Ağabey traduction Français
1,066 traduction parallèle
Ağabey... Aigin.
Frère...
Ağabey veya kız kardeşsen içerde sayılırsın.
Les frères et sœurs partagent tout.
Uzun zamandır sana bir ağabey olmadım.
Je ne fais plus partie de la triade, c'est terminé.
Ağabey!
- Je n'ai pas vu Kit depuis longtemps.
Büyük Ağabey.
Le Grand frère.
Korktun mu, ağabey?
T'as la pétoche, grand frère?
Diaz, Ağabey'i ara. Destek istiyorum.
Diaz, appelle, demande du renfort.
Ağabey 0-2, burası Sessiz İkiz 0-2.
Big Brother 0-2, ici Jumeau 0-2.
Sessiz İkiz 0-2'den Ağabey 0-2'ye, tamam.
Big Brother 0-2, ici Jumeau 0-2, terminé.
senin için bir ağabey gibiydi.
C'était comme un grand frère pour toi.
Ağabey!
Grand frère!
Ağabey olacağım.
Je vais être grand frère.
Ağabey olacaksın, bebeğim!
Tu vas être grand frère!
Ben Ağabey, elimizde iki muhasebe defteri ve bir kaşarlı füme domuz var.
Frère Ben, on a deux livres de compte et un cochon au fromage fumé.
Kontrolüm altında, ağabey.
On gère, grand frère.
Ağabey, burada bir S-O-R-U-N var.
Ben, mon frère!
İtirafım var size : Hani o göle yakın parkta beraber oynadığım ağabey olun yine.
Mais pour l'aveu que je viens faire, il faut que je revoie en vous le presque frère avec qui je jouais dans le parc... près du lac.
Bir arkadaş gibi olacağım, bir ağabey gibi
Je serai comme un frère, un ami.
Bugün mezuniyetime geldiğin için sağol ağabey.
Merci d'être venu pour mon certif.
"Oyuncak askerimi kırdın, sana hala kızgınım" türü ağabey, kardeş... oyunlarından birini oynamamız şart mı?
Il faut vraiment qu'on joue à... grand frère-petit frère, "t'as cassé mon jouet et je t'en veux"?
Ağabey!
Frére.
- Yandın ağabey!
Tu brûlais, mec!
- Ağabey ne yapmamız gerekiyor?
Comment s'éclipser Ia tête haute?
Ona "ağabey" diye seslen.
Te voilà notre grand frère.
Ağabey!
AppeIez-Ie "grand frère".
Bugün getirdiğiniz kadın nerede? Ağabey!
La femme que vous avez enlevée?
Bunlar ağabey kardeş, odaya ihtiyaçları var.
Tu as une chambre pour un frère et une soeur?
Ne bir ağabey, ne de dostsun.
Ni un frère ni un ami.
Ağabey.
Mon frère.
Benim de başka bir ağabey.
Et moi, il me faudra un autre grand frère.
Bir ağabey lazım sana.
Il te faut un frère.
Ağabey, bozuk para versene!
Une petite pièce!
Bir ağabey gibi.
Il m'a traité comme un frère.
- Merhaba, ağabey.
- Salut, grand frère.
Ağabey zaten eğitilmiş.
Le frère aîné est déjà dressé.
Ağabey-kız kardeş oluşumuzu kastediyorum.
Oui, comme frère et s ur.
Ağabey ile kız kardeşi yalnız bırakarak odandan çıktık. Müdür ile Müdüre.
Nous nous retirâmes, pour laisser le frère avec la s ur, le directeur avec la directrice,
- İdeal bir ağabey. - Evet!
un grand frère idéal, alors. oui!
Rom. Ağabey, gelmişsin. Acele edersen halen alınabilecek bir iki özel eşya bulabilirsin.
En te dépêchant, tu trouveras peut-être encore quelque chose à acheter.
Evet, ağabey!
Merci, mon frère.
Teşekkür ederim, ağabey!
Je vais le dire à Nog.
Rahatla, ağabey. Kemasit dengesizdir bilirim ama bir veya iki gün daha çok fark yaratmayacaktır.
La kémacite est un produit instable, mais 2 jours de plus ne changeront rien.
Ben her zaman zekiydim ağabey.
J'ai toujours été malin.
Ağabey, uyan.
Réveille-toi.
Deniyorum ağabey ama warp çekirdeği cevap vermiyor.
Le réacteur de distorsion ne répond pas.
Elimden geldiğince hızlı çalışıyorum ağabey ama cihazlarımızı engelleyen bir çeşit etkileşim olmalı.
Je travaille aussi vite que je peux. Nos traducteurs sont perturbés par des interférences.
Ağabey! Generalle toplantınız nasıl geçti?
Comment ça s'est passé avec le général?
Senden hoşlanmış gibi, ağabey.
Il a l'air de bien t'aimer.
- Seni görmeye geldim ağabey.
Je suis venu pour te voir, vieux frère!
- Sakin ol! - Evet, ağabey!
Doucement!
Ağabey?
- Mon frère?