English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ A ] / Aşağılık

Aşağılık traduction Français

6,276 traduction parallèle
Birlikte... aşağılık pisliğiz.
Nous ensemble... gosse mède!
O aşağılık Rajkumar beni tehdit etti.
Ce chien de Rajkumar m'a menacé...
- Aşağılık.
Cet enfoiré...
- O aşağılık nerede?
Où est-il?
Ünlü olduğunda tek yaptığın aşağılık herifin önde gideni gibi davranmak oluyor.
Quand tu es connu, t'es encore plus con.
Bugün Vex'le beraber bazı aşağılık heriferle anlaşma yaptık, tamam mı?
Moi et vex on a un deal avec de plutôt méchant Mofo's en nos jours, ok?
Ama evet, uzun zamandır bastırmayı başardığım bu aşağılık his sezdirmeden yaklaşıyordu.
Mais c'était un fait que le sentiment que... j'avais réussi à réprimer si longtemps, me prenait.
Bu bir silahlı soygun, aşağılık herif.
C'est un hold-up, trouduc.
Aşağılık piçleri topladılar, onlar...
Ils prennent même les plus gros salauds, pas vrai?
Senin de aşağılık biri olman sağlığına zararlı. Ben sadece sigara içiyorum.
Être un con est mauvais pour ta santé, je fume juste une cigarette.
Şahsi fikrim şudur ki kölelik müessesesi öyle aşağılık bir mertebededir ki bunun savunulacak bir yanı yoktur.
Je suis d'avis que la condition d'esclave est une telle infamie que rien ne saurait l'encourager.
Aşağılık herif!
Enfant de chienne!
Aşağılık herifler!
Fils de pute!
- Kağıt üzerinde olmuş bütün korkunç şeyleri aşağılık ithamları ve önerileri yüzüme karşı sıraladığınızın farkındayım.
Je réalise que mon visage est partout dans les journaux avec de vils suggestions et insinuations de toute sortes de choses horribles
♪ Aşağılık sevgili ♪
♪ You dirty love. ♪
♪ Aşağılık sevgili ♪
♪ ♪ You dirty love ♪
Canlanın biraz aşağılık köpekler.
Apparemment en vie, toi chien de scorbut.
Kötü haber ise aşağılık herifler onun nerede yaşadığını biliyorlar.
La mauvaise nouvelle est que ces abrutis savent qu'il est en vie.
Aşağılık herif.
Fils de pute.
- Özel dedektiflik yapan aşağılık herifin biri.
Une vraie raclure, à moitié détective.
Aşağılık.
L'abruti.
Aşağılık yalancı devlet ormanda artık daha fazla kuduruk olmadığını söylüyor. Ama bunu biz daha iyi biliyoruz.
Ce foutu gouvernement de menteurs dit qu'il n'y a plus de charognes enragées dans les bois, mais on sait ce qu'il en est.
Şu aşağılık şey aynı şeyi yine yapıyor!
Ce fusil de merde continue de faire ça!
Aşağılık pislik.
Oh, bousillé.
Aşağılık pislik!
Enfoiré!
Onun aşağılık köpeğini bulun!
Nous avons trouvé ces gants dans votre voiture Sous le siège conducteur.
O konuda bilgim yok ama o aşağılık herif ona ateş ettiğinde elektrikli bir fırtına varmış gibi kıvılcımlar çıktı.
J'en sais rien, mais il a scintillé comme un orage électrique quand ce trou du cul lui a tiré dessus.
Senden daha aşağılık bir şey var mı?
Y a t-il une bassesse dont vous ne soyez capable?
Güzel arabalar aşağılık herifler.
Jolies caisses, têtes de cons.
Senin aşağılık herif, o nerede?
Vous êtes in fils de pute, où est-elle?
O aşağılık herif kızlarına zarar mı vermiş?
Cet enfoiré a blessé ses filles?
Bu kadar aşağılık konuklarla oturmayız biz.
Pas en si mauvaise compagnie.
Sakın kımıldama aşağılık.
Bouges pas, abruti.
Bana aşağılık biri gibi davrandın.
Tu m'as humiliée.
Bana yardım ediyor olman lazımdı bu aşağılık şerefsiz heriften randevu kopartman değil.
Tu es censé me donné un coup de main, pas pécho le connard ambulant
Huzur içinde yat aşağılık herif.
Repose en paix, espèce de merde.
Özür dilerim, çok aşağılık davrandım.
Pardon d'avoir été aussi conne.
Defol git, seni aşağılık orospu çocuğu!
Tire-toi, misérable fils de pute!
Ve aşağılık kaçtı.
Et il s'est enfui!
Ayaklarım yere değdiği anda kıçımda sanki bir düğüm çözüldü ve karnımdaki festival bacaklarımdan aşağı boşaldı.
Je descends de l'autobus. Dès que je pose le pied par terre, je ne peux plus me retenir, et la fiesta dans mon estomac se met à couler le long de mes jambes.
O kızına musallat olunca,... Felipe aşağıda onu tutan, o kutuyu yaptı.
Quand elle a pris possession de sa fille, Felipe l'a enfermée dans le cagibi.
Hapiste o kadar kalıp çıkışta böyle aşağılanmak... Hep nefret ettiği bir adamın oğlu tarafından.
Tout ce temps en prison, seulement pour sortir et être humilié par le fils de l'homme qu'il a toujours détesté.
Annemle kavga etti, anneme vurdu ve annem de kaçtı ben de aşağıya indim haliyle çok korkmuştum beni gördüğünde ağlamaya başladı merdivenlerden ağlaya ağlaya indi ve beni yakalayıp sıkıca sarıldı.
Il s'est disputé avec ma mère, il l'a frappée, elle a hurlé alors je suis descendue parce que j'avais peur, et quand il m'a vue, il s'est mis à pleurer, il a monté quelques marches d'escalier, il m'a attrapée et serrée contre lui, très fort.
Eğer geç kalmamış olsaydık, Tanrım bana yardım et, arkamı döner seni merdivenlerden aşağı iterdim!
Si on n'était pas en retard, par l'aide de Dieu, je retournerais et te pousserais dans cet escalier!
Kafasını kırıp, merdivenlerden aşağı attım onu.
Je lui ai fendu la tête, et je l'ai poussé dans les escaliers.
Gavin, dördüncü kata çıkıp asansör kapısını açmaya çalış. Sağ taraftakini. Sonra da ilaçları aşağı yollarsın.
Gavin, montez au quatrième étage et d'essayer de forcer l'ouverture des portes de l'ascenseur sur l'arbre de droite, et déposez les médicaments vers le bas comme ça, ok?
Kapıyı aç, aşağılık herif.
Ouvre la porte espèce de merde.
Seni aşağılık.
Fils de pute!
Ve her şey baş aşağı oldu Kızımız, makyajlı olmadan okula gittim.
Notre fille est allée à l'école sans maquillage et tout s'est inversé.
- Tabanca, kılıfta, tüfekler aşağı dönük.
- Armes de poing rangées, fusils baissés.
Babamın onu nasıl kırdığını ve aşağıladığını da gördüm.
Je l'ai vu la rabaisser... La briser.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]