçalıyorum efendim.
Je me mets en position.
- Gerginken daha çok acıkıyorum.
C'est juste que.. J'ai super faim quand je suis nerveuse.
Acıya benzer bir yönü olduğuna inanıyorum, evet.
Je connais le crève cœur, oui.
İkisini de kabul edeceğim, çünkü acı çektiğini görebiliyorum ve dışarda nasıl hareket edeceğini görmek için sabırsızlanıyorum.
Je vais accepter, car je vois que tu en souffres et que je meurs de savoir comment ça va se passer.
Yapabileceğimizin en iyisi bu ve açıkçası başka bir PC üreticisinden daha iyi bir teklif alabileceğinizi de sanmıyorum.
C'est mon maximum. Sincèrement, je doute qu'on vous propose mieux ailleurs.
Yıllar boyunca bir yığın erkek arkadaşım öldü ama ilklerin ne kadar acı verdiğini hatırlıyorum.
J'ai vécu la mort d'environ une centaine de petits amis, mais je me souviens à quel point c'était douloureux pour les premiers.
Affınıza sığınıyorum ama Hollis bey, müvekkiliniz geçmişte bu tedavilerin birkaçını bitirmişti. Ve geçen haftaki olaylardan da anlaşılacağı gibi, sonuçlar pek iç açıcı olmamıştı.
Avec tout le respect que je vous dois, Mr Hollis, votre cliente a déjà suivi un bon nombre de ces traitements et comme le prouvent les évènements de la semaine dernière, les résultats sont loin d'être spectaculaires.
- Dönem arası notlarına bakıyorum ama daha açıklamadılar. - Ne yapıyorsun?
Qu'est-ce que tu fais?
Onu gerçek hayatın acı gerçeklerine hazırlamaya çalışıyorum.
J'essaye juste de la préparer à la dure réalité de la vie.
Muıhtemelen böyle söylememem lazım ama ona acıyorum. Az önce ödümü patlatmış olsa bile.
Je ne devrais pas dire ça, mais j'ai de la peine pour elle, même si elle me fiche la trouille.
Açıkçası dürüst olmak gerekirse o kadar da mutlu olduğunu sanmıyorum.
Pour être honnête, Je ne pense pas qu'elle soit très heureuse.
Açıkçası, çok iyi uyuyamıyorum zaten.
Pour tout vous dire, je ne dors pas très bien.
Karşı sokakta yaşıyorum ve bu oğlanlar abajuru hep açık bırakıyor.
Je vis de l'autre côté de la rue, et ils laissent toujours les stores ouverts.
Seni acı çekerken görmekten zevk almıyorum Şef.
Capitaine, je n'éprouve aucun plaisir à vous voir souffrir.
Acıkmaya başlıyorum ve daha yapacak çok işimiz var.
Je commence à avoir faim ; nous avons eu beaucoup de travail à faire.
Yutkunamıyorum. Ve kemiklerim acıyor.
Je n'arrive pas à avaler et mes os me font mal.
Açıklayamıyorum ama bir şeylerin başladığını hissediyorum.
Je ne peux pas l'expliquer, mais quelque chose arrive.
Ayrıca, şu an çektiği acıdan daha fazla acı çekmesini istediğini sanmıyorum.
Je ne crois pas que tu veuilles le voir souffrir plus qu'il ne souffre déjà.
Seçimlerinin pek çoğu hakkında açıklayıcı olacağına inanıyorum.
Je crois que ça explique beaucoup de ses choix.
Açıklayamıyorum o sabahı beni bıraktığı büyülenmiş halde.
Je ne peux pas m'expliquer Qu'au matin elle m'ait quitté ENCHANTÉE
Bunu sana açıklamak zorunda kaldığıma inanamıyorum.
Je ne peux pas croire que je doive te l'expliquer.
Niye sana açıklıyorum ki? Anlayamazsın.
Je savais que cette ignoble décision venait de cette effrontée!
Ben işe başka açıdan bakıyorum siz de tam bu işin adamısınız.
Eh bien, j'ai un nouvel angle sur sur lequel je travaille. et je pense que tu es la bonne personne pour m'aider.
- Casusluk için olduğunu düşünüyorum. Sırlarımızdan birini açığa çıkarmaya geldiğini sanıyorum.
C'est l'un des secrets qu'elle révélera j'espère.
Bak, Cin partnerime ihtiyacım var ve eğer sen kıza açılmaktan korkuyorsan neden bunu ben yapmıyorum?
Tiens, regarde, j'ai besoin que ma partenaire Gin revienne Et si tu es trop une poule mouillée pour lui demander, pourquoi je ne le ferais pas pour toi?
Seninle yaşadığım için acı çektiğimi anlıyorum.
Je vis avec un demeuré. Eh ben, arrête!
Birçok şey çöktü ve bunu açıklayamıyorum.
Une autre chose que je ne peux pas expliquer.
Açıkçası, ben de onu suçlamıyorum.
et franchement je ne blâme pas Gabe.
Açıkçası neye yapmaya çalıştığını hiç anlamıyorum.
Et franchement, je ne sais pas pourquoi tu'impliques tant.
İzninizle oradan daha iyi bir görüş açısı bulacağımı sanıyorum.
Si vous voulez bien m'excuser, je crois que j'aurais une meilleure vue de là-bas.
Acısını hafifletebileceğime inanıyorum.
Je crois que je peux soulager sa souffrance.
D.C. ile çalışmayacağım ve açıkçası sen nasıl çalışıyorsun, anlamıyorum.
Je bosserai pas pour la République, et très franchement je comprends pas que toi tu puisses le faire.
Restoranım 6 hafta sonra açılıyor ve ben tüm detayların düzgün olması için uğraşıyorum.
Mon restaurant ouvre dans six semaines. et je vérifie que tout aille bien dans les moindres détails.
Pek net hatırlamıyorum açıkçası.
Je ne m'en souviens pas trop.
Acıyorum. Gerçekten acıyorum.
Je... oui.
Karnım çok acıktı Sabırsızlanıyorum Seni silip süpürmek için.
Et j'ai tellement faim. Je peux pas attendre de te dévorer.
En muhtemel açıklamanın bu olduğunu anlıyorum, Conrad. Ama elle tutulur deliller bulana kadar- -
Je comprend que c'est l'explication la plus probable, Conrad, mais jusqu'à qu'on trouve des preuves physiques...
Sanıyorum bu konuda fazlasıyla açıktım.
Je pensais avoir été très claire à propos de ça.
Kongre Üyesi'ni öldürmemizi söylediğinde bunu açıkça belirttiğimi sanıyorum.
Pas depuis qu'il nous a ordonné de tuer un membre du Congrès.
Açıkça belirttiğimi sanıyorum.
Il me semble avoir été clair?
Yarı çıplak olduğumu anlıyorum ama bunun mantıklı bir açıklaması var.
Je comprend que je suis a moitie nu, mais il y a une explication raisonnable.
Açıkçası bu iş için neden beni seçtiğini de anlamıyorum.
Et honnêtement, je ne vois pas pourquoi je suis celle qui te faut.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]